Emin Sıfatıyla Zilyetten Ayni Hak Kazanılması
TMK 988’e göre; “Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.”
ŞARTLARI
1) Ayni hakkın emin sıfatıyla zilyetten kazanılmış olması
TMK 988’deki emin sıfatıyla zilyet deyiminden, malikin güvene dayalı olarak (emaneten) malını teslim ettiği kimse anlaşılır. Burada irade dışı elden çıkmış malın aksine, malikinin iradesiyle bir başkasına bırakılmış mal söz konusudur. Bu bakımdan, “emin sıfatıyla zilyet” bir mala sadece saklama sözleşemsi dolayısıyla zilyet olan kimse değildir; güvene dayanan diğer hukuki ilişkiler, kira, ödünç, rehin vs. gereğince mala zilyet olan fer’i zilyetler de emin sıfatıyla zilyet sayılırlar.
Her biri bir önceki zilyedin iradesiyle zilyet olan kimseleri de emin sıfatıyla zilyet saymak gerekir.
Örneğin; A bisikletini B’ye ödünç olarak vermiş, B de bunu tamir etmesi için C’ye bırakmış olsa, C de emin sıfatıyla zilyettir. Buna karşılık B, bisikleti A’dan çalıp, C’ye bırakmış olsa, C emin sıfatıyla zilyet sayılmaz.
Emin sıfatıyla zilyetlik için zilyetliğin devrine dayanak teşkil eden sözleşmenin geçerli olup olmaması da önemli değildir. Fakat malın tesliminde malikin iradesi yoksa, emin sıfatıyla zilyetlik de yoktur. Bunun için de, temizleyiciye temizlenmek üzere verilen elbisenin cebinde unutulan cüzdanın iradeye dayanarak verilmiş olduğu söylenemeyeceğinden, temizleyici cüzdanın emin sıfatıyla zilyedi sayılamaz.
Zilyet yardımcısı emin sıfatıyla zilyet değildir.
2) Ayni hakkı kazananın üçüncü kişi olması
İyiniyetli üçüncü kişi, bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde mülkiyeti veya sınırlı ayni hakkı özel bir hukuki sebebe dayanarak kazanan kimse, yani cüz’i haleftir. Külli halefler TMK 988’den yararlanamazlar.
Örneğin, bir taşınırı rehin olarak elinde tutan kimsenin ölümüyle mirasçısı iyiniyetli de olsa o malın mülkiyetini kazanamaz; ancak mirasçı, emin sıfatıyla zilyet olan mirasbırakanın yerini aldığından, ondan malı iyiniyetle edinen kişinin bu edinimi korunur.
3) Üçüncü bir kişinin bir ayni hak kazanmış olması
Üçüncü kişi, emin sıfatıyla zilyetten güvene dayalı olarak bırakılmış mal üzerinde bir ayni hak kazanmış olmalıdır; bir kişisel hakkın kazanılması malın malikine karşı etkili olmaz.
4) Üçüncü kişinin ayni hakkı iyiniyetle kazanmış olması
TMK 988 uyarınca üçüncü kişinin ediniminin korunması, ancak üçüncü kişinin iyiniyetli olması (TMK 3) durumunda mümkündür. Üçüncü kişi, emin sıfatıyla zilyetten ayni hakkı kazanırken onun tasarruf yetkisinin bulunmadığını bilmemeli, bilebilecek durumda da olmamalıdır. Üçüncü kişinin emin sıfatıyla zilyedin malik olmadığını bilmesi dönemli değildir; eğer o, emin sıfatıyla zilyedin hak üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğuna güvenmişse, edinimi korunur; yeter ki bu konuda durumun gerektirdiği özeni (TMK 3) sarfetmiş olsun. İyiniyet edinim anında aranır, edinime engel olan durumun sonradan öğrenilmesi sonucu değiştirmez.
İyiniyetli üçüncü kişinin edinimi, daha sonraki edinenlerin kötüniyetli oldukları iddiasına engel olur. Örneğin; A, malını B’ye ödünç vermiş, B de bu malı iyiniyetli C’ye satıp teslim etmiştir. Burada C malın mülkiyetini kazanmış olacağından, B’nin tasarruf yetkisinin bulunmadığını bilen D, bu malı C’den satın ve teslim alsa, kötüniyetli D’nin edinimi yine de geçerli sayılır. Bu durumda A, şartları gerçekleşmişse, D’ye karşı ancak TBK 49/2 uyarınca açacağı tazminat davası sonucu, zararın aynen tazmini yoluyla malın kendisine geri verilmesini sağlayabilir.
5) Üçüncü kişinin ediniminde tasarruf yetkisi dışında diğer geçerlilik unsurlarının mevcut olması
Emin sıfatıyla zilyetten ayni hakkın kazanılmasında, iyiniyet sadece tasarruf yetkisinin yokluğunu giderir. Bu bakımdan, ayni hakkı kazandıran işlemin geçerli olabilmesi için gerekli olan diğer bütün unsurlar iyiniyetle edinimde de aranır. Bunun için de, temeldeki borçlandırıcı işlem (hukuki sebep) ya da ayni hakkı iyiniyetli üçüncü kişiye kazandıracak olan tasarruf işlemi örneğin, ehliyetsizlik veya irade bozukluğu nedeniyle geçersiz ise, iyiniyetli üçüncü kişinin edinimi korunmaz. Bu durumda malı emin sıfatıyla zilyede teslim etmiş olan kimse, iyiniyetli üçüncü kişiye karşı mülkiyet veya sınırlı ayni hakkına dayanarak dava açabilir.
İyiniyetle kazanmanın hukuki sonuçları
İyiniyetli üçüncü kişi, zilyetliğin bu amaçla kendisine devredilmesiyle ayni hakkı kazanmış olur.
Mülkiyetin iyiniyetle edinilmesi, malın mülkiyetinin başka ayni haklarla yüklü olmaksızın kazanılmasını da sağlar.
İyiniyetli üçüncü kişinin mülkiyet yerine sınırlı bir ayni hak kazanması da mümkündür.
İyiniyetli üçüncü kişinin sınırlı bir ayni hak kazanması durumunda, mal üzerinde daha önce kurulmuş bulunan diğer sınırlı ayni haklar sona ermekle beraber, bu hak karşısında önceliklerini kaybederler.
İyiniyetli üçüncü kişinin edinimi sonucu ayni hakkı sona eren veya sırasını kaybeden kişi, malı kendisine bırakmış olduğu emin sıfatıyla zilyetten somut olayın özelliklerine göre sözleşmeye, haksız fiile veya sebepsiz zenginleşmeye dayanarak tazminat isteyebilir.