Doğrudan Uygulanan Kurallar

Doğrudan uygulanan kurallar

Doğrudan uygulanan kurallar, yetkili yabancı hukuka gitmeye gerek kalmadan uygulanan kurallardır. İç hukuk ilişkisiymiş gibi ele alınırlar. Hakim, kanunlar ihtilafı kurallarına gitmez. Genellikle, devletin sosyal ve ekonomik politikasına ilişkin vazifeler emredici nitelikteki maddi hukuk kurallarındandır. Örneğin aşağıda sayılanlar için yabancı unsurlu olup olmadığına bakılmaksızın Türk hukuku uygulanır. Taraflar farklı bir ülke hukuku kararlaştırsa dahi yabancı hukuk dikkate alınmaz.

*Gümrük ve dış ticaret hukukuna ilişkin kurallar

*Taşınmazların kirasına ilişkin kurallar

*Sadece vatandaşların icrasına tanınmış bazı meslekler

*Kültür varlıklarıyla ilgili kurallar

Bir kuralın doğrudan uygulanan kural olduğu kuralda açıkça yazabilir veya kuralın amacından anlaşılabilir. Eğer hükmün konuluş amacına baktığımızda ülkeyle irtibatlı tüm hukuki ilişkilere uygulanması gerektiği sonucuna ulaşabiliyorsak, devletin sosyal ve ekonomik politikasına ilişkin bir kural olduğunu görebiliyorsak, bu durumda doğrudan uygulanan kural olduğunu kabul ediyoruz. Kendi içerisinde üçe ayrılarak incelenebilir;

  1. Hakimin hukukunun doğrudan uygulanması: Emredici niteliktedir. Yetkili yabancı hukuka gitmeye gerek kalmaksızın doğrudan uygulanır (MÖHUK m. 6).
  2. Yabancı hukukun doğrudan uygulanan kuralları: MÖHUK m. 2/1 gereği, yabancı hukuk, hukuk olarak kabul edildiği için doğrudan uygulanan kuralları da dahil olmak üzere bir bütün olarak uygulanır. Hakim, bunları re’sen uygulamak zorundadır.
  3. Üçüncü ülkenin doğrudan uygulanan kuralları (MÖHUK m. 31): Uygulanması zorunlu değildir, sadece dikkate alınabilir.. Sözleşmeden doğan ilişkinin tabii olduğu hukuk uygulanırken sözleşmeyle sıkı ilişkili olduğu takdirde, üçüncü bir devletin hukukunun doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınabilir. Hakimin takdir yetkisi vardır. Hakim, üçüncü ülkenin doğrudan uygulanan kurallarını dikkate alabilir veya almayabilir. Şartları: uygulama iradesi, sıkı ilişki, üstün menfaat. Sadece sözleşme ilişkisinde dikkate alınır. Şahıslar hukuku ve aile hukuku alanlarında dikkate alınmaz. Hakimin üçüncü ülkede doğrudan uygulanan kuralları dikkate alabilmesi için kuralın o ülke ile bağlantılı tüm hukuki ilişkilerde uygulanma amacı taşıyor olması lazım. Olay veya ilişkinin üçüncü ülkeyle sıkı irtibatta olması lazım. Üçüncü ülkenin menfaati üstün bir menfaat olarak değerlendirildiğinde dikkate alınır.

Normlar Çelişkisi ve Uyumlaştırma

Norm Kümelenmesi: Birden fazla ülkenin hukuku bir olay üzerinde uygulanabiliyorsa, norm fazlalığı-norm kümelenmesi vardır.

Norm Eksikliği: Örneğin İslam hukukunda evlat edinme müessesesi kabul edilmemiştir, bu ülke vatandaşlarından birisi Türkiye’ye geldi, Türk çocuğu evlat edindi ve öldü. Mirasın paylaştırılması hakimin önüne geldiğinde mirasa murisin milli hukuku uygulanır, ancak İslam hukukunda evlatlık müessesesi olmadığı için evlatlık mirasçılar arasında sayılmamaktadır.

Bu durumlara (norm kümelenmesi ve norm eksikliğine) getirilen çözüm önerileri;

1) Kanunlar ihtilafı kurallarından hareketle çözüm: İlişki bir bütün olarak ilgili hukuk düzenlerinden sadece birisine tabii tutulacaktır.

2) Maddi hukuk kurallarına göre çözüm: İlgili hukukların maddi hukuk kuralları birbirleriyle uyumlu olarak yorumlanır. Hakim, yeni bir hukuk kuralı yaratır. Örneğin Filipinler’de boşanma müessesesi düzenlenmemiş, ancak ayrılık düzenlenmişse ayrılık müessesesi uygulanır (velayet için).

Genelde kanunlar ihtilafı kurallarından hareketle çözüme gidilmektedir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir