Türk Vergi Sistemi

TÜRK VERGİ SİSTEMİ

Belli bir ülkede belli bir dönemde uygulanan vergilerin (ve vergi benzeri kamu gelirlerinin) bütünü “vergi sistemi” olarak adlandırılır. Vergi sistemi konusunu ya da herhangi bir ülkenin vergi sistemini incelemek için belli bilimsel ölçütler esas alınabilir. Bu bağlamda vergi sistemleri bakımından gerçekleştirilen ilk ayrım, uygulanan vergi sayısına göre yapılır. Bir vergi sistemi tek bir vergi türü üzerine kurulduğu takdirde “tek vergili sistem”, birden çok vergi uygulanmakta ise “çok vergili sistem”den söz edilir. Çağdaş ekonomilerde yükümlülerin gerçek ödeme gücünü kavrayabilmek ve devletlerin artan gelir gereksinimini karşılayabilmek için birden çok vergi uygulandığı görülmektedir. Bir başka ifadeyle bugünkü vergi sistemleri ilke olarak “çok vergili sistem” modeli üzerine kuruludur.

Çok vergili bir sistemde vergilerin belli ölçütlere göre bölümlenmesi “vergi sistematiği” olarak adlandırılır. Vergi sistematiği ile belli bir vergi sisteminde yer alan vergiler, belli amaçlar için, bir kısım tasniflere tâbi tutulur. Bir vergi sisteminde yer alan vergileri, vergilendirilen ekonomik kaynağa göre tasnif, geniş kapsamlı çalışmalar için en yaygın inceleme sistematiğidir. Tüm vergi türleri göz önünde tutulduğunda vergilerin üç ekonomik unsuru esas aldığı görülür: gelir, servet, harcama.

Vergilerin ekonomik kaynağına göre tasnifi, vergi sistemlerinin üçlü bir ayrım çerçevesinde ele alınması sonucunu beraberinde getirir. Bu çerçevede vergiler:

I- Gelir üzerinden alınan vergiler,

II- Servetten alınan vergiler,

III- Harcamalardan alınan vergiler

olmak üzere üçlü bir ayrım içerisinde incelenir. Türk Vergi Sistemi, yukarıdaki ayrım çerçevesinde irdelendiğinde, vergiler aşağıdaki biçimde gruplandırılabilir:

I- Gelir üzerinden alınan vergiler:

a) Gelir Vergisi,

b) Kurumlar Vergisi.

II- Servetten alınan vergiler:

a) Emlâk Vergisi,

b) Veraset ve İntikal Vergisi,

c) Motorlu Taşıtlar Vergisi.

III- Harcamalardan alınan vergiler:

a) Katma Değer Vergisi,

b) Özel Tüketim Vergisi.

Kuşkusuz yukarıdaki gruplandırma, Türk Vergi Sistemindeki tüm vergi türlerini kapsamamakta; bunlar dışında hukukî işlemlerden alınan damga vergisi, harçların, Belediye Gelirleri Kanunu kapsamında alınan çeşitli vergilerin, ithalat nedeniyle alınan gümrük vergisinin ve yerel yönetimlerin diğer vergi gelirlerinin de varlığına dikkat çekilmesi gerekir.

Cumhuriyet Döneminde Türk Vergi Sisteminin Gelişimi

Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği ilk kanun bir vergi kanunudur. 23 Nisan 1920 de toplanan TBMM, 24 Nisan 1920 tarihinde 1 sayılı “Ağnam Resminin Sabık-ı Misillu Dört Misli Olarak İstifası Hakkında Kanun”u çıkartmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu döneminde alınan vergilerin yanı sıra, savaşı finanse etmek üzere Tekâlif-i Milliye olarak adlandırılan çeşitli mali yükümlülükler getirilmiştir. Cumhuriyet döneminde başlangıçta Osmanlı İmparatorluğundan intikal eden vergilerin tahsili sürdürülmüştür. 1925 ten itibaren ise vergiler konusunda yenileştirmelerin başladığı gözlemlenir.

Cumhuriyet döneminde vergilere ilişkin yeniliklerin daha çok vergi kanunlarında “düzeltmeler”, “revizyonlar” şeklinde gerçekleştirildiğini söylemek yanlış olmaz. 1925 yılında âşârın kaldırılması, 1949 yılında Gelir, Kurumlar ve Vergi Usul Kanunlarının kabulü ve 1984 yılında harcamaların vergilendirilmesi alanında katma değer vergisi modelinin benimsenmesi önemli dönüm noktaları olarak belirtilebilir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir