İcra ve İflas Hukuku Final Konuları Ders Notu
27 Nisan 2017
- İflas kararı verildiği andan itibaren bütün alacaklılar bakımından hüküm ifade eder. İflas kararı verildiği andan itibaren bu bütün alacaklılar bakımından hüküm ifade ettiğinden artık davadan feragat etmek mümkün değildir. Normal davadan hüküm kesinleşene kadar feragat edilebiliyordu fakat iflas davasında iflas kararı verildiği andan itibaren feragat edilmez.
Tasfiye Yönetimi
İflas kararı ile beraber iflas masası oluşuyor ve müflisin bütün malları buraya giriyor. Bu malların tasfiyesi nasıl gerçekleşecek?
İflas dairesinin görevi; masa mallarının defterini tutmaktır. Bu defter adeta haciz tutanağı gibidir, bütün mallar tek tek tespit edilip deftere iflas dairesi tarafından geçiriliyor. Alacaklı borçlunun mallarının muhafaza altına alınmasını istemiş ve mahkeme bu çerçeveden işlem yaptı ve bir defter tuttu ise iflas dairesi bu defterden de yararlanır.
İflas dairesi dosyanın kendisine gelmesinden itibaren 3 ay içinde bir karar vermek zorundadır. Yani, masa defterini tutup da inceleme yaptıktan sonra iflas yöntemini belirleyecek. İhtimaller şunlardır:
- Paraya çevrilecek hiç mal yoksa: Masanın tasfiyesinin tatiline karar verilir ve bunu ilan eder. Gazete ilanında isteyen alacaklı varsa ve masrafları yatırırsa yatıracağı para miktarına göre basit veya adi tasfiye yapılacağını ilan eder.
- Alacaklılardan herhangi biri basit tasfiye veya adi tasfiye giderini yatırırsa icra dairesi bunu uygular.
- Kimse para vermezse iflas takibinin kapanması kararı verilir.
- Masada birtakım mallar varsa ancak mevcut deftere göre bu durum adi tasfiye giderlerini karşılayamayacak kadarsa: Adi tasfiye masraf gerektiren bir durumdur. Bu durumda basit tasfiyeye karar verilir. Basit tasfiyeyi iflas dairesinin kendisi yapar, masaya giren 3-5 malı adi tasfiyedeki hükümlere kıyasen kendiliğinden paraya çevirir ve elde edilen parayı alacaklılara dağıtılır.
- Masada adi tasfiye giderlerini karşılayacak kadar mal, hak, alacak varsa iflas dairesi adi tasfiye yapılmasına karar verir.
ADİ TASFİYE
Adi tasfiye yapılmasına ilişkin karar ilan edilir ve bu ilanda şunlar yazılır:
- “Bütün alacaklıların kendilerini 1 ay içinde masaya alacaklı olarak yazdırmaları” istenir. A’nın dışında bir sürü alacaklı vardır, bu alacaklılar iflas masasına dilekçe vererek alacak kaydı yaptırırlar.
- Bu ilanda müflise borçlu olanların yahut müflisin malını elinde bulunduranların da kendilerini bu bir aylık sürede bildirmeleri istenir.
- Bu ilanda ayrıca alacaklıların 10 gün içinde birinci alacaklılar toplantısına gelmeleri istenir. İlan edilen gün ve saatte delilleri ile birlikte kendilerini alacaklı olarak masaya yazdıran alacaklılar bir araya gelirler. Buna birinci alacaklılar toplantısı denir. Bu toplantının esas görevi iflas idaresinde görev yapacak 3 kişi için aday göstermektir. 6 aday gösterilir, adayların dördü alacak itibariyle çoğunluğa sahip olanlar, ikisi de kişi bazında çoğunluğu temsil edenlerden gösterilir. Bu belirlenen 6 aday icra mahkemesine sunulur, icra mahk bunlardan 3 kişiyi iflas idaresi olarak görevlendirir.İflas idaresinin görevi; aktif ve pasifi belirlemektir, belirli bir aşamaya gelindikten sonra bir sıra cetveli düzenler; kim alacaklı, kim değil, hangi sıraya göre dağıtılacak bunu gösterir.
Sıra cetveli kesinleşince alacaklıları ikinci alacaklılar toplantısına çağırır. İkinci alacaklılar toplantısında esas itibariyle, konuşulması gereken konular dışında satış ile ilgili kararlar verilir ve satış yöntemi belirlenir. Bu yöntem çerçevesinde iflas idaresi satış gerçekleştirir ve alacaklılara paraları alacakları oranında öder. Alacağını alamayan kimselere iflasta aciz belgesi verilir. Bütün bunlar bittikten sonra iflas idaresi nihai bir rapor ile iflas kararı veren ticaret mahkemesine bildirir. Ticaret mahkemesi inceler, bütün işlemler düzgün yapıldıysa iflasın kapanmasına karar verir. İflas tasfiyesi böylece son bulmuş olur.
BİRİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISI
Birinci alacaklılar toplantısının en önemli görevi iflas idaresine aday göstermektir. Bunun dışında birinci alacaklılar toplantısı acil işler bakımından (acele satışlar, acele davalar yahut konkordato teklif edilmişse buna ilişkin olarak) karar verir. Uygulamada bu acil kararlar pek ortaya çıkmıyor.
Alacaklı olduğunu bildiren herkes birinci alacaklılar toplantısına geliyor. Uygulamada iflas idaresine hakim olabilmek için müflis bazen iflas idaresini ele geçirmek ister, bunun için de suni alacaklılar yaratabilir ve bunlar da birinci alacaklılar toplantısına gelebilir. Kanun bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için yepyeni bir organ getirmiştir. İflas müdürü kendi başkanlığında bir iflas bürosu oluşturur. Bu da bir organdır. Esas itibariyle alacağı sağlam belgelere bağlı olan alacaklılarla oluşturulur. Fonksiyonu: Birinci alacaklılar toplantısına kimlerin katılıp kimlerin katılmayacağı konusunda karar alır. Aldığı kararlara karşı şikayet yoluna gidilir. İflas bürosu da bir organ olduğu için bunun kararlarına karşı da bir şikayet yolu açıktır. (sınavda çıkabilir)
İFLAS İDARESİ
Birinci alacaklılar toplantısı iflas idaresi için aday gösterdi ve mahk 3 kişi seçti -> bunlara uygulamada iflas idare memuru da deniyor. Bu iflas idare memurları masanın kanuni mümessilidir. Normalde kişilere (gerçek veya tüzel) kanuni mümessil tayin edilir, ancak kanun iflas idaresine de kanuni mümessil tayin etmiştir. İflas masasının tüzel kişiliği yok ancak sanki varmış gibi temsili iflas idaresine verilmiştir. İflas idaresi TCK anlamında kamu görevlisidir, bunlara karşı işlenen suçlar kamu görevlilerine işlenen suçlar gibi daha ağır cezalandırılır.
İflas idaresi iflasın kapanmasına kadar görev yapan esas organdır. İki ana görevi vardır; (dedikten sonra 4 tane görev saydık…)
- Müflisin mvnın aktifini tespit etmektir. İflas idaresinin tuttuğu defterde aktifler zaten bellidir.
- Bu aktifleri paraya çevirmek de iflas idaresinin görevidir.
- Müflisin başkalarından olan alacaklarının tahsilinde de görevlidir.
- Mümkün mertebe aktifi çoğaltmakla yükümlüdür. Örn; borçluya ait bir tarla var, örneğin tarlayı imara sokup / arsa biçimine sokup parselasyon yaptırmak iflas idaresinin görevidir.
Bu işleri kim yapar? Alacaklılar kendi aralarında yapabilirler yahut dışarıdan iflas konusunda uzman olan kimseleri iflas idarecisi olarak görevlendirirler.
İflas idaresi de bir yasal organdır, adlığı tüm kararlara karşı şikayet yoluna gidilir.
İflas idaresi iflas dairesinin gözetimi altında çalışır. İflas idaresi seçilene kadar tasfiyeyi iflas dairesi yürütür, fakat seçildikten sonra görevlerini iflas idaresine terk eder ve sonradan denetim organı olarak görev yapar.
- İflas dairesi isterse iflas idaresi aleyhine şikayet yoluna başvurabilir.
- İflas idaresinin harcamalarını da iflas dairesi kontrol eder.
Asıl organ iflas idaresidir, fakat iflas dairesinin gözetimi altında çalışır.
İflas müdürlerinin aslında bir fonksiyonu kalmamıştır, esas tasfiyeyi yapacak organ iflas idaresidir. Uygulamada maalesef iflas müdürleri, iflas idaresinin elini kolunu bağlamaya kalkıyor, oysaki sorumluluk doğrudan doğruya iflas idaresine aittir.
İflas idareciliği ücreti gerektirir. Buna ilişkin bir tarife vardır, bu tarife çerçevesinde ücret alırlar.
İflas Tasfiyesi Sırasında Ortaya Çıkan Özel Durumlar
İflasta istihkak davaları: Bir istihkak iddia edilirse ne olur?
Hacizde nasıldı? Bir mal üzerinde birisi bir hak iddiasına bulundu. Bir üçüncü kişi veya borçlu “bu mal üçüncü kişinindir” derse istihkak iddiası ortaya çıkar. İstihkak iddialarını da mal borçlunun elinde ise veya mal üçüncü şahsın elinde ise şeklinde ikiye ayırmıştık.
İflasta:
- Üçüncü şahısların istihkak iddiaları / Mal masanın elinde ise istihkak davası:
Üçüncü şahısların istihkak iddiaları:
Madde 228 – (Değişik: 18/2/1965 – 538/96 md.)
Üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmiyeceğini iflas idaresi kararlaştırır.
İflas idaresi; istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet tayin ve tebliğ eder. Bu mühleti geçiren üçüncü şahıs, masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır.
İstihkak davasına, genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.
İcra mahkemesi, icabında istihkak davacısından masanın muhtemel zararına karşı teminat istiyebilir.
Diyelim ki müflisin Arsus’ta bir yazlığı var. Yazlıktakiler de iflas masasına girdi. Üçüncü şahıs; “orada duran TV bana ait” diyor. Bu bir istihkak iddiasıdır.
- Bu istihkak iddiası iflas dairesi defteri tutarken ileri sürülmüş olabilir, bu durumda istihkak iddiası deftere geçirilir.
- Sonraki aşamada da istihkak iddia edebilir.
İflasta istihkak davasının konusu sadece mülkiyettir. Genel haciz yoluna mülkiyet dışında başka haklar da istihkak davasının konusunu oluşturabiliyordu, burada sadece mülkiyet! Bunun dışındaki haklara ilişkin itirazlar sıra cetveline itiraz davasında gündeme getirilir.
İstihkak iddiası bakımından kararı iflas idaresi verir. İstihkak iddiası reddedilirse, iflas idaresi icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet tayin eder ve tebliğ eder. Süreyi iflas idaresi verir.
- Üçüncü şahıs istihkak davası açarsa, genel hükümlere göre icra mahk her türlü delili değerlendirecek ve bir karar verecek.
- 7 gün içinde istihkak davası açmazsa o zaman masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş olur. Fakat, ileride iflas kaldırılacak olursa o zaman üçüncü şahsın istihkak iddiası tamamen ortadan kalmaz, bu durumda borçludan malını isteyebilir.
- Müflisin başka birine karşı istihkak iddiasına bulunması:
Müflis “benim bu kişide malım var.” şeklinde istihkak iddiasında bulunuyorsa, müflis dava açamaz. Müflisin başkalarından olan alacakları da masaya girmiştir. Bu konuda davayı açma yetkisini iflas idaresi kullanacaktır. İİK 228 yalnızca malın masada bulunması ihtimali için düzenlenmiştir, bunun dışındaki istihkak davaları bakımından genel hükümler (eşya hukukundaki hükümler) geçerlidir. İcra idaresi masaya ait dava takip yetkisi çerçevesinde üçüncü kişiye karşı genel hükümlere göre dava açar ve kazanırsa bu mal da masaya girer.
