Yargı Yolları

Beş temel yargı yolunun varlığından söz edilebilir;
1) Anayasa Mahkemesi ve Anayasa Yargısı
2) Yargıtay ve Adli Yargı
3) Danıştay ve İdari Yargı
4) Uyuşmazlık Mahkemesi ve Uyuşmazlık Yargısı
5) Sayıştay ve Hesap Yargısı

Bu yargı yolları arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmamaktadır. Hiçbir yargı yolundaki mahkeme, diğer yargı yoluna bağlı değildir. Ancak Anayasa Mahkemesi kararları, tüm yargı organlarını bağlar; ayrıca diğer mahkemelerle Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır (Anayasa m. 158/3).

Kanun yolu ve yargı yolu kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir.[1]

Bekletici sorun: Bir hukuk davası içerisinde, idari yargı tarafından çözümlenmesi veya idareye başvurulması gereken hallerle karşılaşılabilir. Hukuk mahkemesinin, idarenin veya idari yargının görevine giren bir konuda karar vermesi, mümkün değildir; zira yargı yolu dava şartıdır. Ancak, bu hususun çözümü, hukuk mahkemesinin kararını etkileyecekse, hakim, bu durumu bekletici sorun yapabilir (m. 165). Bu halde, hukuk mahkemesi, idari yargının vereceği karara kadar kendi elindeki davayı görmez, idari yargının kararını bekler.

Yine ölümlü veya yaralamalı bir trafik veya iş kazası, hem ceza davasına hem de tazminat davasına konu olabilecektir. Bu durumda hukuk mahkemesi, fiilin suç teşkil edip etmediği bakımından ceza mahkemesinin kararını bekletici sorun yapabilir (m. 165).

Medeni Yargı

Medeni yargı, kişilerin özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ile yine bireylerin kişi veya malvarlığı değerini, dolayısıyla hukuki durumlarını ilgilendiren bazı konularda karar verme usullerini içermektedir. Bu nedenle Medeni Yargı da, kendi içerisinde çekişmeli yargı ve çekişmesiz yargı adı altında bir sınıflandırmaya konu olmaktadır.

Çekişmeli Yargı: Çekişmeli yargı, medeni yargının temelini oluşturur. Burada menfaat çatışması içinde olan iki taraf söz konusudur. Taraflar arasında bir eşitlik söz konusudur. Çekişmeli yargı, dava ile başlayan bir süreci; davanın çeşitli aşamaları, tarafların ve mahkemelerin görev ve yetkileri, hakları ve karar verilmesi ile karara karşı kanun yollarına başvurulması yol ve usullerini içermektedir.

Çekişmesiz Yargı: Çekişmesiz yargıda bir uyuşmazlık çözümü söz konusu olmadığı gibi, mahkemenin bu konuda verdiği karar da kural olarak kesin hüküm teşkil etmez (m. 388); yani aynı konu (sorun) tekrar mahkeme önüne getirilebilir. Mahkemelerin tipik uyuşmazlık çözme faaliyetine dahil olmayan işlerine, çekişmesiz yargı adı verilmektedir. Çekişmesiz yargı işlerinin mahkemelerin asli görevi olmadığı düşüncesiyle, bir kısmının mahkemelerden alınarak, örneğin noterler tarafından yapılması gündeme getirilmektedir.

Çekişmesiz yargıda birbiriyle uyuşmazlık halinde olan iki taraf yoktur. Çekişmesiz yargı işleri için dava terimi kullanılmayıp, istek veya istem (talep) terimi kullanılmaktadır, doğru olan da budur.

HMK, çekişmesiz yargıyı, “hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanması” olarak kabul etmekte (m. 382) ve bu konudaki ölçütleri şu şekilde sıralamaktadır;
a) ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller

b) ilgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller

c) hakimin re’sen harekete geçtiği haller

Uyuşmazlık Yargısı

Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir (Anayasa m. 158/1).

Yargı yolu görev uyuşmazlığı

Yargı yolu görev uyuşmazlığı, olumlu görev uyuşmazlığı ve olumsuz görev uyuşmazlığı olmak üzere ikiye ayrılır.

Olumlu görev uyuşmazlığı, iki ayrı yargı yolunun, bir davada kendini görevli sayarak davayı görmesi halinde ortaya çıkar. Bir yargı yerinde dava açıldıktan sonra aynı konu, sebep ve taraflar arasında bir başka davanın açılamaması gerekir. Çünkü buna “derdestlik” engeldir. Burada bireylerin doğrudan doğruya Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurmaları söz konusu değildir, görev alanı korunmak istenen yargı düzeni içinde yer alan Başsavcının (Danıştay-Yargıtay Başsavcısı’nın) görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istemesi gerekmektedir.

Olumsuz görev uyuşmazlığında, iki ayrı yargı merciinin açılan davada kendisini “görevsiz” görmesi ve bu nedenle davayı usulden reddetmesi söz konusudur. Bu durumda hukuki himaye arayışında olan tarafın başvurabileceği bir yargı yolu tespit edilmesi ihtiyacı doğmaktadır.
Olumlu veya olumsuz görev uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi, görevli yargı yerini tespit eder. Uyuşmazlık Mahkemesinin kararları kesindir ve ilgili yerleri ve kişileri bağlar. Uyuşmazlık Mahkemesi kararları geciktirilmeksizin uygulanır.

Hüküm Uyuşmazlığı

Hüküm uyuşmazlığı, adli ve idari yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgisi olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde ortaya çıkar.
Hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için, taraflar ya da ilgili makam, doğrudan doğruya Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili usul kuralları uygulanır.

Hüküm uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi, her iki yargı yerinin verdiği kararla da bağlı olmaksızın kendisi bir karar verir.


[1] Kanun yolu ve yargı yolu kavramları birbirinden çok farklı ve karıştırılmaması gereken kavramlardır. Kanun yolu, teknik olarak, mahkeme kararlarına karşı bir üst mahkemeye veya aynı mahkemeye başvuruyu, bir hukuki çareyi ifade eder. Kanun yolu, olağan veya olağanüstü olabilir. Her yargı yolu içerisinde kendisine özgü kanun yolları düzenlemiştir. Kanun yolu ve yargı yolu kavramlarını karıştırmamak gerekir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir