Jean Tardieu – Davranışa Davranış

DAVRANIŞA DAVRANIŞ

KİŞİLER

AMİRAL MEZAR

MADAM BURALARIN AZİZİ

BAY VE BAYAN FIRTINA

BARONES YILAN BALIĞI

MATMAZEL YÜK

BAY KAVAK

CESAR, uşak.

Olay Jules Verne’in romanları zamanında geçer. Amiral, Kaptan Grant’a benzemektedir. 1860’ların deniz subayı giysisi, favori, redingot, uzun güneşlikli kasket, omzunda dürbün.

AMİRAL MEZAR — (Bası açık, perdenin önünde ilerler.) Adsız Arşipel’e —hiçbir denizci keşfedemediği için böyle adlandırılıyor— gemilerimizi yanaştırdığımız zaman hayretle kendimizi çok ileri bir uygarlıkla karşı karşıya bulduk. Sık sık yinelenen bombardımanlar sayesinde yepyeni kentler, sıkı bir polis sayesinde özgür vatandaşlar, dişlerine değin silahlı güvenlik güçlerinin savunduğu barışçı gelenekler, görüş ayrılıklarının durulmazlığı üzerine kurulu sağlam bir hükümet; özetle ilerlemenin bütün başarıları.

Gene de toplumlarımızla olan bu genel benzerlik dışında, bu ülkenin alışkanlıklarında bizi şaşırtan bir şey vardı. Sanki kötü bir ruh bu insanlar için, bir tutumu başka bir tutum, bir davranışı başka bir davranış yerine alsınlar diye, bizim geleneklerimizden anlamsız bir salata yapmakla eğlenmişti. Önce bu uygulama bizi çok şaşırttı, ama sonra, ev sahiplerimizin iyi niyetinin de yardımıyla alıştık. O denli ki ben ülkenin deniz güçlerinde görev alarak amiral rütbesine değin yükseldim ve bu ülkede yirmi yıl kaldım. Kendi ülkeme döndüğümde artık pek anlamıyordum niçin insanlar karşılaştıkları zaman el sıkışıyor, bir kapıdan içeri girdikleri zaman şapka çıkarıyor, yemek yemek için bir araya geliyor, duman çıkarmaktan zevk alıyor ve müzik duyunca birbirleri ile sürtüşüyorlar?

Sizin İçin Adsız Arşipel’in en kibar salonlarından birinde düzenlenen bir kabul resmini yeniden yaşatmaya çalıştık. Birkaç gün önce şöyle bir kart gelmişti: “Buraların Azizi Bayan 15 Mayıs saat 18.00’de salonlarında düzenleyeceği geceye sizi davet eder. Öksürülecektir.

(Amiral selam verir ve çıkar. Perde açılır. Sahne çok lüks, fakat mobilyası fazla özellik göstermeyen bir salondur. Burada ilginç olan çok masa ve hiç iskemle olmamasıdır. Sağda giriş kapısının yanında üzerinde her çeşit şapkanın bulunduğu bir raf vardır. Uşak Cesar, fraklı ve beyaz eldivenli olarak rafın önünde durmuş beklemektedir.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Soldan girer. Yalın ayak yürümektedir) Cesar her şey hazır mı?

CESAR — Evet madam. Öyle sanıyorum ki madam, madamın davetlileri geldi.

(Madam Buraların Azizi bir masanın üzerine oturur. Kapı açılır. Çok ayrıcalıklı bir kişi olan Amiral Mezar girer. Cesar raftan tüylü ve iki ucu sivri bir şapka alıp verir. Amiral de ayakkabılarını çıkarıp verir. Cesar rafa koyar.)

CESAR — (Bağırarak) Amiral Mezar!

AMİRAL MEZAR — (Şapkası elinde olduğu halde ilerler ve Madam Buraların Azizi’nin sağ ayağını saygı ile öper) Madam, çok sevindim.

MADAM BURALARIN AZİZİ — İlk gelen sizsiniz amiral, lütfen şapkanızı giyin,

AMİRAL MEZAR — (Ağırbaşlı bir hareketle şapkasını giyer) Madam sizinle yalnız kalmak onuruna eriştiğim için izin verin çoraplarımı çıkarıp size armağan edeyim.

(Güçlükle çoraplarım çıkarır ve Madam Buraların Azizi’ne verir.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Memnun bir gülümseme ile çorapları alır ve masanın üzerine bırakır) Hiçbir şey beni bu değin sevindiremezdi amiral. Bu güzel anı, koleksiyonumun değerli bir parçası olarak yerini alacaktır.

(Bay ve Bayan Fırtına içeri girerler. Ayakkabılarını çıkarırlar, uşak rafa koyar ve Bay Fırtınaya kâğıttan bir defne taç, Bayan Ftrtma’ya da bir baş örtüsü verir.)

CESAR — (Bağırarak) Bay ve Bayan Fırtına!

MADAM BURALARIN AZİZİ — (ince bir hareketle masadan iner ve onları karşılamaya gider) Gelmekle ne denli incelik gösterdiniz. Giyin şapkanızı, siz de örtünüzü takın.

(Bay ve Bayan Fırtına şapka ve örtülerini takarlar. Bayan Fırtına bir masanın üzerine oturur.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Tanıştırır) Ulusal ozanımız Bay Fırtına. Amiral Mezar.

AMİRAL VE BAY FIRTINA — (Birbirlerine doğru yürür ve birbirlerinin burunlarını sıkarlar, beraber) Memnun oldum bayım, onur duydum amiralim.

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Amirali, Bayan Fırtınaya götürür) Amiral Mezar, Bayan Fırtına.

AMİRAL MEZAR — (Badyan Ftrtına’nın sağ ayağını saygı İle öptükten sonra, incelikle) Son seferimde sizden çok söz edildiğini duydum sayın bayan. Eşinizin ozanlık yönünden hiçbir yeteneği yokmuş ve her şeyi size borçlu imiş. Kocasının gönlünde onu bütün yeteneklerinden uzaklaştıracak kadar yer etmesi ancak güzel bir kadının ayrıcalığı olabilir.

BAY FIRTINA — (Aptal ve başını eğerek) Amiral çok naziksiniz.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Amiral Çok alçakgönüllüdür. Kendisi de San Pedro Körfezindeki ünlü deniz savaşını eşinin mukayese kabul etmez güzelliği sayesinde kaybettiğini unutmuş görünmeye çalışıyor.

AMİRAL MEZAR — (İç çekerek) Doğru. Mutlu günlerdi!

(Kapı yeniden açılır. Barones Yılan Balığı Matmazel Yük ve genç Bay Kavak içeri girerler. Yukarıdaki oyun aynen: Konuklar ayakkabılarını çıkarır, Cesar alır rafa koyar, erkeklere şapka, kadınlara örtü verir. Bu arada Bay Fırtına cebinden bir tavuk tüyü çıkarır karısının ve amiralin burunlarım, ciddi bir iş yapıyormuş gibi onlar hapşırıncaya ve “Teşekkür ederim” deyinceye kadar okşar.)

CESAR — (Bağırarak) Barones Yılan Balığı… Matmazel Yük… Bay Kavak; genç olanı!

MADAM BURALARIN AZİZİ – (Herkese nazik birkaç söz söyler ve birer nanik yapar) Sevgili dostum, sevgili komşularım… Sevgili çocuğum… Sevgili dostlarım… Lütfen başlarınızı örtünüz.

(Kadınlar masaların üzerine oturur. Erkekler kadınların sağ ayaklarım öper, sonra birbirlerinin burunlarını sıkarak selamlaşırlar. Erkekler yan yana ayakta durur. Cesar erkeklere baston dağıtır; bazen sağ bazen sol elleriyle bastonlara dayanırlar. Madam Buraların Azizi ortada bir masanın üzerine oturur.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — Sevgili dostlarım, size bu toplantıda Öksüreceğimizi söylemiştim. Bunun için şimdi Bay Fırtına’dan bize en kötü dizelerinden birini okumasını rica edeceğim. Sevgili Fırtına, lütfen… Okuyunuz (alaylı) ya da bizim canımıza okuyunuz!

(Herkes terbiyeli bir şekilde güler.)

BAY FIRTINA — (Birkaç adım ilerler ve cebinden bir kâğıt çıkarır) İşte adı ”Denize Övgü” olan bir övgü! Adının da belirtildiği gibi denizden esinlenilmiştir. Bu dizeyi kendimi hiç iyi hissetmediğim bir günde yazdım. Bunun için onu kanma adıyorum.

(Herkes mırıldanarak onaylar, Bayan Fırtına gurur duyar, Matmazel Yük’ten hafif bir öksürük duyulur.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — Sevgili dostumuz Matmazel Yük öksürmekte sabırsızlanıyor. Bu çok iyi. Ama sabırlı olun; biraz sonra size öksürmeniz -için her türlü olanak sağlanacaktır.

BAY FIRTINA — (Heyecanlı bir sesle okur.)

DENİZE ÖVGÜ

Bütün atalarımın katettiği bep deniz

Ailede ne denli yukarılara çıksam

Karşı karşıya kaldığım hep deniz, hep deniz

Herkese deniz her yerde deniz tuzlu deniz

Bu nedenle ananıdır benim deniz

Büyük babamdır benim deniz

Büyük bacımdır benim deniz

Amcamın karışıdır deniz

Annemin kardeşi, kardeşimin anasıdır

Büyük babamın yaşlı bacısıdır

Bütün atalarım denizi arşınlamıştır.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Tanrım ne kötü. (Öksûrür) Daha kötüsü olamaz. Ne kadar kötü yazılmış, ne kadar kötü bir yapısı var, öyle değil mi?

(Daha şiddetli öksürür.)

KONUKLAR — (Öksürüğü gittikçe arttırarak ve sürdürerek) Korkunç! Hiçbir anlamı yok. Aptalca bir dize. Bu denli berbat olanını hiç duymamıştım. Dehşet verici. Ne güzel bir düş kırıklığı!

(Matmazel Yük öyle bir öksürüğe yakalanır ki herkes durur ve hayranlıkla ona doğru eğilir, sonra öksürme genelleşir. Bu arada Bay Kavak rahatsızlık imleri verir, dayanamayıp kimseyi rahatsız etmeden Cesar’a yaklaşır ve sanki utanıyormuş gibi alçak sesle sorar.)

BAY KAVAK — Acaba bana söyleyebilir inisiniz… yemek salonu nerede?

CESAR — (Alçak sesle ve merhametle karışık bir umursamazlık içinde soldaki kapıyı işaret eder) Koridorun sonunda, solda. BAY KAVAK — (Sıkıntılı) Gerekli her şey var mı orada?

CESAR — (Alçak sesle ve küçümseyerek) Evet efendim.

BAY KAVAK — Teşekkür ederim.

(Kendisini belli etmemeye çalışarak çabucak çıkar, Cesar raftan emaye bir doktor tası alır ve her konuğun önünden geçer.)

CESAR — (Törensel bir şekilde eğilerek) Tükürün rica ederim. Bunun içine tükürün. Teşekkür ederim. Tükürün rica ederim. Lütfen. Teşekkür ederim.

(Konuklar incelikle tasın İçine tükürürler.)

BAYAN FIRTINA — (Yanındaki Barones Yılan Balığına eğilir) Şimdiye dek katıldığım en olağanüstü kabul resimlerinden biri bu. (Madam Buraların Azizi’ne dönerek) Harmonika Derneğinin konserini dinlediniz mi sayın dostum?

MADAM BURALARIN AZİZİ — Elbette. Unutulmaz bir gece idi. Ne başarı. Seyirci hayranlığını öylesine belli ediyordu ki hiçbir şey duymanın olanağı yoktu.

AMİRAL MEZAR — Hani şu piyanistin çalmayı tamamen kestiği piyano resitalinden bu yana böylesine bir konser daha görmemişti. Heyecan ve takdirden bu bulunmaz virtüöz öylesine kendinden geçmişti ki kulise kaçtığı zaman alkışlar çılgınlık derecesine yükselmişti. Göz açıp kapayıncaya dek seyirciler sahneye çıktı ve piyanonun parçası kalmadı. Herkes bir anı olarak bir fildişi tuş, bir tel, bir pedal kapmak için yanşa girmişti. Bir dostum var, iki kara bir beyaz tuş alabildiği için kıvanç duyuyor.

BAYAN FIRTINA — (Aptalca) Büyük bir müzik tutkusunun işaretidir bu.

(Bay Kavak ağzını mendili ile silerek girer ve belli etmeden Matmazel Yük’ün yanında durur.)

MATMAZEL YÜK — (Bay Kavak’a) Hasta mısınız?

BAY KAVAK — (Alçak sesle) Öyle karnım acıktı ki!

(Matmazel Yük sıkılmış bir şekilde öksürür.)

MADAM BURALARIN AZİZİ — Cesar lütfen tepsiyi geçir.

(Cesar üzerinde kaynana zırıltısına benzer bir ucunda şişmemiz balonların bulunduğu düdükleri bir tepsi içinde geçirir)

CESAR — (Saygıyla eğilerek alçak sesle) Bir balon Sayın Barones, bir balon Sayın Amiral, bir balon Bayım, bir balon Matmazel.

(Duruma göre bazıları “Evet, teşekkür ederim, alayım”, bazıları “Hayır, teşekkür ederim, kullanmıyorum” derler. Alanlar derhal düdüğün içine üfleyerek balonu, sanki bir sigara yakıyormuş gibi, doğal bir hareketle şişirirler.)

BARONES YILAN BALIĞI — Bizi şımartıyorsunuz sevgili dostum.

AMİRAL — Çoktan beri bu denli zevkle düdük çalmamıştım.

BAYAN FIRTINA — Bu balonlar çok güzel. Nereden alıyorsunuz?

MADAM BURALARIN AZİZİ — Köyden getirtiyorum; küçük bir el sanatçısı yapıyor bunları.

BAYAN FIRTINA — (Üflediği balon çok iyi şişer) Bakın bu çok güzel. Sanki bir düğün ya da vaftiz balonu.

BAYAN FIRTINA — (Her zamanki gibi aptalca) Bu balonlar gerçek bir dostluk belirtisi.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Çok iyisiniz sevgili dostum. Ne yazık ki kocamın ölümünden bu yana düdük çalmaktan vazgeçtim.

BARONES YILAN BALIĞI — Zavallı dostum. Çok özlemini çekmekte olmalısınız. Sizin yerinizde olmak istemem. Ben, vazgeçebileceğimi sanmıyorum. Seyahatte bile öttürüyorum.

BAY FIRTINA — (Madam Buraların Azizi’ne) Öyleyse sizi tüyümle okşamama İzin verin.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Elbette, sevgili ozan.

BAY FIRTINA — (Cebinden daha önce gördüğümüz tüyü çıkarır. Madam Buraların Azizi’ne yaklaşır ve hapşırıncaya değin burun deliklerini gıdıklar.) Kuşkusuz bu bir balo eğlencesinin yerini tutmaz.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Öyle ince bir tüyünüz var ki… Bununla mı yazılarınızı yazıyorsunuz?

BAY FIRTINA — Hayır. Bu benim konukluk tüyümdür.

MADAM BURALARIN AZİZİ – (Hapşırdıktan sonra) Teşekkür ederim. Şimdi de biraz jimnastik yapsak.

BARONES YILAN BALIĞI — (Düdük öttürmeyi keser) Ne güzel bir öneri. Doğrusu bu öneride bulunmanızı bekliyordum.

BAYAN FIRTINA — Jimnastik gibi sağlığa yararlı ne var?

MADAM BURAIARIN AZİZİ — Sevgili; dostlarım, lütfen başınızdakileri çıkarın. (Erkekler şapkalarını, kadınlar örtülerini çıkarır) Amiralim bizim küçük filomuzun hareketlerini yönetmeyi kabul edecektir herhalde.

AMİRAL MEZAR — Memnuniyetle sevgili dostum, Cesar gongu getir bana. (Cesar raftan bir gong ve topuz getirir, amirale verir.) Bayanlar, baylar, hazır mısınız? Öyleyse başlayabiliriz. Bir, iki; bir, iki; bir iki; dizlerinizi bükün, doğrulun, sağ kol ileride, şimdi sol kol, sağ kol, başınızı eğin; iyi. Oturun. Kalkın. Oturun. Doğrulun, Oturun. Kalkın.

(Hareketleri bir gong darbesi ile belirler. Kulisten, radyoda jimnastik yayınları yapılırken çalmalara benzer bir müzik sesi gelir.)

BAY KAVAK – (Ortak hareketlere katılarak) Siyasal durum… ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

(Konuklar alıştırmaları sürdürürken kesik seslerle yanıt verirler.)

BARONES YILAN BALIĞI – (Nefes nefese) Bence… Hükümet düşecek… bu akşam yerine bir yenisi, gelecek.

BAYAN FIRTINA — Düşmek gerçek bir… Hükümet olma belirtisidir.

BARONES YILAN BALIĞI — Motus’un son kitabını okudunuz mu?

BAYAN FIRTINA — Bence çok zamanında yayımlanmış bir kitap.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Ne demek istiyorsunuz?

BAY FIRTINA — Tam zamanında yayımlanmış bir kitap, öncekileri daha çabuk unutalım diye!

BAYAN FIRTINA — İnsanın okuduğunu unutması… gerçek bir yazın sevgisini gösterir.

AMİRAL MEZAR — (iyice nefes nefese) Barones’in nefesinin kesilmeye başladığını sanıyorum. İzin verirseniz bu alıştırmayı keseceğim; yaşım bu işlere göre değil artık.

BAYAN FIRTINA — Ben böyle saatlerce sürdürebilirdim.

MADAM BURALARIN AZİZİ — Sizi yorduğum için üzgünüm amiral. Ama jimnastik olmadan bir kabul resmi düzenlenebilir mi?

(Cesar’a işaret eder, Cesar herkesin başlığım getirir.) , ‘

KONUKLAR— Nefis ve ne değin ağırbaşlı idi. İnsan kendini sarayda sanıyor. Bu şimdiye dek bulun-muş sosyete oyunlarının en güzeli.

BAY FIRTINA — (Karısına) Sevgili dostum, vakit gecikti. Sayın ev sahibimizi kapı dışarı etmenin zamanı geldi galiba.

KONUKLAR – Evet, evet, zamanı geldi. Fazla kötüye kullanmayalım. Bu kabul resmi bir başarı idi. Kapıya! Kapıya! Kapıya!

MADAM BURALARIN AZİZİ — Tamam. Buradan uzaklaşmadan bana bir anı bırakmayı kabul edersiniz herhalde?

KONUKLAR – (Herkes bir şey söylemeye çalışır) Elbette. Niçin olmasın? Rica ederim.

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Cesar’a işaret eder) Cesar anıları topla lütfen.

(Cesar boş bir tepsi getirir ve herkesin önünde teker teker eğilir.)

CESAR — Madamın yoksul annesi için, madamın yoksul annesi için, madamın yoksul annesi için.

(Konuklar tepsinin üzerine kimi bir altın saat, kimi bir yüzük, kimi bir gerdanlık, kimi bir dolmakalem, kimi bir işlemeli mendil, kimi de para bırakır.)

BARONES YILAN BALIĞI — (Küpelerini koyarak) Vallahi sevgili dostum bu nazik dikkatiniz için size ne değin teşekkür etsek azdır.

AMİRAL MEZAR — Sıcak kabulünüzden ne değin etkilendiğimi söylemeden gitmenizi istemiyorum. Bu düşüncemi siz dışarıda iken geceyi burada yatarak geçirecek olan bütün konukların paylaştığı kanısındayım. Evinizin kapısının eşiğinde güzel bir gece geçirebilmeniz için size ferahlatıcı bir yağmur diliyoruz.

MADAM BURALARIN AZİZİ — (Çok duygulanmış) Bundan daha ince düşünemezdiniz. Teşekkür ederim ve tekrar görüşmek üzere.

(Uzaklaşır.)

CESAR — (Raftan yastık ve yatak örtüleri alarak dağıtır) Yastıklar, Örtüler, yastıklar, örtüler, yastıklar, örtüler…

(Konaklar şiddetli esnemelerle yere yatarlar.)-

PERDE

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir