Ahmet Önel – Alican ile Keloğlan (Çocuk Oyunu)
ALİCAN
İLE
KELOĞLAN
Çocuk Oyunu
Ahmet ÖNEL
Oyuncular:
ALİCAN
HAKKI
OSMAN
AYŞE
MIZMIZ
BÜYÜKANNE
KELOĞLAN
ESKİCİ
ÇIĞIRTKAN
Sahne Düzeni:
Oyun;
genel olarak boş bir sahnede oynanmalıdır.
Renk ve sahne albenisi daha çok giysi, minyatür dekor
parçaları ve aksesuarlarda kendini göstermelidir.
Oyuncular, oyun süresince sahnede bulunmalıdırlar.
Giysi ve aksesuarlar için sevimli bir askı ve sandık kullanılabilir.
Oyunda mekan olarak gereksinim duyduğumuz ev içi, ağaç,
sokak, bank ve çevresinin hazırlanmasında iki boyutlu
tasvir yaklaşımı (minyatür/Karagöz) değerlendirilebilir.
- TABLO
ÇIĞIRTKAN, oyunumuzun anlatıcısıdır.
Kostümü göz alıcı olmalıdır. Sahneye ,boynuna asılı olan
küçük davulu ile girer. Oyuncular, el çırparak onu izlerler,
daha sonra ÇIĞIRTKAN’ı yalnız bırakarak yerlerine geçerler.
ÇIĞIRTKAN_ Güm güm de güm güm!
Güm güm de güm!
Aman da aman… Bir dolu salon muymuş benim gördüğüm?
Eh! Öyleyse selamlasın tüm dostları Çığırtkan…
Güm güm de güm!
Duyduk duymadık demeyin
Dinleyin…
Güzel masal dinleyin!
Güm be de güm güm…
Az anlattım, çok duydum!
Bir anlattım, bin gördüm…
Duyduk, duymadık duyduk…
Bu masalı uydurduk!
Çağ geçtik, zaman aştık…
Bu günlere ulaştık!
Güm güm de güm güm…
Dinle şimdi,
Ne işittim, ne gördüm!
Davulu astılar boynuma, suretimi koydular cebimdeki aynama… Haber bile vermediler nazlı anama..
Beni sahneye saldılar… Sonra da bir güzel şaşıp kaldılar!
Güm be de güm!
Alican mıydı az önce gördüğüm?
(ALİCAN , ELİNDE TOP, YAKLAŞIR)
İşte geldi sonunda. Desenize, işler pek yolunda.
Alican’ın elinde topu, arkadaş aranıyor kapı kapı.
Şimdi gelin kulak verelim, göz atalım…
Burnumuzu masala sokalım. (ÇEKİLİR)
ALİCAN _ (BİR SÜRE TOPLA OYNAR) Kimse yok mu?
Hakkı! Osman! Ayşe! Hey arkadaşlar! Baksanıza topum var!
Oynamak isteyen yok mu? (YENİDEN SESLENİR)
(HAKKI VE OSMAN YERLERİNDEN DOĞRULUP YAKLAŞIRLAR)
HAKKI _ Alican? Gürültücü Alican!
OSMAN _ Geldik işte. Söyle bakalım, ne istiyorsun?
ALİCAN _ Oynamak istiyorum. Yani sizlerle birlikte oynamak istiyorum. Hem, topum da var…
HAKKI _ Hım! Önce şu topa bir bakalım. (TOPU ALIR, OYNAR)
Fena değil. (OSMAN’A ATAR) Sen ne dersin Osman?
OSMAN _ (TOPU TUTAR, OYNAR) Ne derim? Bu top topa benziyor derim. Zıplıyor.. Atlıyor… Gidiyor.. (ATAR) A… Gitti!
ALİCAN _ Ama topum…
HAKKI _ Topun olmuş, neye yarar? Tek başınasın! Hiç arkadaşın yok..
OSMAN _ Oynamak için en az iki kişi olmalı aslanım!
HAKKI _ Bizim gibi.(TOPU ALIP OYNAMAYA BAŞLARLAR)
ALİCAN _ Ama ben… Yani topumu…
OSMAN _ (TOPU SAKINIR) Bul birini geri gel!
HAKKI _ Kimse olmasın engel…
ALİCAN _ Lütfen! Onu bana geri verin.
OSMAN _Kendine bir arkadaş bul, o zaman kocaman bir aferin!
(OYNAYARAK YERLERİNE GEÇERLER)
ALİCAN _ Gittiler bile. Topum da gitti. Alican? Gördün mü olanları? İyi ama ne
yapacağım şimdi?
(AYŞE VE MIZMIZ YAKLAŞIRLAR. MIZMIZ’I CANLANDIRAN OYUNCU BAŞINI AYŞE’NİN KOLLARI ARASINDA TUTMALI VE KUCAKTA TAŞINIYOR DUYGUSU UYANDIRMALIDIR)
AYŞE _Uyusun da büyüsün Mızmız…
Kocaman olsun Mızmız.
MIZMIZ _(ŞIMARIK) Mır mır…Mır mır!
ALİCAN _Ayşe!
AYŞE _Alican? (İLGİSİZ) Ne istiyorsun?
ALİCAN _Bir şey istemiyorum. (HATIRLAMIŞ) Bir şey istiyorum!
AYŞE _Neymiş o?
ALİCAN _Bir şey istiyorum Ayşe… Bir şey istiyorum!
AYŞE _Mızmız’ı istiyorsan vermem. Benim bir tanecik sevgili kedim o!
MIZMIZ _İşte bu kadar…Mır mır!
ALİCAN _Yok yok! Ben başka bir şey istiyorum.
AYŞE _Söylesene Alican! Meraktan çatlayacağım şimdi!
ALİCAN _Senle ben… Yani ikimiz… Sanırım bir takım olabiliriz.
AYŞE _(ŞAŞKIN) Ne dedin?
MIZMIZ _(TAKLİT EDER) Ne dedi? Mır mır?
ALİCAN _Tıpkı Hakkı’yla Osman gibi. Onlar da iki…biz de iki! Birlikte oyunlar oynayabiliriz
bal gibi!
AYŞE _(NAZLI) Hiç sanmam Alican! Bir kere benim bir kedim var.
MIZMIZ _Benden söz ediyor! Mır mır!
ALİCAN _Biliyorum…
AYŞE _Yani ben senin gibi yalnız değilim.
ALİCAN _Yalnız değil benim gibi…
AYŞE _(MIZMIZ’I SEVER) Güzel kedi… Cici kedi!
MIZMIZ _Güzel ben…Cici ben!
Hiç başkası aranır mı ben varken?
AYŞE _Hoşça kal Alican. Mızmız’ın süt içme saati geldi.
(YERİNE GEÇER, MIZMIZ DA AYŞE’NİN ÇEVRESİNDE BİR TUR DOLANIP UZANIR)
ALİCAN _Güle güle Ayşe. Keşke biz de bir takım olsaydık. İstemedi, ne yapalım! Onun bir
kedisi var… Benim ise hiçbir şeyim yok… Arkadaşım bile yok… Bir topum vardı,
onu da Hakkı’yla Osman aldı…
- TABLO
ÇIĞIRTKAN _Hop oradan hop buradan…
Çıkıveririm her yandan!
Güm be de güm güm!
Kurtulmak kolay mı benden?
Alican döndü eve. Ev dediğim bir kapı, dört pencere
Tıngır mıngır içeriye girelim… Olacakları görelim…
(HAZIRLIK: MİNDER, DÖŞEK)
Derken işte Büyükanne! Elleri pamuk, gözleri boncuk…
Taklidini yapalım, şu döşeği kapalım…
(TAKLİT)
Aman aman dizlerim… Sızım sızım sızlarım..
Yeni bir masal yüklendim geldim
Toplanın oğullarım, kızlarım…
(BÜYÜKANNE’Yİ CANLANDIRAN OYUNCU BİR BEL HAREKETİYLE ÇIĞIRTKAN’I DÖŞEKTEN DEVİRİR, YERiNE OTURUR)
BÜYÜKANNE _Alican’ım gelmiş!
ALİCAN _(SIKINTILIDIR) Geldim Büyükanne. (DÖŞEĞİN KENARINA İLİŞİR)
BÜYÜKANNE _Masal anlatayım ister misin?
ALİCAN _Eh! Dinleyelim bakalım…
BÜYÜKANNE _Pek de sıkıntılıymış benim Alican’ım!
ALİCAN _Haklısın Büyükanne. Çok sıkılıyor canım!
BÜYÜKANNE _Öyleyse sana Keloğlan’ı anlatayım Alican. Eğlenirsin.
ALİCAN _Keloğlan mı? Olur Büyükanne. Eğlenirim.
(BÜYÜKANNE’NİN ANLATIMIYLA BİRLİKTE KELOĞLAN, ARKADA MİMLE
EŞLİK EDEBİLİR)
BÜYÜKANNE _Zamanlardan çok eski bir zaman. Ülkelerden birinde Keloğlan diye bir çocuk yaşarmış. Eh, biraz kelmiş bizim Kelaoğlan. E, dünyaya böyle gelmiş Keloğlan. O da talihine küsmüş bir halde, bütün gün yan gelip yatarmış. Samanların üstünde kendini bir o yana bir bu yana atarmış. Keloğlan miskin olmasına miskinmiş ama, garip anası onu pek severmiş. Ana yüreciği işte. Hem sever, hem kızarmış. Günlerden bir gün anası Keloğlan’ı pazara göndermiş. Keleşoğlum şu pazara gidiver, bir kazançlı alışveriş ediver, demiş. Bizimki tembel ya, hemen konurmuş lafı. Aman ana gitmeyeyim pazara, gelmeyeyim nazara! Ancak anası ısrar edince daha fazla direnmemiş. Samanların içinden şöyle bir doğrulmuş…. esnemiş esnemiş… kendine gelmiş. Peki ana, demiş sonunda. Şu pazara gideyim, kazançlı bir alışveriş yapıp geleyim… demiş.
ALİCAN _Kazançlı bir alışveriş mi? Peki neymiş bu alışveriş Büyükanne?
BÜYÜKANNE _Sabırsız olma Alican. Hele masalı sonuna kadar bir dinle bakalım.
ALİCAN _Peki Büyükanne.
BÜYÜKANNE _Sonunda, bizim Keloğlan yollara düşmüş. Gitmiş gitmiş… bir de ne görsün?
ALİCAN _Bir arpa boyu yol gitmiş!
BÜYÜKANNE _Ah, gitse yine de iyi. Bizimki giderken giderken yolunu kaybetmiş.
ALİCAN _Sahi mi?
BÜYÜKANNE _Masala inanmıyorsan Büyükanne’ne inan Alican. Yolunu kaybetmiş dediysem kaybetmiştir işte.
(BÜYÜKANNE YERİNDEN DOĞRULUR, ARKADAKİ YERİNE GEÇER)
ALİCAN _Kim bilir nereye gitmiştir! Ah, dalgacı Keloğlan. Gördün mü? Aklın bir karış havada, kayboluverdin sonunda. Büyükanne? Peki sen nereye gittin? (ARANIR) Masalın sonunda ne oldu? Keloğlan nerelerde kayboldu?
3.TABLO
ÇIĞIRTKAN _Güm be de güm güm!
Güm be de güm…
Yalan mı, gerçek mi gördüğüm?
Keloğlan ete cana büründü…
Şu karşıdan göründü!
(KELOĞLAN YAKLAŞIR)
Çığırtkanım susarım…. Sesimi de kısarım!
Söz dolanıp yine bana gelmezse
Hepinize küserim!
(ÇIĞIRTKAN ÇEKİLİR; KELOĞLAN İLE ALİCAN KARŞILAŞIRLAR)
KELOĞLAN _Merhaba!
ALİCAN _Merhaba. (ŞAŞKIN) Birisine mi bakmıştınız?
KELOĞLAN _Ben mi? Ne bileyim… Sana baktım işte. Hem başka kimse yok ki?
ALİCAN _Yoksa bir şey mi arıyorsunuz?
KELOĞLAN _Söylesem gülersin.
ALİCAN _Gülmem. Söz veriyorum.
KELOĞLAN _Şey… Aslında ben pazarın yolunu kaybettim de…
ALİCAN _Pazarın yolunu mu kaybettin? İyi ama hangi pazarın?
KELOĞLAN _Hangi pazarın olacak? Aç tane Pazar var ki?
ALİCAN _Bir sürü! Salı pazarı var…Perşembe pazarı var… Sonra balık pazarı, çiçek pazarı,
at pazarı, araba pazarı, giysi pazarı, saman pazarı, kurban pazarı, Amerikan pazarı, Rus pazarı…
KELOĞLAN _Aman yeter! Pazar Pazar, derdim azar… Ne güzel uyukluyordum bir köşede.
Desene, ben kayboldum. Vay garip anam… Vay kel başım… Şimdi akacak göz yaşım…
ALİCAN _Kel başım mı dedin? Sen kimsin?
KELOĞLAN _Kim olabilirim ki! Keloğlan’ım.
ALİCAN _Masallardaki Keloğlan!
KELOĞLAN _Deme! Bir bu eksikti, gördün mü! Yoksa masallarda beni mi anlatıyorlar?
Ele güne maskara olmuşum da haberim yok… Oh olsun sana Keloğlan! Sonunda layığını buldun işte. (DERTLİ) İyi ama ben şimdi ne ederim? Nerden yol iz bulup eve giderim?
ALİCAN _Bir çaresi bulunur Keloğlan!
KELOĞLAN _(KARARLI) Yok yok! Eve gitmek yok. Önce pazara varılacak…Bir kazançlı alışveriş yapılacak… (DERTLİ) İyi de ben bu halde pazara nasıl giderim? Ömürcüğümü buralarda rezil ederim!
ALİCAN _Kazançlı alışveriş demek! Bu Büyükannemin anlattığı masal. Ah Keloğlan! Sen gitme. Burada kal…
KELOĞLAN _Hiç olur mu canım? Anam beni merak eder. Hem sen kimsin bakalım…Tanımam etmem…
ALİCAN _Benim adım Alican!
KELOĞLAN _Alican mı? Ne güzel bir adın varmış…
ALİCAN _Keloğlan, Büyükannemi tanır mısın?
KELOĞLAN _Nereden tanıyayım!
ALİCAN _Ama o seni tanıyor. Peki, Ayşe’yi tanır mısın?
KELOĞLAN _Ayşe mi? Sultan kızı Ayşe’yi tanırım elbette.
ALİCAN _Bu Ayşe’nin babası mühendis.
KELOĞLAN _Mühendis mi? O ne ki?
ALİCAN _Ya Hakkı’yı… Osman’ı?
KELOĞLAN _Yavaş ol Alican. Şuncacık aklımı da sen kaçırma!
ALİCAN _Hepsi de mahalleden. Arkadaşlarım! (KIRGIN) Yani… arkadaşlarım!
KELOĞLAN _Hele bir soluklan Alican. Dinle… Bana yardım etmelisin. Bir garip Keloğlan’dır, geldiği yerlere dönmelidir, demelisin. Takılmadan hiç öteye beriye, Keleşoğlan dönmelidir geriye!
ALİCAN _(CANI SIKILIR) Demek gideceksin…
KELOĞLAN _Bir de bu işi nasıl yapacağımı bilsem!
ALİCAN _(HEYECANLI) Top oynar mısın Keloğlan?
KELOĞLAN _Top mu?
ALİCAN _Onu da bilemedin demek. Hani şöyle yuvarlak… Vurursun yere, zıp zıp zıplar!
KELOĞLAN _Benim bildiğim, bir şeye vurursan kızar. Bu top dediğin hiç kızmıyor, öyle mi?
ALİCAN _(ELİNDEN TUTAR) Öyleyse gel Keloğlan. Gel benimle…
KELOĞLAN _Hey! Yavaş ol…Beni dinle…
(MİM: ALİCAN KELOĞLAN’I ÇEKİŞTİRİR)
- TABLO
ÇIĞIRTKAN _Demeye kalmaz…
Çektiği gibi kolundan Keloğlan’ı Alican…
Düşerler yola. Uğurlar ola!
Güm güm de güm güm…
Güm güm de güm!
Duyduk duymadık demeyin…
Gördük görmedik hiç demeyin!
Gördük, görmedik, gördük…
Keloğlan’ı hepimiz birden gördük!
Ya Ayşe, ya Hakkı, ya Osman?
Keloğlan’ı bir gören pişman, bir görmeyen pişman!
(ÇIĞIRTKAN ÇEKİLİR. ALİCAN KELOĞLAN’I ÇEKİŞTİREREK ORTAYA
–SOKAĞA- GETİRİR. HAKKI VE OSMAN KENARDA TOP OYNAMAKTADIRLAR)
KELOĞLAN _Alican! Dur artık Alican! Dur hele…Sana diyeceklerim var… Hele dur artık çocuk!
ALİCAN _İşte mahalleye geldik Keloğlan… Sık dişini!
KELOĞLAN _Ne olur ki bir kerecik beni dinlesen! Söyleyeceklerime şöyle bir kulak versen…
ALİCAN _İşte bu Hakkı… Bu da Osman!
HAKKI _Hey! Şuraya bak Osman… Kim gelmiş?
OSMAN _Osman? Topunu geri almaya mı geldin?
HAKKI _İyi de biz sana ne dedik?
OSMAN _Merhaba de kaldırımın taşına…
HAKKI _Sakın çıkma karşımıza tek başına!
ALİCAN _İşte! Yalnız değilim artık! Ben de iki kişiyim…Yani..biz de iki kişiyiz gördüğünüz gibi…
(KELOĞLAN’I GÖSTERİR)
HAKKI _Ne? Hey Osman? Ne söylüyor bu Alican?
OSMAN _Topunu kaybedince aklını da kaybetmiş anlaşılan…
HAKKI _Biz oyunumuza bakalım…
OSMAN _Tek başına gezeni başıyla yalnız bırakalım!
ALİCAN _Hey…Osman..Hakkı! Neler söylüyorsunuz? Biz de iki kişiyiz, görmüyor musunuz?
OSMAN _Hala iki kişiyiz diyor…
ALİCAN _Evet! Bu gördüğünüz, arkadaşım Keloğlan!
HAKKI _Keloğlan mı? Bir başka adı Görünmeyen Oğlan olmasın sakın?
OSMAN _Ha ha! Keloğlan demek! Ali Baba ile Kırk Haramiler ne zaman gelecek peki? O zaman daha da kalabalık olursunuz!
HAKKI _Duydun mu? Keloğlanmış!
OSMAN _Benim göbek adım da Kırmızı Başlıklı Kız! Ha ha…
(GÜLÜŞEREK YERLERİNE GEÇERLER)
ALİCAN _(ARKALARINDAN) Neler söylüyorsunuz böyle? Dinleyin beni.. Dinleyin dedim size!
Adı Keloğlan! Yeni arkadaşım! Keloğlan!
KELOĞLAN _Hişt! Alican… Yorma kendini..Nefesini boşuna tüketme!
ALİCAN _Peki neden?
KELOĞLAN _Çünkü beni göremezler…
ALİCAN _Göremezler mi?
KELOĞLAN _Eh! Beni duydun işte. Beni yalnızca sen görüyorsun. Başka kimse göremez.
ALİCAN _(KIRIK) Doğru mu bu?
KELOĞLAN _Bu masal senin masalın Alican!
ALİCAN _Olamaz!
KELOĞLAN _Anlaşılan çok üzüldün. Dur seni bir güzel güldüreyim… Kel kafam durdu sanki.. Aklıma hiçbir şey gelmiyor! Çaresi yok…
(ALİCAN UZAKLAŞIR)
KELOĞLAN _Hey! Dur Alican… Nereye gidiyorsun? Demek beni tek başına bırakıyorsun!
ALİCAN _Tek başına… evet. Benim gibi!
KELOĞLAN _Yapma canım. Böyle konuşup üzme beni…
ALİCAN _Arkadaşım oldu diye nasıl da sevinmiştim!
KELOĞLAN _Şimdi ben neyim peki? Arkadaşın değil miyim yani? Ne yapalım, kimsecikler görmezse görmesin! Ben yine de seninle arkadaşım! İki ayakla bir başım!
ALİCAN _Ama nasıl olur Keloğlan! Seni hiç kimse göremiyor…
KELOĞLAN _Bir kişi görüyor ama!
ALİCAN _O kim?
KELOĞLAN _Sen!
ALİCAN _Bu doğru! Ne yapalım? Arkadaş arkadaştır! (İÇ ÇEKER) Yürü bakalım Keloğlan!
KELOĞLAN _Ha şöyle Alican! Hoplayalım zıplayalım…Oynayalım oynatalım… İki yürüyelim, üç yatalım… Masala eğlence katalım!
- TABLO
ÇIĞIRTKAN _ Ha ha ha!
Kimseler görmüyormuş, öyle mi?
Ya bizlere ne buyurulur?
Neyse, bizler sayılmayız!
Bağırsak da duyulmayız…
Derken…
Alican’la Keloğlan
İki iken birmiş gibi giderken
(ESKİCİ RENGARENK ARABASINI İTEREK ORTAYA GELİR)
Aman aman…. Bu gürültü de nesi?
Bir elinde arabası…
Bir elinde para kesesi!
(ESKİCİ’NİN ARABASI ÇIĞIRTKAN’A ÇARPAR)
Aman başım…. Yarıldı kaşım..
Dikkat etsene, sevgili arkadaşım!
ESKİCİ _Açıl da geçelim geveze! Eskiciler kıralı selam versin..
Ne diyeceksen daha sonra dersin!
Eskici! (BAĞIRIR) Eskici geldiiii!
ÇIĞIRTKAN _(KULAKLARINI TIKAR)
Hani şunca zamandır Çığırtkanım…
Ben böyle beter bir ses duymadım!
Benden daha gürültücü…Benden daha baskın!
Eskiciymiş kendisi!
İyi de, bu masalda işi ne
Kaşıntı tuttu düşüne düşüne…
Bakalım, görelim
Eskici efendiye gelin kulak verelim!
ESKİCİ _Eskici geldi eskici! Eskiler alırım, eskiler satarım…
KELOĞLAN _(YAKLAŞIR) Merhaba Eskici. Kolay gelsin… (ESKİCİ’NİN ARABASINA ÇARPAR) Aman! Çarptın bana yahu!
ALİCAN _(GÜLEREK) Unuttun mu Keloğlan? Seni benden başka hiç kimse görmüyordu.
KELOĞLAN _Sahiden de unuttum be Alican. Hay ağzına sağlık.
ESKİCİ _Kap var, kacak var… Çatal var, bıçak var… Tencere tava, menteşe kova… Ne ararsan var bende. Hele böyle güzel günde. Hava güneş, al şemsiye… Korkma yağmur yağar diye… Kapı kolu, yastık bezi… Gitar teli, koyun kuzu… Ayakkabı, kaya tuzu…
Ne ararsan vardır bende! Takma bıyık, takma sakal… Hiç düşünme, gel hemen al… İster davul, ister kaval! Ne ararsan vardır bende… Eskici geldi eskiciiii!
KELOĞLAN _Aman aman! Ne ağzı kalabalık bir adammış bu! Her şey var! En çok da lafı var, anlaşıldı…
ALİCAN _(MERAKLI) Bütün bu saydıklarınız… şu arabanın içinde mi yani?
ESKİCİ _Denemesi parayla evlat. Bende yok yok! Yalandan gayrı.
KELOĞLAN _Eh! Eskici dediğin de böyle olur.
ALİCAN _Bir deneyelim bakalım… (DÜŞÜNÜR) Fırıldak var mı?
ESKİCİ _En kolayı! (ARABADAN ALACALI BİR FIRILDAK ÇIKARIR) Buyurun size fırıldak!
ALİCAN _Ne kadar güzelmiş…
ESKİCİ _İste iste…Hiç çekinme. Başka bir şey var mı aklında?
ALİCAN _Aklıma bir şey gelmiyor ki! Ne istesek Keloğlan?
KELOĞLAN _Benim geldiğim yerlerde topaç diye bir oyuncak vardı Alican. Sor bakalım,
var mıymış?
ALİCAN _Soralım öyleyse.
ESKİCİ _Kendi kendine konuşmayı nereden öğrendin evlat?
ALİCAN _Şey! Kötü bir alışkanlık değil mi? Haklısınız. Aklıma gelmişken…Sizde topaç var mı peki?
ESKİCİ _Olmaz mı? Hem de topaçların en alası! (ARABADAN TOPAÇ ÇIKARIR) Kabarası demirden, renkleri gökyüzünden! İpi sağlam, taşıması kolay! Marifet parmaklarının ucunda evlat! Sen hele çevirmeyi bil… Gerisi topaçın keyfine kalmış! Üşenirse durur. (TOPACI DÖNDÜRÜR)
KELOĞLAN _Benden pes! Doğrusu, bu adamdan korkulur…
ALİCAN _Ne güzel dönüyor!
ESKİCİ _E? Başka soracağın bir şey yok mu evlat?
ALİCAN _Bilmem ki! Başka ne istesek…Ne istesek?
KELOĞLAN _Şöyle dumanı üstünde bir tabak makarna desek?
ALİCAN _Makarna mı?
ESKİCİ _Makarna mı? (GÜLER) Hiç olmaz mı? Hem de dumanı üstünde! (BİR TABAK MAKARNA ÇIKARIR) Hop işte! Buyurun bakalım küçük bey. Makarna
ye beni diyor!
KELOĞLAN _Sahiden! Dumanı bile üstünde. Dur bakalım. Yemeden inanmam… (ALİCAN’IN ELİNDEKİ TABAKTAN ATIŞTIRMAYA BAŞLAR) Hım! Hiç fena değil. Garip anamın yaptığını tutmaz ama olsun. Anlaşılan bu Eskici pek marifetli…
ESKİCİ _Hünerde benimle yarışırsın evlat! Makarnayı ağzınla değil ama gözlerinle yiyorsun sanki.
ALİCAN _Gözlerimle mi?
KELOĞLAN _Anla canım! Beni görmüyor ama makarnanın giderek azaldığını fark ediyor haliyle.
ESKİCİ _Artık paraların ucunu bir görseydik…
ALİCAN _Eskici şimdi de para istiyor Keloğlan!
KELOĞLAN _Versene Alican. İş bölümü yaptık seninle. Ben makarnayı yiyorum, sen parasını veriyorsun. Yoksa garip anacığımın kazançlı alışveriş dediği bu muydu? Oh oh!
Bu arada güzelce doydum. Eskici’nin eline koluna sağlık. Belki şu arabanın içinde makarnanın üstüne gidecek şöyle güzelim bir tatlı bile vardır…
AYŞE _(DİĞER KÖŞEDEN SESLENİR) İmdat! Yardım edin…Lütfen yardım edin!
ALİCAN _Duydun mu Keloğlan? Ayşe’nin sesi bu. Yardım istiyor!
KELOĞLAN _Pek zamanı değil ama… Bilmem ki!
ALİCAN _Koş Keloğlan… Yetişmeliyiz…Koş hadi!
KELOĞLAN _Dur canım! Çekiştirme, geliyorum işte!
ESKİCİ _Hey! Evlat! Paracıkları vermeden nereye böyle? Kulağın duymuyor mu senin?
(KOŞTURMACA)
6. TABLO
(KELOĞLAN VE ALİCAN MİM OYUNLA KOŞTURURLARKEN ARKADAKİ OYUN
DEĞİŞİR. MIZMIZ AĞACIN TEPESİNDE ORTAYA GELİR, AYŞE AĞACIN YANINDADIR)
ÇIĞIRTKAN _ Güm güm de güm güm!
Duyduk duymadık demeyin… Mızmız ağaca çıktı…
Şimdi onu indirmeyi deneyin!
Alican koşuyor hemen yardıma
Elbet Keloğlan’ı takıvermiş ardına
Ayşe kızı sorarsanız
Düşmüş Mızmız’ın derdine!
ALİCAN _(SOLUK SOLUĞA YAKLAŞIR, KELOĞLAN HEMEN ARKASINDADIR)
Ayşe! Ne oldu?
AYŞE _Kedim…Kedim Mızmız ağacın tepesine çıktı Alican!
MIZMIZ _Mır mır…. Burası de pek hoşmuş doğrusu!
KELOĞLAN _Bütün gürültünün nedeni bu mu yani? Ah! Olan bizim tatlıya oldu desenize!
AYŞE _Zavallı kedicik… Zavallı Mızmız! Belki de ömrünün sonuna kadar ağacın üstünde kalacak!
MIZMIZ _Mır mır! Ne kadar eğlenceli! Herkes ağacın altında toplanmaya başladı! Mır mır!
ALİCAN _Üzülme Ayşe. Mızmız’ı kurtaracağız. Mutlaka kurtaracağız…
AYŞE _Kurtaracağız mı dedin?
ALİCAN _Yani…kurtaracağım demek istedim.
KELOĞLAN _Alican ne yapacak, çok merak ediyorum doğrusu.
ALİCAN _(ACEMİ HAREKETLERLE) Pisi pisi.. .Gel pisi pisi…
KELOĞLAN _Pek iyi bir başlangıç sayılmaz.
MIZMIZ _Ha ha! Aşağıda olanlar çok eğlenceli. Mır mır…Mır mır…
AYŞE _Duyuyor musun Alican! Mızmız acıyla inliyor!
KELOĞLAN _Bana kalıra şu kedi hayatından memnun ama…
AYŞE _Alican, bana yardım etmelisin.
ALİCAN _Elbette Ayşe. Yani ben… Bir de ne yapacağımı bilsem!
AYŞE _Git ve itfaiyeye telefon et Alican. Onlar büyük arabaları, uzun merdivenleriyle gelip Mızmız’ı kurtarırlar.
KELOĞLAN _Ayşe kızın kedisi.. İnemiyor kendisi!
AYŞE _Alican! Kendi kendine konuşmayı bırak ve bana yardım et… Lütfen!
ALİCAN _Sen hiç merak etme Ayşe. Haydi Keloğlan!
KELOĞLAN _Dur canım! Çekiştirme beni. Hem biz şimdi nereye gidiyoruz?
ALİCAN _İtfaiyeye telefon etmeye!
KELOĞLAN _İyi de itfaiye ne, telefon ne?
ALİCAN _Şimdi anlatması uzun sürer Keloğlan…
AYŞE _Mızmız’ım… Mızmız’ım…
MIZMIZ _Mır mır… Bana süt getirin… Taze süt isterim!
ALİCAN _Ben gidiyorum!
KELOĞLAN _(ALİCAN’I TUTAR) Başkalarından mı yardım isteyeceksin?
ALİCAN _Elbette!
KELOĞLAN _Bence…sen kediyi tek baına ağaçtan indirebilirsin.
ALİCAN _Sahi mi? Ama nasıl?
KELOĞLAN _Düşünelim bakalım. Hah! Belki şu bizim Eskici’de bir merdiven vardır. Ne dersin Alican?
ALİCAN _Hiç aklıma gelmezdi. Yaşa Keloğlan!
AYŞE _Alican! Bana yardım edeceğine kendi kendine konuşuyorsun…
ALİCAN _Bekle Ayşe! (ESKİCİ’NİN YANINA GİDER) Eskici?
ESKİCİ _O! Sonunda geldi bizim eski müşteri!
ALİCAN _(TELAŞLI) Sende merdiven var mı?
ESKİCİ _Olmaz mı? Bende yok yok! Merdiven demek. Kaç basamaklı olsun?
ALİCAN _Bak bunu hiç düşünmemiştim!
KELOĞLAN _Bu ne biçim soru böyle! Şöyle sağlam bir merdiven varsa versin..
Bu iş olsun bitsin!
ALİCAN _Şöyle sağlam bir merdiven olsun yeter!
ESKİCİ _(ARABADAN KATLANABİLİR BİR MERDİVEN ÇIKARIP UZATIR) Al bakalım!
Bu merdivenle basamaklar çıkıp yere zıplarsın… Çok istersen geceleri
gökyüzünden yıldız bile toplarsın!
KELOĞLAN _Fena değil. İşimizi görür…
ALİCAN _İşimizi görür. Haydi Keloğlan!
(MERDİVENİ YÜKLENİP AĞACA KOŞTURURLAR)
ESKİCİ _Hey! (SESLENİR) Küçük bey! Paracıkların ucu yine gözükmedi! Anlaşılan
yazacağız tahtaya.. alacağız gelecek haftaya!
KELOĞLAN _(MERDİVENİ TUTMAKTADIR, ALİCAN’ YÜREKLENDİRİR) Haydi bakalım Alican!
Bu iş senin için çok kolay!
ALİCAN _Haklısın Keloğlan!
MIZMIZ _Mır! Bu gelen de kim böyle? Yanımda kimseyi istemiyorum ben. Hele keyfim yerindeyken…
AYŞE _Dikkatli ol Alican!
ALİCAN _Birazdan Mızmız kucağında olacak Ayşe…
KELOĞLAN _Nedense şu kediyi hiç gözüm tutmadı. Aman çok dikkatli ol Alican!
MIZMIZ _Mır mır! Davetsiz misafiri hiç sevmem. En iyisi onu geldiği yere göndermek…
(BİR AYAK DARBESİYLE MERDİVENİ AĞAÇTAN KURTARIR)
ALİCAN _Eyvah! Düşüyorum Keloğlan!
KELOĞLAN _Böyle olacağını biliyordum zaten…
(DÜŞMEKTE OLAN ALİCAN’I TUTAR, YAVAŞÇA YERE BIRAKIR)
Neyse! Bunu da atlattık sonunda.
AYŞE _Bir yerin acıdı mı Alican?
ALİCAN _(KALKAR) İyiyim Ayşe. Merak etme.
MIZMIZ _Mır mır…Onu bırak, benimle ilgilen küçük hanım! Ben ağaçta kalmış bir
küçük kediyim. Mır mır…
AYŞE _Zavallı Mızmız’ım benim!
ALİCAN _Anlaşıldı. Ben en iyisi telefon etmeye gideyim Keloğlan. Bu işin başka çaresi
kalmadı artık!
KELOĞLAN _Başka çaresi var Alican!
ALİCAN _Sahi mi söylüyorsun? Yo… Yine şu parlak düşüncelerinden biriyse, sende kalsın!
KELOĞLAN _Hayır hayır… Beni bir kez olsun dinlemelisin.
AYŞE _Alican? Demek henüz buradasın!
ALİCAN _Şimdi gidiyorum Ayşe. Haydi… Ne yapacaksak yapalım artık!
KELOĞLAN _Anlaşıldı. Şimdi sana bir hüner öğretmenin tam zamanı.
ALİCAN _Bir hüner mi?
KELOĞLAN _Şimdi beni iyi dinle. Ben istediğim biçime dönüşebilirim! Evet, bunu kolaylıkla yapabilirim!
ALİCAN _İstediğin biçime, öyle mi?
KELOĞLAN _Evet ama bana yardım etmelisin. Senin yapacağın tek iş, öğreteceğim tekerlemeyi söylemek olacak.
ALİCAN _Haydi! Acele edelim öyleyse…
KELOĞLAN _Karamanın koyunu… Alicengiz oyunu! Bunu üç kez yüzüme karşı söyleyeceksin.
ALİCAN _Peki o zaman ne olacak?
KELOĞLAN _Olacakları da o zaman görürsün. Hazır mısın Alican?
ALİCAN _Hazırım. (TEKERLEMEYİ ÜÇ KEZ YİNELER) E? Hiçbir şey olmadı!
KELOĞLAN _(ARKASI DÖNÜKTÜR, BU SIRADA MASKLA KEDİYE DÖNÜŞECEKTİR)
Ben bir güzel kedi olsam
Yumuk yumuk bakıp dursam
Sen de yalnız beni sevsen
Alıp sahiplensen…. ne dersin?
(KELOĞLAN DÖNER, SEVİMLİ BİR KEDİ OLMUŞTUR)
ALİCAN _Keloğlan!
KELOĞLAN _Miyav…miyav!
AYŞE _(ŞAŞKIN) Alican! Şuraya bak! Bu güzel kedi de nereden çıktı?
ALİCAN _Evet… Çok güzel! Çok güzel bir kedi bu!
AYŞE _Ay! Bayıldım bu kediye. Ne kadar güzel. Nasıl da yumuk yumuk bakıyor!
ALİCAN _Demek bu kediyi sevdin Ayşe!
MIZMIZ _Hey! Mır mır!… Aşağıda neler oluyor öyle? Bu kedi de nereden çıktı? Hey, size söylüyorum… Mır dedim..
KELOĞLAN _Miyav dedim!
MIZMIZ _Mır dedim diyorum. Mır dedim, mır mır dedim…
KELOĞLAN _Miyav dedim…Miyav miyav dedim!
AYŞE _Tüyleri yumuşacık! Bakışları pek tatlı! En az Mızmız kadar sevimli bir kedicik bu!
MIZMIZ _Yo! Daha fazla dayanamam! Bu işe hemen el koymak gerekiyor! (DERTLİ) Yoksa Ayşe bir başka kediyi sevecek! Buna asla dayanamam..Asla dayanamam..Mır!
(AŞAĞI ATLAR, AYŞE’NİN KUCAĞINA YERLEŞİR)
AYŞE _Mızmızım…Mızmızım! Sonunda geri geldi…Yaşasın!
MIZMIZ _Mır! Elbette canım! Ben varken başka bir kedinin sözü mü olur?
KELOĞLAN _Tam sırası Alican. Hazır Ayşe kedisini severken beni eski halime döndür!
ALİCAN _Eski haline? İyi ama bu nasıl olacak?
KELOĞLAN _(SABIRSIZ) Şöyle şu tekerlemeyi canım! Miyav! Gördün mü? Yoksa ömür boyu kedi olarak kalacağım! Acele et!
ALİCAN _Tamam! Nasıldı şu tekerleme? Karamanın oyunu..Hayır böyle değildi… Karamanın koyunu… Alicengiz oyunu… Yaşasın, hatırladım sonunda. (ÜÇ KEZ YİNELER)
KELOĞLAN _(ARKASINI DÖNER, MASKI ÇIKARIR)
Of! Kedi olmak hiç de kolay değilmiş Alican!
ALİCAN _Keloğlan! Yeniden seninle olmak çok güzel!
AYŞE _Alican? Az önceki kedi nereye kayboldu peki?
ALİCAN _Az önceki kedi mi? Şey! Sanırım gitti Ayşe!
MIZMIZ _Başka kedi yok! Mızmız’dan başka kedi yok! Mır…. Üstelik aç bir Mızmız bu! Canı süt istiyor… yüreği sevgi istiyor.. bedeni .yumuşacık bir yastık istiyor!
AYŞE _Alican! Sana teşekkür etmeliyim.
ALİCAN _Ben bir şey yapmadım ki Ayşe!
KELOĞLAN _Kim demiş! Çok şey yaptın!
AYŞE _Aslında…yani biz iki iyi arkadaş olabiliriz…
ALİCAN _(HEYECANLI) Yani…İkimiz!
AYŞE _Evet evet! Bir takım olabiliriz Alican. Bunu düşüneceğim. Şimdilik hoşça kal.
ALİCAN _Güle güle Ayşe!
(AYŞE VE MIZMIZ YERLERİNE GEÇERLER)
ALİCAN _Duydun mu Keloğlan?
KELOĞLAN _Evet. Çabaların karşılıksız kalmadı Alican.
ALİCAN _Yardımların için teşekkür ederim.
KELOĞLAN _Önemli değil. Aslında kedi olmak benim için zor değil.
ALİCAN _Gerçekten çok hoş, çok güzel bir kedi olmuştun.
KELOĞLAN _Kendimi görmek hiç kısmet olmadı.
ALİCAN _Bu arada, şu tekerlemeyi unutmasam iyi olacak.
KELOĞLAN _Yalnızca gerektiği zaman. Sakın unutma!
ALİCAN _Anlaştık Keloğlan.
7.TABLO
ÇIĞIRTKAN _Güm güm de güm güm!
Düğüm üstüne düğüm!
Daha neler, daha neler…
Hünerden üstün hünerler…
Keloğlan’da bin marifet, kolaysa gel sen tarif et!
Sırada kimler var dersiniz?
Osman’la Hakkı’yı sizler çağırın isterseniz!
Gerek kalmadı, duyup geldiler
Alican’ın haline güldüler!
(OSMAN VE HAKKI, ELLERİNDE TOP VARMIŞ GİBİ
OYNAYARAK GİRERLER)
HAKKI _Tut topu Osman!
OSMAN _At topu Hakkı!
HAKKI _(YAPMACIK) A! Alican da buradaymış.
OSMAN _Gördüm gördüm. Dahası, yanında gezdirdiği görünmez arkadaşlarını bile gördüm.
HAKKI _Onun görünmeyen dostları olur da…
OSMAN _Bizim görünmez topumuz olmaz mı yani?
HAKKI _Tut topu Osman…
OSMAN _At topu Hakkı…
KELOĞLAN _Bak bak… Senin şu garip arkadaşların yine geldi Alican.
ALİCAN _Sanırım bu kez topumu sahiden kaybetmişler.
OSMAN _İstemeden oldu Alican!
HAKKI _Topun önce suya düştü…
OSMAN _Su ise dağlardan aştı…
HAKKI _Sonra da topla birlikte kayıplara karıştı!
OSMAN _Eh! Şimdi bir top için bize kırılacak değilsin ya…
ALİCAN _Kırılmam elbette.
HAKKI _Demek bizi affettin!
ALİCAN _Çoktan unuttum bile.
OSMAN _(ALAYCI) Öyleyse birlikte oynayabiliriz…
KELOĞLAN _Aman dikkat Alican!
HAKKI _Üçlü bir takım olabiliriz…
ALİCAN _Yaşasın! Sen de duydun mu Keloğlan?
KELOĞLAN _Duymasına duydum da… Söyledim ya, sen yine de dikkatli ol derim.
ALİCAN _Bir iki üç! Üç kişilik bir takım olacağız… Yaşasın!
HAKKI _Olacağız olmasına da… Yalnız bir eksik var Alican!
ALİCAN _Neymiş eksik olan?
OSMAN _Bir takıma ne gerek?
ALİCAN _Ne gerek?
HAKKI _Yeni bir top gerek!
ALİCAN _Elbette. Nasıl da aklıma gelmedi. Keloğlan… Düş peşime!
KELOĞLAN _Nereye gidiyoruz yine?
ALİCAN _ Nereye olacak, şu bizim Eskici’ye!
(KELOĞLAN’I ESKİCİ’NİN YANINA SÜRÜKLER)
ALİCAN _Eskici! Hey Eskici!
ESKİCİ _(UYUMAKTADIR) Hor hor!
KELOĞLAN _Bu Eskici’de yok yok canım! Uyku bile var. Hem de en derininden!
ALİCAN _(YÜKSEK) Eskici… Eskiciiii!
ESKİCİ _(SIÇRAR) Aman! Ne oldu?
KELOĞLAN _Ne olsun ki? Karlı dağda gün doğdu. Satıcı adam tezgahının başında uyur muymuş canım?
ESKİCİ _Sen! Küçük bey! Demek döndün dolaştın, bir daha geldin! Hoş geldin!
ALİCAN _Eskici…Top istiyoruz.
ESKİCİ _Yani top istiyorsun…
ALİCAN _Evet. Yani, arkadaşlarım ve benim için…
ESKİCİ _Ondan kolay ne var! Bu arabada birbirinden renkli, birbirinden güzel çeşit çeşit top var! Al bakalım birini!
ALİCAN _(ESKİCİ’NİN VERDİĞİ TOPU ALIR) Ne güzel bir top bu! Arkadaşlarım bayılacak.
KELOĞLAN _Ben pek öyle düşünmüyorum ya, neyse! Hele olacakları bir görelim, bir çift sözümüz varsa daha sonra söyleyelim.
ALİCAN _Teşekkür ederim Eskici!
ESKİCİ _Bir dakika!
ALİCAN _Ne oldu?
ESKİCİ _Hani topun parası? Bunu da mı yazacağız tahtaya?
KELOĞLAN _Kim demiş bu adam uyurgezer diye! Cin gibi maşallah!
ALİCAN _Özür dilerim. (CEPLERİNİ KARIŞTIRIR, BOZUKLUKLAR ÇIKARIR) Buyurun borcumu!
ESKİCİ _Ha şöyle.
ALİCAN _Şimdi doğru arkadaşların yanına. Yürü Keloğlan!
(YENİDEN HAKKI İLE OSMAN’IN YANNA GELİRLER)
HAKKI _Ne güzel bir top bu! (TOPU KAPAR)
OSMAN _Harika bir top! At bakalım Hakkı!
HAKKI _Tut bakalım Osman!
OSMAN _Aman da aman! Kuş kadar hafif!
HAKKI _Aman da aman! Güneş gibi yuvarlak…
ALİCAN _Şey… Bana da atar mısınız arkadaşlar?
OSMAN _Atacağız tabii! Önce sağlam mı değil mi, iyice bir bakalım!
HAKKI _Bakalım. Şuralarda bir çivi olacaktı…
ALİCAN _Çivi mi?
KELOĞLAN _Ah Alican! Ne diyeyim? Osman’la Hakkı’ya güvenmek için acele ettin!
HAKKI _(YERDEN BİR ÇİVİ ALIR, TOPA BATIRIR) A! Bu top patladı…
OSMAN _Demek ki sağlam değilmiş.
HAKKI _Ne yapalım! Belki Alican bize yeni bir top alır!
OSMAN _Alır mı dersin?
HAKKI _Takım değil miyiz? Alır elbette!
KELOĞLAN _Anlaşıldı. Bir kez daha Eskici’ye gidiyoruz Alican.
ALİCAN _Yeni topu da patlatsınlar diye mi?
KELOĞLAN _Aman aman! Zaan işte bu zaman. Ne dersin? Şunlara da bir Alicengiz oyunu oynayalım mı?
ALİCAN _Yaşasın!
KELOĞLAN _Öyleyse anlaştık.
HAKKI _(SABIRSIZ) Alican? Ne diyorsun bakalım?
OSMAN _Oynuyor muyuz, oynamıyor muyuz?
ALİCAN _Haklısınız arkadaşlar. Şu top pek sağlam değilmiş. Ben yenisini alıp geliyorum.
HAKKI _Aslan Alican!
OSMAN _Kaplan Alican!
(ALİCAN’LA KELOĞLAN ESKİCİ’NİN YANINA GİDERLER. ESKİCİ UYUMAKTADIR)
KELOĞLAN _İşe bak! Seninki yine uyumuş. Hiç uyandırmayalım en iyisi. Sen şu tekerlemeyi unutmadın ya?
ALİCAN _Unutmadım Keloğlan!
KELOĞLAN _Eh! Öyleyse tam sırası. (ARKASINI DÖNER)
ALİCAN _Karamanın koyunu… Alicengiz oyunu! (ÜÇ KEZ YİNELER)
KELOĞLAN _Ben bir kocaman top olsam…
Çimenlerde gezip dursam…
Sen benimle oyun kursan
Atıp tutmaya… ne dersin?
(KELOĞLAN ESKİCİ’NİN ARABASI ARKASINDA KAYBOLUR. ARABANIN DİĞER YANINDAN, BÜYÜK CANLI RENKLERİYLE BİR TOP ZIPLAYARAK ÇIKAR)
ALİCAN _(ŞAŞKIN) Keloğlan! (TOPU ELİNE ALIR, KULAĞINA YAKLAŞTIRIR) Tamam… Merak etme! Konuştuğumuz gibi…Elbette!
HAKKI _Osman! Şuraya bak! Benim gördüğümü sen de görüyor musun?
OSMAN _Ne güzel bir top bu böyle!
HAKKI _Onunla oynamak için sabırsızlanıyorum…
OSMAN _Alican? Topunu bizle paylaşmayacak mısın?
ALİCAN _Paylaşacağım. Ancak unutmayın. Bana da atacaksınız. Ayrıca, topa çivi batırmak yok.
OSMAN _Anlaştık. Haydi artık!
ALİCAN _Tutun öyleyse. ( TOPU ATAR)
HAKKI _(TOPU TUTAR) Harika bir top bu! İnsan oynamaya kıyamaz. Tut Osman!
(ATMAYA ÇALIŞIR, ATAMAZ) Hey! Ne oluyor böyle?
OSMAN _Topu atsana Hakkı! Ne diye bekliyorsun?
HAKKI _(ŞAŞKIN) İnanmayacaksın ama… top elime yapıştı.
OSMAN _Daha neler! Ver bakayım şu topu… (YANINA GİDER, TOPA DOKUNUR, O DA YAPIŞIR) Hey! Kurtulamıyorum. Ne biçim bir top bu?
HAKKI _Alican! Yardım et bize…
ALİCAN _Hani bana da atacaktınız? İşte yine mızıkçılık yaptınız…
(TOP ŞİMDİ, YAPIŞIK ÇOCUKLARI HAVAYA ZIPLATMAKTADIR)
HAKKI _Duramıyorum…Zıplamadan duramıyorum!
OSMAN _Yeter! Çok yoruldum!
ALİCAN _Ne güzel… Şimdi de zıplayıp duruyorsunuz. Size özeniyorum ama beni aranıza almıyorsunuz..
HAKKI _Ah! Yeter…İmdat!
OSMAN _Durmak istiyorum…Duramıyorum…
HAKKI _Lütfen Alican! Yardım et..
OSMAN _Bize yardım et!
ALİCAN _Anlaşılan başınız dertte. Bu durumda size yine ben yardım edebilirim. Çünkü biz bir takımız. (BEKLER) Öyle değil mi yoksa?
OSMAN _Evet evet…Biz bir takımız!
HAKKI _Hem de en iyi, en büyük takımız!
ALİCAN _Tamam. Şimdi izin verin, topumla konuşayım.
HAKKI _Duydun mu? Topuyla konuşacakmış…
OSMAN _İşe yarar mı dersin?
ALİCAN _(YAKLAŞIR) Bu kadarı yeter Keloğlan. Haydi! Bırak artık onları…
(TOP ÇOCUKLARIN ELİNDEN KURTULUR, ÇOCUKLAR YORGUNLUKLA YERE YIĞILIRLAR, TOP ARACIN ARKASINDA KAYBOLACAKTIR)
HAKKI _Of! Bittim! Neyse ki sonunda kurtulduk…
OSMAN _Hiç böyle bir top görmedim!
ALİCAN _Evet. Topla işimiz bittiğine göre, şimdi başka bir oyun oynayabiliriz arkadaşlar.
OSMAN _Ben yokum!
HAKKI _Beni de saymayın sakın!
ALİCAN _Arkadaşlar, yapmayın!
OSMAN _Ben hemen eve gitmeliyim..
HAKKI _Ben de!
(HAKKI VE OSMAN OYUNDAN ÇIKARLAR)
ALİCAN _(ARKALARINDAN SESLENİR) Hakkı…Osman… Arkadaşlar?
KELOĞLAN _(ÜSTÜNÜ BAŞINI DÜZELTEREK ARABANIN ARKASINDAN ÇIKAR) Ne diye arkalarından bağırırsın bilmem! Tabanları nasıl da yağladılar! İki güldülerse on ağladılar! Karalar bağladılar!
ALİCAN _(ÜZGÜN) Ama ben…
KELOĞLAN _Ne o Alican? Hiç de sevinmiş birine benzemiyorsun! Oysa onlara güzel bir ders verdin.
ALİCAN _Bundan böyle benimle hiç oynamazlar…
KELOĞLAN _Kim demiş? Ben de bir grip Keloğlan’sam, işte şuraya yazıyorum… Bal gibi de oynarlar!
ALİCAN _Yani.. geri gelecekler mi dersin?
KELOĞLAN _Önce akıllarını başlarına bir toplasınlar bakalım…
ALİCAN _Nasıl da korkup kaçtılar!
KELOĞLAN _Eh! Biz de işimize bakalım gayrı.
ALİCAN _İşimize mi bakalım?
KELOĞLAN _Unuttun mu Alican? Benim eve gitmem gerekiyor. Anama, köyüme geri dönmeliyim. Yolu izi bulmalıyım… Çok geç olmadan evde olmalıyım!
ALİCAN _Doğru! Nasıl da aklımdan çıkmış. İyi ama ne yapacağız?
KELOĞLAN _Düşünüp taşınacağız. Mutlaka çıkar bir yol bulacağız.
ALİCAN _Şey… Senin şu marifetin…
KELOĞLAN _Alicengiz oyunundan mı söz ediyorsun?
ALİCAN _Evet evet! O işimize yaramaz mı?
KELOĞLAN _Yaramaz Alican. O oyunla yalnızca gönül eğlerim. Asıl marifeti ben nereden bilirim?
ALİCAN _Asıl marifet mi?
KELOĞLAN _Ne sandın ya! Asıl marifet bir başka tekerlemede gizli. Onu bir bulursak iş oldu bitti!
ALİCAN _Bir başka tekerleme demek! Hatırında değil mi Keloğlan?
KELOĞLAN _Değil Alican! Şu kel kafam tüm tekerlemeleri tek tek nereden bilsin?
ALİCAN _Peki şimdi ne yapacağız?
KELOĞLAN _Düşünüp taşınacağız. Elbet bir çıkar yol bulacağız!
(OLDUKLARI YERDE DÖNMEYE BAŞLARLAR)
8. TABLO
ÇIĞIRTKAN _( DAVULUNA VURARAK ONLARLA BİRLİKTE DÖNMEYE BAŞLAR)
Düşün taşın… Düşün taşın!
Biraz dinlen…biraz kaşın!
Altına bak her bir taşın..
Soğumasın evde aşın
Çare bekler arkadaşın…
Düşün taşın…düşün taşın!
(DURUR) Ne etmeli…nasıl etmeli! Oradan gelmeli, buraya gitmeli! Kelıoğlan’la Alican’a yardım etmeli. Etmeli de ne etmeli? Derken… Zamanlardan geç değil de çok erken…
ESKİCİ _(BULUNDUĞU YERDEN DOĞRULUR, UZUN UZUN ESNER) Ooooof.. Of!
Ne kadar çok uyumuşum. Ne kadar uyumuşum? Bir saat? İki saat? Bilemedin beş saat! Ortalıkta pek kimseler kalmamış.. Ben uyurken kimsecikler benden bir şey almamış… Biraz daha uyusam mı? Uyuyup da büyüsem mi? Neler söylüyorum ben! Anlaşılan ayamadım. Satış yapıp paracıklar sayamadım… Oooof… Of!
KELOĞLAN _(DURUR) Aman! Bu gürültü de ne ola ki?
ALİCAN _Şu bizim Eskici! Uyandı sonunda. Ancak sanırım bir kez daha uykuya dalacak…
KELOĞLAN _Durdur ıonu! (HEYECANLI) Sakın ola ki uyumasın!
ALİCAN _Neden böyle söyledin Keloğlan?
KELOĞLAN _Düşünsene! Bu Eskici’de her şey var. En çok da uyku var ama olsun..
ALİCAN _Dediklerinden bir şey anlamadım.
KELOĞLAN _Sabırla dinle öyleyse. Bu Eskici’de her şey bulunduğuna göre…
ALİCAN _Evet?
KELOĞLAN _ İçinde benim masallarımın bulunduğu kitaplar da vardır!
ALİCAN _Vardır Keloğlan!
KELOĞLAN _Sen böyle söylemedin mi? Masallarım dilden dile dolanmış, dünden bu güne
yol almış ve..
ALİCAN _..ve kitaplarla buluşmuş! Evet, böyle söylemiştim.
KELOĞLAN _Ne güzel… Ne güzel! Kitaplarda yer bulan hiçbir masal, hiçbir öykü unutulmuyor.
ALİCAN _Sanırım seni anlamaya başlıyorum Keloğlan!
KELOĞLAN _Ha şöyle. İşte çare! Masallar kitaplardaysa…
ALİCAN _Aradığımız şu tekerleme de bir kitabın içinde olmalı!
KELOĞLAN _Hay aklına sağlık!
ALİCAN _Bunu sen akıl ettin…
KELOĞLAN _Tekerleme masalın içinde…Masal kitabın içinde… (DÖNMEYE BAŞLARLAR)
Kitap arabanın içinde…Araba sokağın içinde…Sokak dünyanın içinde…Dünya
masalın içinde…
(BİRLİKTE ESKİCİ’YE DOĞRU İLERLERLER)
ALİCAN _..kitap arabanın içinde…
KELOĞLAN _(YENİDEN UYUKLAMAYA BAŞLAYAN ESKİCİ’YE BAKAR) Gel gör ki, Eskici düşler içinde!
ALİCAN _Onu uyandırmalıyız Keloğlan. Başka çaremiz yok… Mutlaka uyandırmalıyız!
KELOĞLAN _Peki ne yapacağız?
ALİCAN _Birlikte bağıracağız… Bir, iki , üç..
BİRLİKTE _Eskiciiii!
ESKİCİ _(ZIPLAR) Hey! Ne oluyor? Yangın mı var? Sel mi bastı? Savaş mı çıktı?… Ne oluyor komşular?…
ALİCAN _Bir şey yok… Yalnızca bir müşteri. Alışveriş için!
ESKİCİ _Alışveriş için..bir müşteri demek… (ESNER) Sonra gelsin. Şu an uyuyorum.
KELOĞLAN _Hah! Bir bu eksikti…
ALİCAN _Lütfen Eskici! Uyanın, lütfen!
ESKİCİ _Dükkan kapalı dedik ya! (UYUKLAR)
ALİCAN _Yine uykuya daldı, gördün mü? Yoksa ona da bir Alicengiz oyunu mu oynasak Keloğlan?
KELOĞLAN _Ne gerek! Ben şimdi onu uyandırırım. Hem de bir türküde!
ALİCAN _Bir türküde mi?
KELOĞLAN _(ELİNİ KULAĞINA ATAR) Aman da karlı dağlar duman olduuuuu! Vay başım, garip başımmmm….
ESKİCİ _(UYANIR) Ne biçim bir ses bu! Nereden geliyor böyle? Gök mü gürledi…Fırtına mı çıktı?
KELOĞLAN _Hiçbiri değil Eskici dayı. Garip Keloğlan yalnızca türkü söylüyor. Ah, boşuna konuşuyorum… Beni görmez ki!
ESKİCİ _(ALİCAN’I FARK EDER) Sen! Demek yine geldin! Günün tek müşterisi…Söyle bakalım, bu kez ne istiyorsun?
ALİCAN _Bir Keloğlan kitabına ne dersin?
ESKİCİ _Bunca telaşın bir kitap içindi , öyle mi?
ALİCAN _Evet. Keloğlan masalları!
ESKİCİ _Masallara bayılırım. Asıl güzeldir..Nasıl şekerdir… Biri anlatsa da dinlesem..Şöyle yavaşça uzansam, döşeğe serilsem..O anlatsa ben dinlesem.. (UYUKLAR)
ALİCAN _Olamaz! Yine uyuklamaya başladı.
KELOĞLAN _Bu iş fazla uzadı. Türkü de kar etmedi ama bende oyun bitmedi.
En iyisi bir de gıdıklamayı denemeli.. (ESKİCİ’Yİ GIDIKLAMAYA BAŞLAR)
ESKİCİ _(UYANIR) Ne oluyor! İçimden durmaksızın gülmek geliyor! Sanki biri beni gıdıklıyor!… Aman yeter… Uykumdan oldum..Yeter artık!
KELOĞLAN _Eh! Artık kolaysa uyusun da görelim.
ESKİCİ _Sen! Kitap istiyordun demek!
ALİCAN _Evet! Her şey varsa arabanda, Keloğlan masalları da vardır mutlaka!
ESKİCİ _Keloğlan masalları mı?
ALİCAN _Yok mu?
ESKİCİ _Hiç olmaz olur mu? (ARABADAN BİR KİTAP ÇIKARIR) İşte sana Keloğlan masalları! Tümü bir arada…
KELOĞLAN _Oh oh! Ne de kalın. Anlaşılan anlatılmamış hiçbir masalım kalmamış şu dünyada!
ALİCAN _Yaşa Eskici! (KİTABI ALIR, PARA ARANIR) Eyvah!
KELOĞLAN _Ne oldu Alican?
ALİCAN _Ne olsun? Bu sefer de param kalmadı!
ESKİCİ _Dert etme evlat! Bu kitap da benden sana bir armağan olsun…
ALİCAN _Teşekkürler Eskici.
ESKİCİ _Şimdi gecikmeden yola koyulmalı. Sakin bir köşe bulup bir güzel uyumalı! (HAREKETE GEÇER) Eskiciiii! Eskiler alırım… Eskiciii! Uykuya dalarım… Eskiciii!
(YERİNE GEÇER)
KELOĞLAN _Hoş bir adam canım! Neyse, giderayak işimize yaradı işte. Haydi bakalım Alican kardeş. Sıra sende.
ALİCAN _Sıra bende…
KELOĞLAN _Elbette ya! Masallarımı bir güzel oku. Şu tekerlemeyi bul da yardım et Keloğlan’a..
Beni bekliyor bir garip ana!
ALİCAN _Merak etme Keloğlan. Şu maalı mutlaka bulacağım… Tekerlemeyi de! İşte, hemen okumaya başladım bile…
9. TABLO
(ALİCAN DALMIŞ KİTABI OKUYOR, KELOĞLAN MERAKLA ONU İZLİYOR)
ÇIĞIRTKAN _ Bir varmış, bir yokmuş…. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir garip Keloğlan varmış… (GÜLER) Merak etmeyin, masal anlatacak değilim size… Alican’ın okuduklarına şöyle bir göz gezdirdim, hepsi kadar… Birbirinden güzel, birbirinden eğlenceli masallar!
Güm güm de güm güm!
Ne güzeldir şu gördüğüm…
Alican kitaba dalmış mır mır
Keloğlan’ın minik yüreciği heyecandan tıkır tıkır!
Bir masaldan bir masala yol alalım,
Asıl marifeti barındıran şu masalı eninde sonunda bulalım…
ALİCAN _Okuduğum bu masalın Kafdağı’nın ötesinde geçiyor Keloğlan!
KELOĞLAN _Kim bilir hangisidir. Belki de Sultan kızı Ayşe’yi Tepegöz’ün elinden kurtardığım masaldır…
ALİCAN _Ancak aradığımız masal değil…
KELOĞLAN _Değil ya!
(AYŞE MIZMIZ’LA BİRLİKTE GİRER)
AYŞE _Kolay gelsin Alican.
ALİCAN _(KİTABI BIRAKIR) Ayşe!
KELOĞLAN _Hey! Bu masaldaki Sultan kızı Ayşe değil Alican. İyisi mi sen okumana devam et…
AYŞE _Sana verdiğim sözü unutmadım Alican.
ALİCAN _Yaşasın! Arkadas olacağız öyleyse…
AYŞE _Evet ama Mızmız’ı sen de seveceksin, söz mü?
ALİCAN _Ben zaten Mızmız’ı çok seviyorum Ayşe. İnan bana. Güzel Mızmız…Cici Mızmız…
MIZMIZ _Hey! Yavaş ol bakalım. Mır mır!
AYŞE _Sanırım kendini sevdirmen gerekecek Alican.
ALİCAN _Bunu başarabilirim.
MIZMIZ _Mır…Kırk fırın ekmek yemelisin..Mır…Bana da kırk şişe süt getirmelisin.. Mır mır…
KELOĞLAN _Hişt.. Alican? (ÇEKİŞTİRİR) Bırak şimdi kediyle oynamayı canım! Hele şu masalı bulalım…
ALİCAN _Masal biraz bekleyebilir… Lüten!
AYŞE _Alican? Yine kendi kendine konuşuyorsun.
ALİCAN _En iyisi Mızmız’ın karnını kaşıyayım. Buna hiçbir kedi dayanamaz.
MIZMIZ _Doğru… Çok doğru. Hele ben hiç dayanamam. En iyisi kaçayım. Miyav! (KAÇAR)
AYŞE _(ÜZGÜN) Ne yaptın Alican? Mızmız’ımı kaçırdın! Kaçtı gitti işte… Ah, nasıl
yaparsın bunu?
ALİCAN _Ama ben yalnızca…
AYŞE _(DİNLEMEZ, MIZMIZ’IN ARKASINDAN KOŞARAK GİDER) Mızmız… Mızmız, buraya gel! Bekle beni…
ALİCAN _İşte. Sonunda Ayşe de gtti, gördün mü Keloğlan? Arkadaşlarımı yine kaybediyorum. Bir şeyler yapmalıyız…
KELOĞLAN _Ya masal ne olacak Alican?
ALİCAN _Daha önce Mızmız’ı bulmalı, Ayşe’yi mutlu etmeliyiz!
KELOĞLAN _Anlaşılan benim işime hiç sıra gelmeyecek…
ALİCAN _Haydi Keloğlan. Alicengiz oyununun tam sırası.
KELOĞLAN _Alicengiz oyunu mu?
ALİCAN _Elbette. Tıpkı daha önce yaptığımız gibi. Mızmız’ı kıskandıracağız, o da geri dönecek… Sonra da Ayşe benimle arkadaş olacak!
KELOĞLAN _Ben olsam…Yani senin yerinde olsam böyle yapmam Alican.
ALİCAN _(KARARLI) Ama ben yapacağım! Bunu anlmıyor musun? Nasıldı bakalım… Karamanın koyunu… Alicengiz oyunu…
KELOĞLAN _Dur yapma! Beni dinle. Bir kerecek beni dinle…
ALİCAN _Karamanın koyunu..Alicengiz oyunu…
KELOĞLAN _Dinle Aican! İşler bu kez pek yolunda gitmeyecek sanki. Bir kerecik beni dinle canım…
ALİCAN _Karamanın koyunu…Alicengiz oyunu!
KELOĞLAN _(ÇARESİZ, ELLERİNİ İKİ YANA AÇAR)
Ah! Ben bir Alican olsam
Senin yerine dursam
Düşünmeden işler yapsam
Doğru olur mu…ne dersin?
(KELOĞLAN ARKAYA GEÇER, ALİCAN BİR AN HAREKETSİZ KALIR)
10. TABLO
ÇIĞIRTKAN _Güm güm de güm güm…
En sonunda
İşler oldu kördüğüm!
Duyun iyice duyun
Alican yaptı kendine bir oyun
Saklandı Keloğlan Alican’ın içine…
Ayıkla pirincin taşını, düşüne düşüne!
Bakalım bundan öte neler olur… Kim ne aranır, ne bulur! Alican böyle mi kalır, garip Keloğlan geri mi gelir… Bunu Çığırtkan da bilmez. Masalı anlatandan umut kesilmez. En iyisi izlemeli, olanları dikkatlice gözlemeli!
(KENARA ÇEKİLİR)
ALİCAN _(OYUNUNU KELOĞLAN TAKLİDİYLE OYNAYACAKTIR)
Ne oldu bana böyle? Alican… İyi misin? İyi ama ben niye Keloğlan gibi konuşuyorum? Amanın garip başım…Oh, yerindeymiş gözüm kaşım! Ben yine Alican’ım. Ama bir bedende iki canım… Görünümüm Alican, dilim ise Keloğlan! Aman dostlar,
yok mudur Alican’a yardımcı olan? Hele akılsız Alican! Seni gidi düşüncesiz Alican! Şu kitabı bir güzel okuyup Keloğlan’ı yerine yurduna göndereydin fena mı olurdu? Başına bunlar gelmezdi… Yapma keleş oğlan..Kıyma Alican’a… Hadi hadi! Böyle ceza az bile! Ah! İçime iki kişi birden var. Biri susunca biri konuşur, biri söylenince diğeri bir
kenara ilişir! Bari kavga etmeseler… Dur Keloğlan..Aman yapma Alican! Canım rahat dursana…Düşüp minik burnunu kırsana! Al sana al sana! (TEK BAŞINA KAVGA ETMEKTEDİR) Vay anam… Garip anam! Ah benim biricik büyükanneciğim! Hayır, garip anam dedim… Ben bilmem , büyükanemi isterim… Vay bana vaylar bana… Su içsem kana kana! Keloğlan girdi içime…düşmanlar yaksın kına!
ÇIĞIRTKAN _Alican böyle şaşkın konuşa dursun, Mızmız çıkmış meydana! Aman Alican…
Yaman Alican! İşte kocaman bir fırsat sana…
(MIZMIZ SAHNENİN BİR YANINDAN DİĞER YANINA YAVAŞÇA YÜRÜMEKTEDİR)
ALİCAN _(PEŞİNDE) Mızmız! Her şey senin başının altından çıktı… Derdimin çaresi de sensin. Yeter ki, Keloğlan seni yensin. Gel bakalım buraya!
MIZMIZ _Mır mır! Ne olmuş bu çocuğa?
ALİCAN _Bahçelerde bağım var
Bir kocaman dağım var
Mızmız kedi gel beri
Bal börekle yağım var… (YAKLAŞIR)
MIZMIZ _Ne yani? Şimdi sana inanayım mı?
ALİCAN _Ben kedi olsaydım… (ATLAYIP MIZMIZ’I TUTAR)
… inanırdım! Sonunda yakaladım seni.
MIZMIZ _Oyuna geldim…Kandırıldım… Bırak beni.. Mır dedim..Mır mır dedim! Bırak beni!
AYŞE _(OYUNA GİRER) Ah! Mızmız’ım! Minik kedim benim. ( KEDİYİ ALIR) Teşekkür ederim Alican. İkidir bana yardım ediyorsun.
ALİCAN _(ALİCAN GİB) Hiç sözü olur mu Ayşe?
AYŞE _Oysa az önce ben sana kabalık ettim…
ALİCAN _(KELOĞLAN GİBİ) Ne demekmiş! Sultan kızına kırk yılda bir yardım etmişim…
Yedi ülke, dokuz diyar gitmişim.. Bir kediyle baş etmenin nesi var..Tek başıma yetmişim!
AYŞE _(ŞAŞKIN) Alican? Neler diyorsun böyle?
ALİCAN _Sen onu dineme Ayşe. Yani az önce konuşanı.. Ben Alican! Arkadaşın!
MIZMIZ _Mır…Bu çocuğa bir şeyler olmuş…Belki de bayat süt içmiştir, kim bilir! Mır mır…
ALİCAN _Ayşe sultan, karşındadır Keloğlan! İstediğin fasulye mi bakla mı? Marifetim
parende mi, takla mı?
AYŞE _(KIZGIN) Anlaşıldı, sen benimle alay ediyorsun. Öyleyse ben gidiyorum! Hemen gidiyorum.
MIZMIZ _Biz gidiyoruz..Size iyi şaşkınlıklar!.Mır mır..
ALİCAN _Lütfen gitme Ayşe. Dinle beni… Aman Sultan kızı! Yardım edesin garip oğlana!
AYŞE _Evet! Alay ettiğiniz çok belli oluyor…
ALİCAN _Ayşe! Anlamıyorsun! Oysa sana ihtiyacımız var. Yani ihtiyacım var…
AYŞE _Hiçbir şey anlamıyorum!
MIZMIZ _Hala onu dinliyorsun.. Hani gidecektik? Mır mır…
ALİCAN _Biliyorum, çok karışık. Sonra şu kendi kendime konuşmalarım… Akla zarar canım!
AYŞE _Belki bize açıklarsın!
ALİCAN _Bunu daha sonra yapacağım elbette. Ama şu an senden istediğim başka bir şey Ayşe. Lütfen yardım et bana! Haydi Sultan kızı! Özür dilerim ama böyle konuşmaktan kendimi alamıyorum…
AYŞE _Peki, söyle öyleyse. Nasıl yardım edebilirim sana?
ALİCAN _Şimdi sana söylediğimi üç kez yinelemelisin. Göreceksin, her şey düzelecek.
AYŞE _Eğlenceli bir oyuna benziyor…
MIZMIZ _Süt saatim yine gecikti… Hep şu çocuğun yüzünden! Mır mır…
ALİCAN _Üç kez yinele, sakın unutma Ayşe. O zaman her şey düzelecek.. Amanın, içimde neler neler ezilecek! Sus keloğlan, susmam Alican…
AYŞE _Yeter artık..Sıkıldım!
ALİCAN _Ayşe..Vazgeçme sakın! Tek şansım sensin…
AYŞE _Peki peki. Ne söyleyecekmişim?
ALİCAN _Karamanın koyunu.. Alicengiz oyunu! Unutmayasın Sultan kızı! Hayır, son söylediklerim dahil değil! Yalnızca öncekiler! Tabii canım..Sultan kızı bilmez mi hiç? Aman yeter!
AYŞE _Of! Aklım iyiden iyiye karıştı…
ALİCAN _Karamanın koyunu…Alicengiz oyunu…Üç kez! Sus Keloğlan!
AYŞE _Hoş bir oyuna benziyor. Oynayalım öyleyse. Nasıldı bakalım? Karamanın oyunu..
ALİCAN _(ZOR DURUMDA) Hayır Karamanın koyunu!
MIZMIZ _Koyunları hiç sevmem! Boyunlarına çan takarlar…
ALİCAN _Aman da aman! Bir bu tekirin gevezeliği eksikti!
MIZMIZ _Kimmiş bana tekir diyen? Ortaya çıksın… Mır mır!
ALİCAN _Yapma keloğlan! Tam da şu anda kediyle tartışmak olacak iş değil!
AYŞE _Karamanın koyunu… Cengizali..
ALİCAN _Alicengiz!
AYŞE _Ben ne dedim ki?
MIZMIZ _Aliveli dedin tabii ki! Yoksa Veliali mi demişti? Mırrr!
ALİCAN _Duyuyorsun işte canım. Şu tekir basbayağı ortalığı karıştırıyor! (KENDİSİ) Ah! Lütfen ona uyma Keloğlan!
AYŞE _Artık öğrendim sanırım. Karamanın koyunu.. Alicengiz oyunu!
ALİCAN _Üç kez Ayşe! Yaşa Sultan kızı!
AYŞE _Karamanın koyunu…Alicengiz oyunu! (ÜÇ KEZ YİNELER)
(BU SIRADA ALİCAN ARKAYA DOĞRU GERİLER, ÜÇÜNCÜ TEKERLEME SONUNDA KELOĞLAN ALİCAN’IN YANINDA BELİRİR)
KELOĞLAN _Aman! Oh… Sonunda senden kurtuldum canım!
ALİCAN _Ben de senden kurtuldum Keloğlan!
KELOĞLAN _İnsanın kendi bedeninde olması nasıl da iyiymiş. Senin içindeyken pek daraldım, bilesin.
ALİCAN _Sen böyle karşımda görmek daha güzelmiş.
KELOĞLAN _Sözümü dinleseydin bütün bunlar olmazdı…
ALİCAN _Haklısın arkadaşım.
AYŞE _İşte. Yine kendi kendine konuşmaya başladın. Sanırım sana bir yararım olmadı Alican!
MIZMIZ _Öyleyse gidelim Ayşe. Bu kez gerçekten gidelim. Mır!
ALİCAN _Dur Ayşe!
AYŞE _Neden duracakmışım?
ALİCAN _Çünkü sen bana yardımcı oldun. Gerçekten yardımcı oldun.
AYŞE _Sahi mi?
ALİCAN _Elbette. Dinle…Bütün bunlar bir oyun değildi aslında. Belki göremiyorsun ama
şu anda yanımda bir dostum var…
MIZMIZ _Bu çocuk yine başladı. Hep söylerim, çok süt içmesi gerek bunun. Mır!
AYŞE _(ALAYCI) Ama bu dostun senden başka kimseye görünmüyor!
ALİCAN _Evet. Kimseye görünmüyor ama…herkes onu tanıyor!
AYŞE _Ben de tanıyor muyum?
ALİCAN _Elbette. Adı Keloğlan! (KİTABI UZATIR)
KELOĞLAN _Sultan kızına şimdi güzel bir selam verirdim ama o beni göremedikten sonra ne fayda!
AYŞE _(KİTABA BAKAR) Keloğlan demek! Bu kitapta da masalları var. Anladım..Sen bu kitabı okuyor olmalısın. (GÜLER) Etkisinde kalmışsın anlaşılan.
MIZMIZ _Ben de Çizmeli kedi’yi okudum ama hiç etkilenmedim..Mır!
AYŞE _Alican! Bu kitabı ben de okuyabilir miyim?
KELOĞLAN _Eyvah! İşler bir kez daha karışıyor. Alican! Sultan kızına engel ol.. Yoksa bulunamayacak şu kayıp yol!
ALİCAN _Dinle Ayşe! En iyisi biz bu kitabı birlikte okuyalım. Hem bana bir kez daha yardım etmiş olursun…
AYŞE _Bir kez daha yardım, öyle mi?
ALİCAN _Ben aslında bu itapta Keloğlan masallarından birini arıyorum!
AYŞE _Nasıl bir masalmış bu?
MIZMIZ _Açlıktan ölmek üzere olan bir kedinin masalı olmasın sakın? Yeter, artık gidelim!
KELOĞLAN _Sık dişini tekir kedi. Şurada işler yoluna girmek üzere…
ALİCAN _Keloğlan’ı annesi günün birinde pazara göndermiş…
KELOĞLAN _Anası olmaz! Garip anası diyeceksin Alican. Masalı masal gibi anlatamadıktan sonra neye yarar?
ALİCAN _Ancak bizim Keloğlan giderken giderken azarın yolunu kaybetmiş…
KELOĞLAN _Fena değil. Öğrenecek gibi!
AYŞE _Peki sonra neler olmuş Alican?
ALİCAN _Keloğlan yolunu öyle bir kaybetmiş, öyle bir kaybetmiş ki, gide gide bu güne gelmiş!
AYŞE _Sonra?
ALİCAN _Sonrasını kitaptan okuyabiliriz Ayşe. Tabii bulabilirsek. İşte aradığım masal bu zaten…
AYŞE _Haydi arayalım öyleyse!
MIZMIZ _Mır! Kimse benimle ilgilenmiyor…Hiç kimse! Ben yalnız bir kediyim…Mır!
KELOĞLAN _Aman sarman, ortalığı karıştırmayasın şimdi. Bizimkiler oturmuşlar güzel güzel
masalı arıyorlar. Kimsenin kafasını karıştırmayasın… Kedicik seni!
(KELOĞLAN MIZMIZ’I OKŞAMAYA BAŞLAR, HAKKI’YLA OSMAN GİRERLER)
HAKKI _(ARKASINDA TOPU SAKLAMAKTADIR) Merhaba Alican…
OSMAN _Merhaba Alican!
KELOĞLAN _Eyvah! Hakkı ile Osman! Gördün mü? Benim iş yine sonraya kalacak…
ALİCAN _Ne istiyorsunuz benden?
HAKKI _Ne isteyebiliriz ki Alican? Asıl senin bizden bir istediğin olmalı.
(TOPU ORTAYA ÇIKARIR) Al işte… Bu top senin topun!
ALİCAN _(HEYECANLA) Benim topum!
OSMAN _Birlikte oynayabiliriz. Tabii sen istersen…
ALİCAN _Yani siz…
HAKKI _Hepimiz bir takımız Alican.
OSMAN _Hepimiz bir takımız. Dahası arkadaşız!
ALİCAN _Ayşe de!
HAKKI _Elbette!
ALİCAN _Öyleyse daha ne duruyoruz? Haydi top oynayalım…
KELOĞLAN _Durun canım! Beni unutmadın mı Alican? Alican dedim? Beni duymuyor musun?
(ALİCAN’A DOKUNUR, ÇEKİŞTİRİR, ALİCAN FARKINDA BİLE DEĞİLDİR)
ALİCAN _Ne güzel oynuyoruz! Biz bir takımız hey! Hepimiz arkadaşız..
AYŞE _Hepimiz arkadaşız!
MIZMIZ _Mır! Ayşe benim süt saatimi iyiden iyiye unuttu. Kendi başımın çaresine baksam
iyi olacak..Mır mır!.. (KALKAR, YERİNE GEÇER)
KELOĞLAN _(DERTLİ) Alican beni unuttu, gördünüz mü? Vay başım, şimşir başım! Kel başım keleş başım! Gayrı beni ne görüyor, ne duyuyor biricik arkadaşım! Ben de buralara sığmaz, bu ellerden çeker giderim… Dağları taşları derdime ortak ederim…
(ÇOCUKLAR NEŞELİ BİR BİÇİMDE OYUN OYNAMAYI SÜRDÜRÜRLER, KELOĞLAN ÇIKAR)
11. TABLO
(ÇIĞIRTKAN’IN GİRİŞİYLE BİRLİKTE OYUN EN BAŞA DÖNECEKTİR. ALİCAN BÜYÜKANNE’NİN YANINDADIR)
ÇIĞIRTKAN _ Neler yaşadık, neler gördük…
Kimine şaşırdık, kimine güldük!
Sonunda
Başladığımız yere döndük…
Büyükanne
Tatlı tatlı anlatır…
Anlattığını da iyi dinletir…
Her birimiz bir Alican
Can kulağı her birimiz
Bir heyecan, bir heyecan
Dar gelir bize yerimiz…
Güm güm de güm güm!
Yoksa bir düş müydü gördüğüm?
(ÇIĞIRTKAN ÇEKİLİR, OYUN)
BÜYÜKANNE _Sonra sarılmış Keloğlan garip anacığına. Bir de öpücük kondurmuş onun kuru yanağına!
ALİCAN _(ŞAŞKIN) Büyükanne? Sen burada mısın?
BÜYÜKANNE _A benim şaşkın kuzucuğum! Buradayım elbette, nerede olacağım ki?
ALİCAN _Ya Keloğlan? O nerede?
BÜYÜKANNE _Keloğlan mı? O da masalın içinde…
ALİCAN _Ya masal?
BÜYÜKANNE _(KİTABI UZATIR) Masal da kitabın içinde. Masalı sana bu kitaptan okuyup anlattım. İstersen sen de diğer masalları okursun…
ALİCAN _(KİTABI ALIR) Kitap! Onu unuttum…
BÜYÜKANNE _Unuttun mu?
ALİCAN _Oyuna daldım, Keloğlan’ı unutup gittim Büyükanne. Beni asla affetmeyecektir!
BÜYÜKANNE _(GÜLER) Oyuna dalmadın Alican. Bir ara uykuya daldın, hepsi bu!
ALİCAN _Uykuya mı daldım? Öyleyse bütün gördüklerim bir düştü…
BÜYÜKANNE _Bak, orasını bilemem…
ALİCAN _Keloğlan’a düşümde rastladım… Ayşe ile düşte dost olduk… Mızmız’ı da düşün içinde kurtardım… Osman’la Hakkı topumu düşün içinde getirdiler.. Hiçbiri gerçek değildi..
Ne kötü!
(ÇOCUKLAR OYUNA KATILIRLAR, SESLENİRLER)
HAKKI _Alican! Gelsene…
OSMAN _Bize elini versene…
ALİCAN _(ŞAŞKIN, HEYECANLI) Büyükanne… Sen de duydun mu?
AYŞE _Hadydi Alican! Mızıkçılık yapma. Aşağı in. Oyuna gel…
HAKKI _Oyun birlikte güzel!
BÜYÜKANNE _Alican! Gördün mü? Arkadaşların seni çağırıyor.
ALİCAN _Ama onlar… Onlar benimle oynamak istemiyorlardı Büyükanne. Az öncesine kadar…
BÜYÜKANNE _Kim bilir evlat! Belki onlar da öğle uykusuna yattılar…Belki onlar da seninki gibi güzel bir düş gördüler..Kim bilebilir!
OSMAN _Alican…Neredesin?
HAKKI _Baksana..Top sabırsızlanıyor…
AYŞE _Alican dağları mı aşıyor?
ALİCAN _Gidiyorum Büyükanne! (YANAĞINDAN ÖPER) Teşekkürler… Çok teşekkür ederim Büyükanne!
BÜYÜKANNE _Bir öpücüğe bir kitap öyleyse. (KİTABI UZATIR) Kazançlı bir alışveriş!
ALİCAN _Kazançlı bir alışveriş… (HATIRLAMIŞ) Tıpkı Keloğlan’ın söylediği gibi!
BÜYÜKANNE _Hala Keloğlan, öyle mi? Arkadaşların seni bekliyor!
ALİCAN _Gidiyorum Büyükanne… Hemen gidiyorum!
(ALİCAN ÇOCUKLARIN YANINA GİDER, ÇOCUKLAR ALİCAN’I ÇEPEÇEVRE
SARARLAR, ALİCAN KİTABI AÇAR… BİR KELOĞLAN MASALI OKUMAYA BAŞLAR, SESİ GİDEREK KAYBOLURKEN…)
ÇIĞIRTKAN -(ORTAYA GELİR)
Güm güm de güm güm!
İşte bunlar hem duyduğum, gördüğüm…
Duyduk duymadık duyduk
Ama durun!
Esaslı bir şey unuttuk…
Neydi masaldaki asıl marifet?
Ya aranan şu tekerleme?…
Hey Çığırtkan
İş başa düştü sonunda
Marifet de , tekerleme de senin ağzında!
Öyleyse söylemenin tam zamanı!
Güm güm de güm güm!
(DAVULA VURUR, OYUNCALAR ÇIĞIRTKAN’IN YANINA GELİRLER,
TEKERLEME ŞARKI OLARAK DA AKTARILABİLİR)
Dostlara dost katarak
Sevgiyi paylaşarak
Yaşamaktır marifet!
İki elle bir başız
Hepimiz arkadaşız
Paylaşmaktır marifet!
Masallar hey masal gibi
Gerçekler hey gerçek gibi
Dostluklar hey güneş gibi
Isıtsın içinizi
Güm güm de güm güm!
Güm güm de güm güm…
Duyduk duymadık duyduk
Masala nokta koyduk
Kıyasıya doyasıya
Eğlenmektir marifet!
Güm güm de güm güm….
Güm güm de güm…
(NEŞELİ BİR DANS EŞLİĞİNDE SALONDAKİ ÇOCUKLARIN COŞKUSUNA KATILIRLAR)
Oyunun Sonu