Örf ve Adet Hukuku (Custom Law)
İngiliz hukukunda örf ve adet kavram olarak iki ana unsuru kapsar. Bunlardan birincisi örf ve adetin hatırlanamayacak kadar çok eski bir zaman parçasına ait olması, diğeri ise ülkenin her yerinde geçerli bir genellik taşımasıdır. Bu iki unsuru taşıyan hukuk kuralları ortak hukukun tarihsel bir kaynağını oluşturmuşlar ve Krallığın bütün bölgelerinde kabul edilebilir temel ilkeler olarak benimsenmişlerdir. Uygulamada genellik taşımayan ve yalnızca belli bölgelere has bazı geleneklerin o bölge mahkemeleri tarafından benimsendiğine ve böylece bölgesel örf ve adetlerin de yerleşik bir kaynak olarak kabul edilebildiğine ilişkin örneklere de rastlanmıştır.
Yazılı hukukun henüz söz konusu olmadığı, Krallık emirnamelerinin henüz çok belirli konuları kapsadığı Norman istilasından önceki dönemlerde (11. yüzyıldan çok önceleri), İngiliz hukukunun tek kaynağı belki de örf ve adetlerdi. İlk mahkemeler genellikle olaylarla ilgili bir geleneğin varlığını belirlemekle yetiniyorlardı. Ortaçağ feodal döneminde ise, mahkemeler yorum yoluyla gelenekleri geliştirmeye, aralarında bağlantı kurmaya ve başka geleneklerden faydalanarak davaları çözümlemeye başlamışlardır. Daha sonraki yıllarda ise örf ve adete dayanan hukuk ilkeleri ve temel kurallar artık belirlenmiş, bunlar çok sayıdaki mahkeme kararında açıklanmış bulunduğundan bu dalın yavaş yavaş önemini yitirdiği görülmektedir. Günümüzde ise örf ve adet hukukunun yazılı hukukun tarihsel bir kaynağı olmaktan öte başkaca bir fonksiyonu kalmamıştır.