İcra ve İflas Hukuku Pratik Çalışma 1

İcra ve İflas Hukuku Dersi

Pratik Çalışma I

OLAY I

Merkezi Ankara’da olan ve dekorasyon işleriyle uğraşan (B) A.Ş., Sincan’daki inşaatında kullanmak üzere Sakarya’da mobilya üretim ve ticareti yapan (A) A.Ş.’den 20.000 TL değerinde mobilya satın almıştır. Buna ilişkin olarak, taraflar arasında Ankara’da yapılan sözleşme gereği (B) A.Ş., borcun 10.000 TL’lik kısmını peşin ödemiş, kalan kısım için ise 10.000 TL’lik bono vermiştir. Ancak (A) A.Ş., alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başvurmuştur.

SORULAR

  1. Bu takipte kendisine ödeme emri gönderilen (B) A.Ş.. aşağıdaki iddiaları, nerede, hangi süre içinde, nasıl ileri sürebilir; bu iddialarının takibe etkisi ne olur? Bu iddiaların haklı olup olmadıklarını da değerlendirerek kısaca açıklayınız.
  2. Takip konusu alacak rehinle temin edildiğinden bu alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna başvurulamaz.

Kural: Önce rehnin paraya çevrilmesi durumu. Istisnası: M. 167 – Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir. Dolayısıyla eğer alacaklının elinde bir kambiyo senedi varsa ama aynı zamanda kambiyo senedine ait borçla temin edilmiş bir rehin de varsa alacaklıya seçimlik hak tanınıyor. Eğer bir kambiyo senedi olmasaydı da bir adi senet olsaydı seçimlik hak söz konusu olmayacaktı. Alacağı bir kambiyo senedine bağlı olduğu için rehnin paraya çevrilmesine başvurması zorunlu değil. Doğrudan kambiyo senedine mahsus takip yapmak suretiyle alacağını elde edebilir. Bu durum kambiyo senedi ile sınırlı yani kambiyo senedine bağlı kısım için bunu yapabilir, geriye kalan miktar için rehnin paraya çevrilmesi yoluna gidecektir.

  1. A.Ş., takip talebinde bulunurken bononun aslını icra dairesine vermemiştir.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte kambiyo senedinin icra dairesine verilmesi zorunludur. Verilmemişse ödeme emri düzenlenememesi gerekir. Bu belge verilmeden ödeme emri düzenlenmişse icra dairesi yapmaması gereken bir şeyi yapmış olur. Şikayete başvurulur. Süresi 7 gündür (genel şikayet süresi).

  1. Takip konusu bir çekse ve bankaya ibraz edildiğinde kısmi ödeme söz konusu olduysa, bir önceki soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?

Bankaya çek ibraz edilmişse ve kısmi bir ödeme yapılmışsa banka çeke el koyar ve çekin onaylı bir fotokopisini verir. Bu halde fotokopi icra dairesine verilerek kambiyo senedinin icra dairesine verilmesi zorunluluğu yerine getirilmiş olur. (Bu sadece çeklerde ve çeklerin kısmi ödemesinde söz konusu olan bir durum.)

  1. Bono bedelinin tamamının (A) A.Ş.’ye ödedim; borcum yoktur.

Bu bir borca itiraz. Icra mahkemesinde ileri sürülür. 5 gün içinde. İcra takibi kendiliğinden itiraz ile durmaz.

  1. Bonoda tanzim tarihi olmadığından (A) A.Ş.’nin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz.

Bir kambiyo senedinden söz edebilmemiz için üzerinde tanzim tarihi olması gerekir. Üzerinde tanzim tarihi olmadığı için bu bir kambiyo senedi olmaz. Kambiyo senedi olmadığına göre kambiyo senedine mahsus takip yolu yapılamaz. Velev ki yapıldıysa şikayete başvurulur. Burada icra dairesinin hatası söz konusu. Burada şikayet süresi 5 gün. M. 168/1-3 – Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi lüzumu. Kanun özel olarak 5 günlük süre öngörmüş. Şikayet icra mahkemesine yapılır.

  1. Bono bedelinin 5.000 TL’sını (A) A.Ş.’ye ödedim.

Kısmi itiraz. Ayrıca ve açıkça yapılmalıdır. Kısmi de olsa neticede borca itirazdır, 5 gün içinde icra mahkemesine yapılır. Takibi kendiliğinden durdurmaz.