Müflisin başkalarından olan alacaklarının tahsili:
Müflisin başkalarından olan alacaklarının tahsili görevi de iflas idaresine verilmiştir. Borçlu henüz alacaklı olduğu kişiye dava açmadan iflas etti ise bunların üçüncü kişilerden tahsili de iflas idaresine ait bir yetki ve görevdir. Bu görevi yerine getirmezse iflas idaresinin TCK’ya göre sorumluluğu ve ayrıca tazminat sorumluluğu vardır.
İflas idaresi bu durumlarda genelde dışarıdan avukatlarla anlaşır ve iflas idaresi adına vekaletname verir. Avukatların ücretleri masa alacağıdır. Avukatlar ücretlerini masa alacağı olarak alırlar. Bu bir masa borcudur, dolayısıyla sıra cetvelini düzenlerken daha üst sıralardadır.
Normalde satış ikinci alacaklılar toplantısından sonra yapılacak. Acele satışları birinci alacaklılar toplantısı da karara bağlayabilir.
Pasiflerin / Borçların Tespiti:
İflas idaresinin görevlerinden bir tanesi de borçların tespitidir. (pasifin tespitidir.) Alacaklı olarak kendisini kaydettirenlerin incelenmesi gerekiyor. Bunları inceleyecek olan iflas idaresinin kendisidir, kabul ettikleri alacaklıları sıra cetveline yazacak, kabul etmediği veya kısmen kabul etmediği alacaklıları reddedecek. …. Bunu yaparken müflisin ticari defterlerine bakacak.
Müflis, başlangıçta iflas dairesi sonradan da iflas idaresinin emri altındadır. Bunların sorduğu bütün sorulara müflis cevap vermek zorundadır. Örn: bir kişi alacaklı olarak kendisini masaya yazdırdı, bunu en iyi bilecek kişi müflistir, bu konuda müflisin de bilgisi alınır. Müflisin beyanı iflas idaresini bağlamaz, fakat müflis bir alacağı kabul etti ise o alacağı ikrar etmiş olur, Müflisin yaptığı ikrar müflisi bağlar.
- Müflis iflas ettiği o andan itibaren artık tasfiye yapacak olan daire veya idarenin emri altındadır. Gerçek kişi iflas etti ise o da insan, aile düzeni vs var, müflise emri altında bulundurulması nedeniyle iflas masasından bir maaş bağlanması söz konusudur.Müflisin mevcut bütün malları masaya girer. Ayrıca iflas tasfiyesi bitene kadar müflisin edindikleri de masaya girecek. Fakat müflis bir yerde işe girdi ise, maaşı masaya girmez. Yani müflisin iflasın ilanından sonra kazanacakları da masaya girer fakat ücret bunun dışındadır. Müflis dışarıda çalışmazsa masadan ödeme yapılması gerekecek, bundan ziyade müflisin dışarıda çalışması daha iyi olur diye düşünülmüştür.
- Sıra Cetveli: Bir sıra cetveli düzenlenecek. 206. madde buraya nelerin gireceğini düzenler. İflas idaresi bu sıra cetvelini düzenleyecek ve hangi alacaklının hangi sıraya gireceği konusunda bir karar verecek.Bu sıra cetveli bazen yüzlerce sayfadan oluşur. Örneğin; 1.sıraya giren 300 işçi var. Kabul edilen ve reddedilen miktarlar ve neden kabul veya reddedildiği de yazılır. Bu sıra cetveli ilan edilir.
- Alacağı kısmen veya tamamen reddedilen alacaklılar veya sıra cetveline yazılmamış veya yazılmış kimseler başka sıradaki alacaklının alacağına itiraz imkanına sahiptirler.
- Uygulamada alacaklının alacağı kaydedilmediyse, sıraya konmadıysa, bu davanın adı kayıt kabul davasıdır.
Davacı -> alacaklı, davalı da -> iflas idaresidir. 15 gün içinde açılır.
- Sıraya girenler başkasının alacağına veya sırasına itiraz ediyorsa / alacağına itiraz ediyor ve listeden çıkarılmasını istiyorsa buna kayıt silme davası deniyor.
- Uygulamada alacaklının alacağı kaydedilmediyse, sıraya konmadıysa, bu davanın adı kayıt kabul davasıdır.
- Alacağı kısmen veya tamamen reddedilen alacaklılar veya sıra cetveline yazılmamış veya yazılmış kimseler başka sıradaki alacaklının alacağına itiraz imkanına sahiptirler.
Kişi kendisiyle ilgili bir dava açıyorsa (yani kayıt kabul davasını) onu düzenleyene yani iflas dairesine karşı açıyor. Kayıt silme davasında ise alacağına itiraz edilen kişi davalı olarak gösteriliyor.
- Sıra cetveline karşı itiraz davası açma imkanımızın dışında iflas idaresi kanuna aykırı işlemler usulsüzlükler yapmışsa şikayet yoluna gidilir. Yani sıra cetveline ilandan itibaren iki yol vardır; sıra cetveline itiraz veya şikayet.Şikayet edilirse tüm sıra cetveli iptal ediliyor. Bundan hacizde iştirakte de bahsetmiştik. Orada da hem şikayet hem de sıra cetveline karşı itiraz davası açılma imkanı olduğunu söylemiştik.
- 30 günlük süre HD süre değildir. Alacaklılar kendilerini bu 30 günlük süre geçtikten sonra daha sonraki bir aşamada da bildirebilirler. Fakat bazı yaptırımlarla karşı karşıyadırlar.
Geç kalan müracaatlar:
Madde 236 – Vaktinde deftere kaydettirilmiyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunur.
Geç kalmadan ileri gelen masraflar alacaklıya aittir. Alacaklı bu masrafları peşin vermeğe cebrolunabilir.
Müracaattan evvel kararlaştırılmış paylaşmıya alacaklının iştirak hakkı yoktur.
İflas idaresi alacağı kabul ederse alacaklılar sıra cetvelini düzeltir ve bunu ilan ile alacaklılara bildirir.
Örneğin sıra cetvelini ilan ettik, ilandan sonra alacak yazdırdı, yazdırabilir, bu durumda ilan edilmesi gerekir. Bunun gibi masraflar geç bildiren alacaklıya aittir.
Tasfiye seneler sürer, oysaki masaya paralar giriyor. Tasfiye bitince 30 yıl sonra mı paralar dağıtılacak? Elbette arada avans ödemeleri yapılacak. Avans ödemeleri yapıldıktan sonra alacaklı kendisini bildirirse daha önce yapılan avanstan yararlanma imkanı olmaz.
İKİNCİ ALACAKLILAR TOPLANTISI
Sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra ikinci alacaklılar toplantısı toplantıya çağırılır. Bu toplantı gerçek alacaklıların geldiği toplantıdır. Esas kararları alacak olan ikinci alacaklılar toplantısıdır, asıl karar organı budur, birinci alacaklılar toplantısında alınacak kararlar sınırlıdır.
İflas takibinin uzamasının nedenlerinden birisi de davaların gecikmesidir. Örn; müflise karşı yapılan icra takipleri dururlar ve iflas kararının kesinleşmesiyle düşerler demiştik. O alacaklılar da kendilerini alacaklı olarak sıra cetveline yazdırırlar. Müflisin başlattığı takipler ise ne durur ne düşer idi.
İflas kararının verildiği anda masayla ilgili hukuk davaları durur demiştik, müflisin hem davacı hem de davalı olduğu davalar durur. Müflisin davacı ve davalı olduğu bütün hukuk davaları ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar durdular. İkinci alacaklılar toplantısı epey uzadı, bu arada da da davalar var. Sıra cetveli kesinleşince ikinci alacaklılar toplantısı yapılacak ancak sıra cetveli bir türlü kesinleşemiyor davalar toplanamadığı için. Kanun buna bir çözüm yolu bulmuştur; icra mahkemesi henüz daha alacakları kesinleşmemiş dahi olsa bazı alacaklıların ikinci toplantıya katılıp katılmayacağına istisnai olarak karar verir. Bunların alacakları kesinleşmese bile mahkeme kararı ile ikinci alacaklılar toplantısına girerler.
İflas müdürü ikinci alacaklılar toplantısına başkanlık yapar. İstihkak iddiaları da genellikle burada karara bağlanır, çeşitli kararlar alınır. Örneğin;
- İkinci alacaklılar toplantısı duran davalara devam edip etmeme kararı alır.
- Alınacak kararlardan birisi de satış kararıdır.
İkinci alacaklılar toplantısı ile beraber bazen iş bitmez. Bazen sadece iki toplantıyla bitmez. Yeniden ve yeniden ikinci alacaklılar toplantısı yapılmasına ihtiyaç olabilir. Kanun der ki; bundan sonra yapılacak bütün toplantılar ikinci alacaklılar toplantısı hükümlerine tabidir.
Duran davalara devam edip etmeme kararını ikinci alacaklılar toplantısı karara bağlar.
- Eğer müflise karşı açılan bu dava amaçsız bir dava ise, örneğin müflise açılan davanın kaybedileceği %100 ise iflas idaresinin bu davayı takip etmesine gerek yoktur, takip edilmemesine karar verebilir. İflas idaresi davacının haklı olduğunu düşünür ve alacağı kabul ederse o alacağı sıra cetveline yazdıracak.
- Müflis bir dava açmış ancak anlamsız bir dava, sürdürülürse masraf yapılacak, iflas dairesi takip edilmemesine karar verebilir.
Bu durumda isteyen bir alacaklı varsa; İİK 245 uyarınca iflas idaresinin takip etmek istemediği bir davanın kendisine verilmesini isteyebilir. Alacağın kendisine temlikini isteyebilir, bu davayı alacaklı sürdürür, sonunda bu davayı kazanır ve parayı elde ederse elde edilen paradan öncelikle onun alacağı ödenir. Elde edilen para önce ona ödenir, geriye kalan masaya girer. Bu aynı şekilde müflise açılan davalar için de geçerlidir.
SATIŞ
Satışa karar verdik, prensip olarak hacizde anlatılan satışla ilgili kurallar da bir iki nokta dışında aynen geçerlidir. Açık artırma yapılacak vs.
Buradakinin özelliği şu; hacizde satış kural olarak cebri icra (ihale) yoluyla olur. Hacizde pazarlıkla satış 119.maddeye göre istisnai durumlarda (belli miktarı geçmiyorsa vs), taksitle satış menkullerle ilgili olarak mümkündü. İflasta durum böyle değildir, iflasta alacaklılar toplantısının alacağı karara göre menkul veya gayrimenkul her şeyin gerekirse taksitle veya pazarlıkla satımına karar verme imkanı vardır. Örneğin; büyük bir iflas tasfiyesinde bir fabrika binası var mesela. Kimse 50 milyonu bir seferde vermez, bu nedenle kanun iflas idaresine pazarlık yapma yetkisi ve taksitle ödeme imkanı tanımıştır.
ÖDEME
Satışlar yapıldı, aktifler elde edildi, paralar yığıldı, alacaklıları inceleyerek ve sıra cetvelini düzenleyerek pasifi de belli etmiştik. Bu paralar alacaklılara dağıtılacak. Bu durumda iflas idaresi bir pay cetveli düzenler. Pay cetveli de ilan edilir ve bu pay cetveli çerçevesinde paralar dağıtılır.
Alacaklıların alacaklarına tam olarak kavuşması iflasta pek mümkün değildir, alacağını alamayan kimselere iflasta borç ödemeden aciz belgesi verilir.
Hacizde de borç ödemeden aciz vesikası vardı: geçici aciz belgesi, kesin haciz belgesi. Aciz belgesinin doğurduğu sonuçlar:
- 143. Madde uyarınca bu belge borç ikrarı belgesi idi,
- 1 yıl içinde takip yapacaksa ödeme emri göndermeye gerek yoktu, 1 yıl sonra ise ödeme emri gönderme imkanı vardı ve
- tasarrufun iptali davası açma imkanı da veriyordu.
Kanun diyor ki; bazı özellikler dışında 143. Madde iflasta da uygulanır. Bazı özellikler nedir?
