bir gece daha dolabın içindeyim
yavaşça eksiliyor sesim
tavana çarpıp geri dönüyor cümlelerim
unutulmuş notalar gibi
gitgide daha az iz veriyor
dün gibi duruyor bu akşam da
yavaşça iniyor üstüme dünya
her yudumda çoğalan bir kırgınlıkla
boşaltıyorum kadehi sarhoş kursağıma
dumanı yorgun sigaram bitiveriyor ilk nefeste
bir gece daha dolabın içindeyim
askılarda eski ben, ütüsü bozulmuş bir yalnızlık
giymeye kıyamadığım bir zaman var orada
kat izlerinden taşan hatıratınla
orta rafta duruyor hala o gömleğin
kokusuz, zamansız, ama hala senli
katlarını açsam yerlere düşecekmişsin gibi
ama biliyorum
yine benden uzağa düşeceksin