saat beşi yirmi geçe, sabaha karşı, karanlıkta
karanlıkta yürüyorum
hiç ışık yok zira
kim çaldı bu ay denen mefhumu?
binalar mı aldı seni benden yoksa bu pesimizm mi?
hileli bu bastığım zeminler
kaldırım taşları dün yağan yağmuru boşaltıyor
akılsız başın faili bacaklarıma
yürüyorum karanlıkta
bir saat oluveriyor cebimdeki banknotlar
bir beşlik bir de yirmilik
kendime acıyorum adını bilmediğim caddelerde
yerini hatırlamadığım evimi ararken
el yordamıyla bulabilir miyim seni de?