  1. Takibin dayanağı olan bono, şirketimiz adına imza yetkisini haiz olmayan kişi tarafından imzalanmıştır.

Burada imzaya değil, borca itiraz var. “İmza bana ait değil” demiyor. Borca itiraz olduğu için de yine 5 gün içinde itiraz yapılır. “Ben böyle bir belge imzalamadım” dese imzaya itiraz olurdu.

  1. Bononun vadesi gelmemiştir.

Dolayısıyla muaccel değildir. Bu bir şikayet. Normalde borcun muaccel olup olmaması borca itiraz sebebidir. Ancak burada şikayet sebebidir. M. 168/1 – İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Dolayısıyla kambiyo senediyle haciz yoluyla takipte, icra memurunun ödeme emri gönderebilmesi için kambiyo senedinin vadesinin geldiğini tespit etmiş olması gerekir, bu tespitle yükümlü. Icra memuru yapması gereken bir şeyi yapmadığı için şikayet sebebi olur. Süresi 7 gün (özel düzenleme yok). Icra mahkemesinde yapılır.

  1. (B) A.Ş.’nin müdürünün, kesinleşen ödeme emrine konu olan bu borcunu, (A) A.Ş.’ye Sakarya’daki merkezinde makbuz karşılığı ödediğini ve fakat buna rağmen, (A) A.Ş.’nin (B) A.Ş.’nin mallarının haczini istediğini varsayalım, (B) A.Ş.’ne ne yapmasını tavsiye ederdiniz? Kısaca açıklayınız.

Borcu ödeme emri kesinleştikten sonra ödemiş. M. 170/b – 61 inci maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ilâ 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır. Dolayısıyla elinde imzası ikrar edilmiş senet varsa kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takipte de takibin iptali istenebilir.

  1. A.Ş.’nin haciz talebinde bulunduğunu varsayalım. (B) A.Ş.’nin mallarının haczi sırasında orada bulunan (C) A.Ş. vekili, haczedilen bir takım makinelerin kendilerine ait olduğunu; bunları (B) A.Ş.’ye kiraya verdiğini ileri sürmüştür. İcra müdürü ve ilgililerin yapacağı işlemleri kısaca açıklayıp; bu prosedürü kısaca anlatınız.

Istihkak iddiası. Mal borçlunun elinde sayılır. İcra müdürü öncelikle istihkak iddiasını tutanağa geçirir. Daha sonra alacaklı ve borçluya 3 günlük süre verilir. 3 gün içinde itiraz gelmezse istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır ve mal üzerindeki haciz kalkar. Eğer bir itiraz gelirse kendisi icra mahkemesine gönderilecek. Icra mahkemesi öncelikle takibin durup durmadığına karar verecek. Daha sonra da 3. kişinin istihkak davası açması için süre verilecek.

  1. A.Ş.’nin haciz talebi üzerine harekete geçen icra müdürü, bir tutanakla, (B) A.Ş.’nin haczi caiz bir takım mal ve haklarının bulunduğunu ancak haczedilen mal ve hakların, takip giderlerini karşılayacak yeterlilikten yoksun olduğunu tespit etseydi, bu tespiti içeren tutanağa icra hukukunda atfedilen hukukî nitelik ve takip hukuku bakımından bağlanan sonuçlar ne olurdu?

M. 105 – Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir. İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette (yani maddi anlamda yetersizliği) dahi tutanak (ayrıca bir belge düzenlemesine gerek kalmadan) muvakkat aciz vesikası (geçici aciz vesikası) yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir. M. 277 – tasarrufun iptali davası. Madde 278, 279 ve 280’deki hallerden biri varsa borçlu açısından, geçmişte yaptığı tasarruflar varsa bunların iptali istenebiliyor. Bu geçici aciz vesikasının, kesin aciz vesikasının doğurduğu sonuçları doğurduğu söylenemez. Sadece tasarufun iptali davası açma hakkı verir.

  1. (B)’nin bir taşınmazı 3.4.2013’de haczedilmiş ve (A) tarafından satışı istenmiştir. Açık artırma ilânı, taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunan (D)’ye tebliğ edilmezse, bu eksikliğin sonucu ne olacaktır?

