Yargılamanın Yapılış Şekli ve Biçimi

Yargılamanın Yapılış Şekli

Tarafların dilekçelerini vermesinden sonra, ön inceleme aşamasına geçilir. Ön inceleme aşamasına yapılacak işlemler yapılıp, alınacak kararlar alındıktan ve tutanak düzenlendikten sonra, tahkikat aşamasına geçilir. Yukarıda görüldüğü üzere, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (m. 137/2).

Ön inceleme aşamasında, öncelikle usuli konular hakkında kararlar alınır, taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları belirlenerek tutanağa bağlanır ve bu tutanak esas alınarak tahkikat yürütülür.

Tahkikat aşamasında, tarafların ileri sürdükleri vakıaların doğru olup olmadığı gösterilen delillere göre araştırılır ve tespit edilir. Davanın en uzun süren aşaması, tahkikat aşamasıdır.

Tahkikat aşamasının tamamlanmasından sonra, sözlü yargılamaya geçilir (m. 186). Sözlü yargılamada, taraflar, tahkikat aşamasının sonucuna göre iddia ve savunmalarını gözden geçirirler ve bu husustaki son sözlerini söylerler.

Ondan sonra da, mahkeme hükmünü verir (m. 294).

Yargılama, hakim tarafından, bu iş için belirli olan oturumlarda (celselerde) yapılır. Bu nedenle, yargılamanın nasıl yapıldığını incelemeye başlamadan önce, yapılış biçimi olan oturumları, oturumlarda düzenlenen tutanakları ve yargılama aşırasında hakimin durumunu incelemek uygun olur.

Yargılamanın Yapılış Biçimi

Yargılama, belirli olan duruşmalarda (oturumlarda) yapılır. Bu duruşmalarda, yargılamanın yapılış biçimini gösteren bir tutanak düzenlenir (m. 154). Bundan başka, mahkemede dava için açılan dosyaya yargılama ile ilgili her türlü belge konulur.

1) Duruşma: Duruşma, mahkeme önünde yapılacak ön inceleme, tahkikat ve yargılama işlemleri için önceden belirlenmiş olan zaman bölümüdür. Duruşmada, hakim ile zabıt katibi hazır bulunur. Hakim, zabıt katibi hazır olmadan duruşma yapamaz. Duruşmada taraflar da hazır bulunur.
Duruşmalar kural olarak aleni olarak yapılır (Anayasa m. 141/1). Duruşmanın aleniliği ve disiplinini yukarıda incelemiştik.
Duruşma sırasında fotoğraf çekilemez ve hiçbir şekilde ses ve görüntü kaydı yapılamaz; bu yasak, yargılamanın zorunlu kıldığı durumlarda mahkemece yaptırılabilecek kayıtlar ve çekimler halinde uygulanmaz (m. 153).
Kural olarak, her davada duruşma yapılması ve tarafların bu duruşmaya usulüne uygun biçimde çağrılmaları (davet edilmeleri) zorunludur (m. 27).

Duruşma yapılması zorunludur: Kural olarak, her davada duruşma yapılması zorunludur. Yani hakim duruşma yapmadan hükmünü veremez (m. 27). Başka bir deyişle, hakim kanunda açıkça gösterilmedikçe dosya üzerinden karar veremez. Bazı hallerde duruşma yapılması zorunlu değildir, hakim dosya üzerinden de karar verebilir, bu haller kanunda açıkça gösterilmiştir[1].

Tarafların duruşmaya çağrılması: Hakim, iddia ve savunma haklarını (Anayasa m. 36; HMK m. 27) kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır[2]. Bunun üzerine, iki taraf da duruşmaya gelirse yargılamaya başlanır. Usulüne uygun olarak davet edilen her iki taraf da duruşmaya gelmezse, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir (m. 150). Taraflardan biri duruşmaya gelir diğeri gelmezse, bakılır; duruşmaya gelmiş olan taraf davayı takip etmeyeceğini bildirirse, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir (m. 150/1). Duruşmaya gelmiş olan taraf davayı takip edeceğini bildirirse, davaya, gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir.
Duruşmaya gelmeyen ve bu nedenle tahkikata yokluğunda devam edilmiş olan taraf, ondan sonraki veya daha sonraki duruşmaya gelirse, duruşmaya taraf olarak kabul edilir. Ancak, geçerli bir özrü olmadan duruşmaya gelmemiş olan taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez (m. 147/2). Fakat geçerli bir özür nedeniyle duruşmaya gelemediğini ispat ederse, yokluğunda yapılmış olan işlemlere itiraz edebilir.

Duruşma gününün ve saatinin belirlenmesi: Duruşma gün ve saati hakim tarafından belirlenir (Y. m. 201/1/ı). Hakim duruşma gün ve saatini belirlerken, tarafların ve vekillerinin bu husustaki isteklerini de imkan ölçüsünde gözetir.
Hakim, bir güne ancak bakabileceği kadar davanın duruşmasını koyar. Bir günde bakılacak davalar için ayrı ayrı duruşma saatleri belirlenir ve bir duruşma listesi düzenlenir.

2) Tutanaklar: Oturumda yapılan tahkikat ve yargılama işlemleri hakkında zabıt katibi tarafından hakimin gözetimi altında bir tutanak düzenlenir (m. 154). Hakim, tarafların, tanık ve bilirkişi gibi kimselerin ifadelerini özet halinde söyleyerek tutanağa yazdırır. Taraflar veya diğer ilgililer, sözlü açıklamalarını hakimin izniyle doğrudan da tutanağa yazdırabilirler (m. 151/2). Duruşmaya katılan taraf vekili, tanıklara, bilirkişilere ve mahkemece duruşmaya çağrılmış diğer kişilere doğrudan soru sorabilir. Taraflar ise bu kişilere yönelik sorularını hakim aracılığı ile sorabilir (m.  152). Oturumun sonunda tutanak, hakim ve zabıt katibi tarafından derhal imza olunur (m. 155/1).
Yargılama işlemleri, ancak tutanak ile ispat edilebilir (m. 156). Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması; duruşma tutanaklarının tahrif edilmiş ve buna göre hüküm verilmiş olması halinde, hakimlerin bu şekildeki yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir (m. 46/1/c-d).
Taraflar duruşmada belge ibraz edince, bu husus tutanağa geçirilir. Tutanağa geçirilen ve tutanakta sözü edilen belgeler, tutanağın eki sayılır (m. 154/4).

3) Dava Dosyası: Her dava için, mahkeme kaleminde ayrı bir dosya tutulur. Bu dosyaya o dava ile ilgili bütün belgeler bir sıra dahilinde konur ve dizi listesi düzenlenir. Dosyaya konulan ve çıkarılan belgeler hemen bu listeye yazılır (m. 160; Y m. 203).
Davanın hiçbir evrakı taraflardan, vekillerinden ve davaya müdahil olandan gizlenemez; taraflar, müdahil veya vekilleri dava evrakını istedikleri zaman, kuralları çerçevesinde inceler (m. 161/1)[3].


[1] Örneğin mahkeme ön incelemede dava şartları ve ilk itirazlar hakkında duruşma yapmadan karar verebilir (m. 138). Mahkemenin ihtiyati tedbirlere (m. 390/2), delillerin tespitine (m. 403) ve ihtiyati hacize (İİK m. 258/2) duruşma yapmadan da (karşı tarafı dinlemeden de) karar vermesi mümkündür. Aynı şekilde, hakimin reddi istemine ilişkin karar, duruşma yapılmaksızın verilebilir (m. 42/1).

[2] Taraflara davetiye (çağrı kağıdı) gönderilir. Bu davetiyeye, bir çeşit meşruhatlı (açıklamalı; uyarılı) davetiye diyebiliriz.

[3] Gizli olarak saklanmasına karar verilen belge ve tutanakların incelenebilmesi, hakimin açık iznine bağlıdır (m. 161/2). Gizlilik kararı, davayla doğrudan ilişkisi olmayan konular ve ticari sırlar vs. için verilebilir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir