Tanrıların Konuşmaları 1: Prometheus’la Zeus
Tanrıların Konuşmaları / Samsatlı Lukianos
1 / Prometheus’la Zeus
Prometheus – Çöz beni, Zeus, canım çok yandı artık.
Zeus- Çözmek mi dedin? Sana daha da ağır köstekler vurmalıydım, bütün Kaukasos¹ dağlarını başına yığmalıydım, sen on altı akbabanın gelip yalnız karaciğerini kemirdiklerini değil, gözlerini oyduklarını da duymalıydın ki insanı yoğurup can vermek neymiş, ateşi aşırmak, ortaya kadını çıkarmak neymiş, o zaman anlardın! Etleri dağıtırken bana yağ sarılı kemikleri verip en iyi payı özüne ayırmanı da, olan oldu, açmıyorum artık.
Prometheus – Bunca zamandır Kaukasos’a mıhlanmış duruyor, karaciğerlerimle bir kartalı, kuşların en yamanını besliyorum; yetmedi mi bu çektiğim ceza?
Zeus – Sen bunun daha bin katını çekmeliydin.
Prometheus – Bir iyilik et, salıver beni, ben de altta kalmam; bildiğim çok önemli bir şey var, Zeus, onu sana da söylerim.
Zeus – Senin niyetin beni kandırmak galiba, Prometheus.
Prometheus – Kandırırım da ne kazanırım sanki? Aldattığımı anlayınca Kaukasos’un nerede olduğunu unutacak, zincir bulamayacak değilsin ya!
Zeus – Salıvermeme karşılık bildireceğin o önemli şey neymiş, önce onu söyle sen.
Prometheus – Sen şimdi nereye gidiyorsun, onu söylersem inanır mısın sonra diyeceklerime de?
Zeus – İnanırım elbette.
Prometheus – Thetis’e² gidiyorsun, yatacaksın onunla.
Zeus – Bildin. Peki, sonra ne olacak? Doğru söyleyeceğe benziyorsun sen.
Prometheus – Sakın, Zeus, dokunma Nereus’un kızına. Senden bir gebe kalırsa, hani sen babana neler etmiştin, doğacak çocuk da sana onları eder.
Zeus – Yani sultanlığı elimden mi alır diyorsun?
Prometheus – Bu dediğim, dilerim yanlış olsun! Ama sen onunla oynaşırsan, başında bu tehlike dolaşıyor işte.
Zeus – Canı cehenneme Thetis’in! Hephaistos çözsün seni, değer bu verdiğin habere.
¹Kafkasya sıradağları
²Deniz tanrılarından Nereus’un kızı, Peleus’un karısı, Akhilleus’un anası. Oğlunu, ahretin çevresini yedi kez dolaşan, suyuna girenleri yaralanmaz kılan Stryks ırmağına daldırmıştır; bunun için Akhilleus ancak tabanından yaralanabilirdi, çünkü tabanı anasının eliyle örtülmüş, o suya değmemiştir.