Taşınır ve taşınmaz satışı arasında bazı farklar var. Bunlardan biri de satış ilanının ilgililere tebliği. İlgiliden kasıt tapuda taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olanlar, ipotek hakkı olanlar. “Hak sahibi olduğun taşınmazın sahibi değişiyor.” Tebliğ edilmeden satış yapıldıysa ihalenin feshi istenir. Normalde ihalenin feshinin süresi (M. 134) 7 gün. Ancak M. 134/7 – Satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.

  1. Taşınmazın değeri 400.000 TL olarak takdir edilmiş olsa ve birinci derecede 200.000 TL, ikinci derecede 100.000 TL bedelli iki tane muaccel ipotek bulunsa, bu taşınmaz hangi bedel üzerinden satılacaktır?

Öncelikle 2 şeye bakılır: 1) Taşınmazın değerinin en az %50’si esas alınır. 2) Satış ve paylaşma giderlerleri ile rüçhanlı olan alacakların (satış isteyen alacaklının rüçhanlı olan bütün alacakları) karşılanmalıdır. Burada muaccel bir ipotek söz konusudur. 300.000 TL esas alınması lazım.

  1. şıkkında belirtilen ipotekli alacaklar muaccel olmasaydı taşınmaz hangi değer üzerinden satılmalıydı?

Henüz talep edilemeyen bir borç var. Bu talep edilemeyen borcun üzerinde ipotek var. Bu rüçhan olarak kabul edilebilir mi? Hayır. Eğer taşınmaz üzerindeki ipoteklerin temin etmiş olduğu alacaklar henüz muaccel hale gelmediyse bu durumda bu hesaba katılmazlar. Satış yapılırsa ipotekle yüklü olarak mal alıcıya geçer. Ipotek sahibi alacağı muaccel olduktan sonra alacağını taşınmazın yeni sahibinden isteyebilir. Netice olarak eğer muaccel olduysa rüçhanlı olarak kabul ediyoruz. Muaccel değilse henüz talep edilemeyen bir alacak olduğu için rüçhanlı olarak kabul etmiyoruz.

  1. 400.000 TL değerindeki taşınmaza, ilk artırmada (K) 150.000 TL pey sürmüş, ancak % 50’yi karşılamadığı için, ikinci artırmaya gidilmiş; bu artırmada da (L) 180.000 TL pey sürmüştür. Bu taşınmaz kime, hangi miktar üzerinden satılacaktır?

Ilk artırmada da ikinci artırmada da değersel bir fark yok, %50 aranıyor. Bu durumda satış yapılamaz ve düşer. Tekrar satış yapılması için alacaklının yeniden satış talebinde bulunması gerekir.

  1. İlk artırmada (M)’ye satış yapılmasına rağmen, (M), süresinde satış parasını yatıramazsa, bunun sonucu nedir? İcra memuru ne yapmalıdır?

M. 133 – Kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimsenin ileri sürdüğü pey, 129 uncu maddenin aradığı şartlara uygun bulunması ve bu kimsenin adresinin de malum olması halinde bir muhtıra tebliğ edilerek arzettiği bedelle taşınmaz kendisine teklif edilir ve üç gün zarfında almaya razı olursa ona ihale olunur. Dolayısıyla yeni bir artırma yapılmadan eğer satış bedelini ödemeyen alıcıdan sonra gelen alıcının teklif ettiği bedel satış yapılabilir bir bedelse ona teklif edilmesi gerekir. 3 gün içinde teklifi kabul ederse ihale ona verilir ve yeni bir artırmaya gidilmesine gerek kalmaz.

  1. Borçlunun haczedilen malları, tüm alacaklıların alacaklarını karşılamayınca, icra müdürü bir sıra cetveli yapmıştır. Ancak alacaklılardan (O);
  2. Kendisinin sıra cetvelinde yanlış sırada gösterildiğini,

Eğer sıra cetvelindeki alacaklılardan biri kendi sırasının yanlış olduğunu iddia ediyorsa bunu şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri surer.

  1. Sıra cetvelinde gösterilen alacaklı (P)’nin aslında alacaklı olmadığını,

B ve C şıkkı aynı. Genel mahkemede sıra cetveline itiraz davası açar. Hasım göstereceği kişiler; bu şıkta P, diğer şıkta Y.

  1. Kendisinden önce yer alan (Y)’nin yanlış sırada gösterildiğini, iddia ederse nereye, nasıl ve hangi süre içinde başvurmalıdır?

OLAY II

Yerleşim yeri Eskişehir olan (A), Ankara’da bulunan dairesini herhangi bir yazılı kira sözleşmesi yapmaksızın Ankara’da üniversitede okuyan yakın arkadaşının kızı (B)’ye ve onun arkadaşı (C)’ye kiraya vermiştir. Sekiz aydır kira parasının ödenmemesi üzerine (A), sekiz aylık kira alacağının tahsili ile birlikte kiracıların tahliyesi istemiyle Bilecik icra dairesinde takip yapmıştır.

SORULAR

  1. Söz konusu bu takip kim veya kimlere karşı yapılmalıdır? Neden?

Kiracının tahliyesi. Iki kişiye birden kiraya verilmiş. Tahliye davasında dava arkadaşı oldukları gibi taşınmazın tahliyesi takibinde de zorunlu takip arkadaşı olurlar. Sadece tahsil olsaydı bu durumda bölünebilir bir borç olduğu için ve müteselsil bir borç olduğu için ikisinden birinden talep edilebilirdi. Ancak tahliye olduğu için her ikisine karşı ileri sürülmesi gerekir.

  1. Bilecik’te yapılmakta olan bu takip bağlamında, kiracıların yetki yönünden itiraz etmesi mümkün müdür? Mümkün ise, kiracılar bu itirazlarını, hangi süre içinde, nerede ve nasıl ileri sürmelidirler? Bu itirazın takibe etkisi ne olur?

Önce yetki belirlemesi. Bilecik yetkili mi? Hayır. HMK hükümleri uygulanır. Borçlunun yerleşim yeri genel yetkili icra dairesi olur, Ankara; para borcu açısından götürülecek borç olduğu için alacaklının yerleşim yeri, Eskişehir; kira borcunun tahliyesi bakımından taşınmazın bulunduğu yer, Ankara yetkilidir. Bir de icra-iflas kanununa göre sözleşmenin yapıldığı yer de yetkilidir fakat soruda bu verilmemiş. Yetki ilk itirazı yapılır.

  1. Kiracılar (B) ve (C)’nin, (A) ile aralarında bir kira sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle, ödeme emrine karşı koymak istediklerini varsayalım. Bu iddia, hangi süre içinde, nerede ve nasıl ileri sürülmelidir? Bunun, takibe etkisi ne olur? Bu durumda, kiralayan (A)’nın hangi yola başvurması gerekir? Somut olayın özelliklerini dikkate alarak gerekçeli olarak açıklayınız.

Kirayla ilgili yapılan itirazlar ikiye ayrılıyor: Kira sözleşmesinin varlığına ilişkin itiraz ve kira sözleşmesinin var kabul edilip ifasına ilişkin itiraz. Bu ilkine giriyor. M. 269/b – 7 gün içinde icra dairesinde ileri sürülmesi gerekir. Buna karşı ne yapılabilir? Eğer kira sözleşmesinin tarafı olunmadığı iddia ediliyorsa buna karşı alacaklı bu sözleşmeyi ancak noterce düzenlenmiş bir senet ya da imzası ikrar edilmiş bir senet ile ispat edebilir. Elinde böyle bir senet yoksa genel mahkemede (sulh hukuk mahkemesi) bir tahliye davası açması gerekir.

  1. Kiracılar (B) ve (C)’nin, takip konusu kira bedelini ödemiş oldukları iddiası ile ödeme emrine itiraz ettiklerini varsayalım. Yapılan bu itiraza karşı (A), hangi yola başvurmalıdır? Somut olayın özelliklerini dikkate alarak gerekçeli olarak açıklayınız.

M. 269/c – Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur. Bu halde borçlunun nitelikli belge ileri sürmesi gerekir. Kira sözleşmesinin varlığı konusunda belge sunma yükümlülüğü alacaklıda, ama kira sözleşmesinin ifası hususunda borçlu belge sunar. Böyle bir belge yoksa zaten borçlunun itirazı kabul edilmez. Belgeye bağlı bir itiraz.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir