Mirasçı Kimdir?
Mirasçı kimdir?
Miras bırakanın ölümü halinde mirasa hak kazanan kişi veya kişilerdir. Mirasçı kişi olacak. “Mirasımı köpeğim kanişe bırakıyorum” şeklinde bir vasiyet geçerli olmayacaktır. Kişi dediğimizde ise gerçek veya tüzel kişiyi anlayacağız.
Kanunun koymuş olduğu sınırlar içerisinde ve gerekli şekli şartlara uymak kaydıyla miras bırakanın iradesiyle atanan mirasçıya iradi mirasçı denir. (Örneğin; öldüğümde mirasımın 1/2’si Hasan’a kalsın.) Aileyi koruma görüşünün etkisiyle bir yakınlığa göre (burada yakınlık kan hısımlığı ya da tabiiyet olabilir, akdi bir yakınlık olabilir veya hakimin hükmüyle tesis edilebilen bir yakınlık olabilir) belirlenmiş mirasçılığa ise yasal mirasçı denir. İlke olarak iradi mirasçılık daha öndedir.
Mirasbırakanın mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçısı olarak atandığında bu kişilere atanmış mirasçı denir. (Örneğin; kişinin üç zümreden mirasçısı yoktur. Mirasımın 1/2’si Ayşe’nin, 1/2’si de Fatma’nın olsun.) Atanmış mirasçılar da külli haleftir. Külli halefiyet, bir kişiye ait mal ve hakların kanunun gereği bir bütün olarak hak sahiplerine geçmesini öngören bir kurumdur.
Yasal mirasçılar ise kişinin altsoyu (1. zümre), ana-babası ve onların altsoyu (2. zümre), büyük anne-büyük baba ve onların altsoyu (3. zümre), ilk üç zümrede mirasçı bulunmaması halinde devlet, sağ kalan eş ve evlatlık yasal mirasçı olarak karşımıza çıkmaktadır. Evlatlık birinci zümre mirasçılar gibi mirasçı olur (01/01/2002’den önce noterde akdedilen bir sözleşmeyle evlatlık ilişkisi kurulurken, şimdi ise kan bağıyla bağlı evlada benzetilmeye çalışılmıştır. Hakimin hükmüyle tesis edilen bir ilişki haline gelmiştir.)
Türk hukukunda 10 Mayıs 2017 tarihine kadar aileyi koruma görüşünün ve dolayısıyla kanuni ön planda olduğunu söyleyebiliriz fakat, bu tarihte kardeşlerin saklı paylarının kaldırılmasıyla birlikte iradi mirasçılığın ağırlık kazandığını söylemek mümkün. TMK 514/2; “Mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.” Bu ifadeden anlayabileceğimiz üzere iradi mirasçılık daha ön plandadır.
Tüzel kişiler miras bırakamazlar ancak mirasçı olabilirler. Kamu hukuku tüzel kişilerinden yalnızca devlet tüzel kişiliği yasal mirasçıdır, bunun dışındaki bütün tüzel kişiler (ister kamu hukuku, ister özel hukuk) ancak iradi mirasçı olabilir.