Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ile Miras Hukuku Arasındaki İlişki
Bir evlilik söz konusu olduğunda hatırlayacak olursak malları ikiye ayırıyorduk. Bunlar kişisel mallar ve edinilmiş mallardı. Bir evlilik ölümle sona erdiğinde bakacağımız ilk şey eşler mal rejimi sözleşmesi yapmışlar mı? Yapmamışlar. O zaman bakacağımız ikinci şey 01/01/2002 tarihinden önce mi sonra mı evlilik gerçekleşmiş. Sebebi ise şu anki medeni kanunumuz edinilmiş mallara katılma rejimimi yasal mal rejimi kabul ediyor fakat bunun öncesinde mal ayrılığı rejimi söz konusuydu. Kanun geçiş dönemi için şunu söylüyordu; belli bir süre içerisinde edinilmiş mallara katılma rejimine geçmek istemediğini bir dilekçeyle bildirmedikçe bu evlilikler açısından da yasal mal rejiminin edinilmiş mallara katılma rejimi olacağı belirtilmiştir.
Kişisel malları, miras gibi karşılığını vererek (emek karşılığı) kazandığı ve evlenmeden önce kazandığı mallar oluşturmaktadır. Edinilmiş mallar ise evlilik birliği sürerken bedelini ödemek suretiyle iktisap ettikleri her mal edinilmiş maldır.
Yasal mal rejiminden dolayı mirasın taksim edilebilmesi için ilk olarak mal rejiminin tasfiyesi gerekir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde başka bir oran özel olarak belirlenmemişse 1/2 alacak hakkına sahiptir, diğer eş. Artık değere katılmada mal rejimi sözleşmesiyle başka bir esas kabul edilebilir.
*Oran 7/8 olarak mal rejimi sözleşmesiyle böyle bir belirleme yaptığımızda bu belirleme ortak olmayan çocuklarımızı ve onların altsoylarının saklı paylarını zedeleyemez. Uğrattığı oranda geçersiz olacaktır.
*Ortak olmayan çocuklar için 1/2lik kanuni orana göre hesaplama yapılır ilk olarak. Daha sonra 7/8 oran üzerinden evlilik mallarının tasfiyesi olacak şekilde hesaplama yapılır. Aralarında saklı paylara ulaşamama gibi bir durum söz konusu oluyorsa 7/8 lik anlaşmayı saklı pay sınırına kadar geçersiz sayıyoruz. Yani burada kısmi geçersizlik söz konusu. Sözleşmenin tamamını geçersiz saymıyoruz.
*Mal rejimini bertaraf etmek amacıyla yapılan bütün hukuki işlemler geçersiz olacaktır.