- Hacizde bu belge borçlu bakımından borcu ikrar belgesidir. Oysa iflasta verilen aciz belgesinin ikrar niteliğini taşıyabilmesi için – iflas idaresi inceleme yaparken müflise de fikrini sormuştu – müflisin daha evvel ikrar etmiş olması gerekir. Yani, müflis o alacağı ikrar etmedi, inkar etti ve yine de iflas idaresi sıra cetveline yazdıysa o zaman ikrar anlamına gelmez.
- Müflise karşı yeniden takip yapabilmek için müflisin yeni mal kazanmış olması gerekir. Yeni mal iktisap etmediyse;
(Değişik birinci cümle: 17/7/2003-4949/58 md.) 196 ncı madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, aciz vesikası 143 üncü maddede yazılı olan hukukî sonuçları doğurur. Fakat, müflis yeni mal iktisap etmedikçe hakkında yeniden takip talebinde bulunulamaz. Müflis, bu yeni takip üzerine kendisine gönderilen ödeme emrine yeni mal iktisap etmediği yolunda itiraz ederse, ihtilaf icra mahkemesinde genel hükümler ve basit yargılama usulüne göre karara bağlanır. (Ek cümle: 17/7/2003-4949/58 md.) Müflise yeni mal iktisap etmediği itirazında bulunma imkânını sağlamak niyetiyle üçüncü kişinin hak sahibi kılındığı ama müflisin fiilen tasarruf ettiği mallar, üçüncü kişi bu durumu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, yeni mal sayılır.
Burada hacizden farklı olarak adeta bir takip şartı öngörülmüştür – yeni mal iktisap etmiş olma şartı.
- Bu şart gerçekleşti ise takip yapılabilir, bir yıl içinde yapılacaksa hacizde ödeme emri göndermeye gerek yoktu. Fakat iflasta bir yıl içinde takip yapacak dahi olsa ödeme emri gönderme mecburiyeti vardır.
- Kesin aciz belgesi hacizde tasarrufun iptali davası açma imkanı verir ancak iflasta tasarrufun iptali davası açma imkanı vermez.
İFLASIN KAPANMASI
Paraları da dağıttıktan sonra iflas idaresi son bir rapor hazırlar. Bu güne kadarki bütün işleri rapora yazar. İflas idaresi iflas kararı veren ticaret mahkemesine son bir rapor verir ve iflasın kapanmasını ister. ATM (Asliye ticaret mahkemesi) uygun görürse iflasın kapanmasına karar verir. İflasın kapanması da gazetelerde ilan edilir. Böylece tasfiye kapanmış olur.
İflas kapandı bitti, tasfiye de bitti. Tasfiye bittikten sonra yeni bir mal ortaya çıktı. Veya şarta bağlı alacaklılar da alacaklarını yazdırıyorlardı fakat şart gerçekleşmedikçe o para bankada muhafaza edilir demiştik. İflas kapandı para duruyor ancak şart gerçekleşmedi, ortaya bir para çıktı. Ne olcak?
İflas kapandıktan sonra :
Madde 255 – İflas kapandıktan sonra tasfiyeden hariç kalmış bir mal bulunduğu haber alınırsa iflas dairesi o mala vaziyed edip sattıktan sonra başka bir merasime hacet kalmaksızın bedelini eksik alan alacaklılara sıralarına göre dağıtılır.
Evvelce bankaya yatırılmış olupta tasarrufu kabil bir hale gelen paralar hakkında da hüküm böyledir.
Şüpheli bir hak mevzuubahis oldukta iflas dairesi alacaklılara keyfiyeti ilan eder yahut mektupla bildirir ve 245 inci madde mucibince muamele yapılır.
Yani, bir mal varsa veya şart gerçekleşmedi ise yeniden alacaklılar toplanmıyor, iflas dairesi kendiliğinden bunu sattırıyor ve alacaklılara var olan sıra cetveline göre dağıtılıyor.
İFLAS TASFİYESİNİN KALDIRILMASI
İflasına kapanmasına benzeyen bir diğer müessese vardır -> İflasın kaldırılması. Üç halden birisi gerçekleşirse iflas tasfiyesinin kaldırılmasına karar verilir:
- Borçlu bütün alacaklıların alacaklarını itfa ederse (ödeme, takas, ibra vs) tasfiyenin bir anlamı kalmaz. O zaman kişi iflasın kaldırılması talebinde bulunur.
- Bütün alacaklılar alacak taleplerini geri alırlarsa
- Borçlunun teklif ettiği konkordato kabul edilirse – aralarında bir uzlaşma ortaya çıkarsa – iflasın kaldırılmasına karar verilir.
İflasın kaldırılması:
Madde 182 – Borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil (bütün) alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya akdolunun konkordato tasdik edilirse (iflasa karar veren mahkeme) mahkeme, iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için mallarının kendisine iadesine karar verir.
Kaldırmada da iflas tasfiyesi son bulur, kapanmadan farklı olarak hangi aşamada olursa olsun sonraki aşamanın işlemleri yapılmaz.
İflas kararının verilmesi ile kişi müflis sıfatı kazanıyordu. İflasın kapanmasından sonra da bu müflislik ölümüne kadar devam eder, hatta ölümünden sonra da müflis olmaya devam eder. Buna karşılık iflas tasfiyesinin kaldırılması ile malları kendisine iade ediliyor vs ve müflislik sıfatı da ortadan kalkar. İkisi arasında farklar vardır.
BASİT TASFİYE
Ne zaman basit tasfiye yapılır?
- Masada yeteri kadar mal Yoksa iflas idaresi / dairesi basit tasfiyeye karar verir -> basit tasfiyeyi iflas dairesi yapar
- Adi iflas tasfiyesinin 6 ay içinde bitirilmesi gerekir, oysa ki çok hayalidir. Alacaklılar bunu uzatır ve süre uzar. Günün birinde alacaklılar artık adi tasfiyeden bıkmışlarsa ve süreyi uzatmazlarsa yine basit tasfiye yapılır. İflas idaresinin görevi son bulur. Hatta isterse alacaklılar toplantısı iflas idaresini herhangi bir aşamada görevden alabilir – basit tasfiyeye karar verilebilir. Bu durumda iflas müdürü kaldığı yerden tasfiye işlemlerine devam eder. Kanundaki hükümleri kıyasen uygulayarak en çabuk şekilde basit tasfiyeyi gerçekleştirir.
İFLASIN KAMU HUKUKU BAKIMINDAN SONUÇLARI
İflas üçe ayrılır :
-
- Adi iflas
- Kusurlu iflas
- Hileli iflas
Hileli İflas
TCK 161. maddesine göre, müflis şu işlemleri yapmışsa hileli müflis olur:
Hileli iflâs
Madde 161- (1) Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli iflasın varlığı için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi,
Gerekir.
Bunları ezberleme! Bu haller varsa o kişi hileli müflistir. Hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli müflis banka yöneticisi, avukat, mv, yedek subay vs olamaz.
Kusurlu İflas / Taksirli İflas
Taksirli iflas
Madde 162- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Örneğin paraları kumarda harcarsa… Basiretli davranmadan parayı har vurup harman savurdu, bu kişi taksirli müflistir ve hapis cezası alır.
Adi Müflis
Bunun dışındaki bütün müflisler adi müflistir. Onun bir cezai yaptırımı yoktur. Alacaklı alacağını alamadı, artık üstüne su içecek. Yapacak bir şey yok.
- Her üç halde müflis avukatlık yapamaz, yaptırımlar vardır, banka yöneticisi olamaz.
- Ölümünden sonra da müflislik sıfatı devam edecek. Müflisliğin itibarının iade edilebilmesi mümkündür, müflis sıfatından kurtulmak için şunlar gerekir:
- Hileli veya kusurlu ise cezasını çekecek
- Tüm alacaklıların bütün paralarını ödeyecek.
O halde mahkemeye müracaat ederek itibarının iadesini isteme imkanı vardır. Hatta kişi öldükten sonra da mirasçıları da tüm alacakların paralarını ödemek şartıyla müflislik sıfatını sona erdirebilir.