içeri düşen zaman
içeri düşen zamanı toparlamaya çalışıyorum
halının püsküllerine takılmış birkaç saniye
bir sandalyenin gölgesinde unutulmuş sabah
pencereyle perde arasında sıkışmış akşamüstü
her şey biraz eksik burada
kapı tam kapanmıyor mesela
çerçeveler de çiviye tutunamıyorlar
hepsi yerlere düşüyor neden zaman sonra
bardak izleri kaldı masada
bir tanesi dudakların gibi ketum
her sabah siliyorum, geri geliyor
aynı yerde, aynı sessizliği seçiyor
baş harfinle başlayan kelimeleri yarım bırakıyorum
tam bitmemiş eski bir şarkı gibi
ne duyuluyor, ne susuluyor
ama dilim değil artık, sesim yorgun