begonvilli ev
yaşam avutmaya çalışıyor insanı
insanoğlu reddediyor mutluluğu her defasında
acıya koşuyor durmak bilmeden
her hatadan bir an önce
neyin doğru neyin yanlış olduğunu
tekrar tekrar tahayyül ettiğim doğrudur
ama hatadan kaçamadığım ise mutlak doğrudur
salonun geniş kapısının eşiğinden geçerken
halıyı inceledim görece uzun denebilecek bir vakitle
kendimle yüzleştim holdeki aynada
saçlarımı geriye doğru atıp yanına geldim neden sonra
seni uyandırmak için dokundum saçlarına, hoş geldi kokusu
o begonvilli evde yaşadıklarımı bir daha unutmam ömrüm boyu
bir saniyesini aklımdan çıkarmam begonvil kokusunun
içtiğim ilk samimi biranın, çektiğim ilk nefes sigaranın
hatırasını atamam içimden, hatıratını katamam geleceğe
yoksa gelecek, hep acı, hep hüzün dolu,
hep geçer geceler hüzünbaz sevişmelerle