Dava Takip Yetkisi

Dava takip yetkisi, bir davada talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir (m. 53).
Kural olarak taraf ehliyeti (m. 50) ve dava ehliyeti (m. 51) bulunan kişinin, dava takip yetkisi de vardır; davayı açanın dava takip yetkisine de sahip olması gerekir[1].

Dava takip yetkisi dava şartlarındandır (m. 114/1/e). Bu nedenle, davayı açan tarafın takip yetkisinin bulunup bulunmadığı, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir ve mahkemece kendiliğinden göz önüne alınır.

Dava takip yetkisine sahip kişi, davanın tarafı değildir; o nedenle, dava takip yetkisini taşıyan kişi, davayı yürütüp usul işlemleri yapmasına rağmen, hüküm, davada tarafın leh veya aleyhine verilir ve onun hakkında kesin hüküm gücüne sahip olur (m. 303).

Dava takip yetkisi zaman zaman davaya vekalet ile karıştırılmaktadır. Fakat bununla bir ilgisi yoktur; dava takip yetkisini taşıyan kişi, davada yasal temsilci gibi özel bir statüye sahiptir.


[1] Ancak bazı istisnai durumlarda, davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti bulunmasına karşın, bu kişinin dava takip yetkisi mevcut olmayabilir. Örneğin hakkında iflas kararı verilen kişinin, iflas masasına giren mallar üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlanır ve müflisin her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olur (İİK m. 227).

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir