Kasımın Yirmisekizi

Evet tanrım yaşadım
Yaşadım ömürler boyu
Onun sayesinde
Onun masmavi gözleri sayesinde

Evet tanrım gördüm
En sıcağı da gördüm
Teni alev gibi yakan en soğuğu da
Onun narin saçları sayesinde

Evet tanrım hissettim
En içimde hissetim, en derinimde
Kor gibi yanan, buz gibi kesen
Onun tutulası elleri sayesinde

Evet tanrım inandım
İnandım bir başka yaşamın daha olacağına
Tekrar dönüp dolaşıp onu bulacağıma
Onun verdiği hayat sayesinde

Evet tanrım yitirdim
Yıllarımı yitirdim onun yolunda
Ama yitirmek midir bu?
Onun verdiği hayatla yitirmek ne kelime, anlamlandırdım, anlamlandırdım onun sayesinde

Evet tanrım ben kazandım
Kazandım şuncacık genç ömrümde
Kimselerin kazanamadığı kadar
Ekmeği, suyu, toprağı, onun sayesinde

Evet tanrım yaşadım
Yaşadım güzellikler diz dize
Kol kola yaşadım
Yürüdüğümüz her bir yolu

Evet tanrım gördüm
En güzeli de en çirkini de
Onunla beraber gördüm
Hayatın en renkli siyah tonunu

Evet tanrım hissettim
En dibinde en köşesinde
Açlığın ve susuzluğun ve en tatlısını çaresizliğin
Beraber olmanın

Evet tanrım inandım
İnanmadığım başka ne kaldıysa
Veya başkaldırdıysa tüm dünyaya
Damarlarımda yaşadım

Evet tanrım yitirdim
Sevgisizliği, savaşı, kesin koşul kazanmayı
Tek bir heceyle, bir kelimeyle yitirdim
Onu hissetmekle beraber

Evet tanrım ben kazandım
Binlerce düşünceyi, amacı
Belki de zaferi
Ona yaklaşmakla beraber

Ve ben gördüm
Gün aymasını
Gün aydını
Ve her güne böyle güzel başlamayı
Sayesinde tanrım

Yemyeşil çimleri, ve masmavi gökyüzünü
Sevmeyi ve inanmayı
Huzuru ve mutluluğu
Kalbimin olduğu yere uzandığında anladım

Belki de öğrendim
Yemyeşil çimlere yatıp da
Beni sevdiğini hatırladığında öğrendim

Ya da unuttum
Seni nasıl sevdiğimi unuttum
Kimi zaman trenleri izlerken
Her var oluşun bir yok oluş olacağını düşünürken

Ama nefes aldığım her saniye
Sanki hala yazmış
Sanki hala çimenlerde uzanıyormuşuz gibi
Özgürce ve korkmadan

Hiç yemek yemeden
Bir saniye olsıun durmadan
Bir saniye olsun düşünmeden
Bir saniye olsun seni görmeden

Duramazmışım gibi
Bu dünyanın temeli en derinden sarılmışçasına
Beni sevdiğini hatırla
Sonsuz şarkılar gibi

Dönüp dolaşıp seni severim yine
Dönüp dolaşmam kendi çevremden ibaret olsa bile
Gözlerini kapat
Ve tekrar söyle

Bu evden çıkabilmek
Çok da büyük mesele değil ama
Ya
Bu evrenden çıkabilsek seninle?

Seni düşünerek yaşadığım o kadar çok şey var ki
Ne kadar ne zaman ya da nasıl
Tüm anlamsız sorular birleşmiş gibi duruyor
Önümde saçma sapan

Tek, bir tek bildiğim var
Senden gayri
O da nefes aldığım
Ve seni özlediğim

Her saniyesinde
Kalbimin çarpışının
Senin için çarpmıyor kalbim
Seni düşünmeme sebep olmak için çarpıyor

Kimi zaman bir fırtına kopar buralarda
Çok uzaklarda değil
Çok içimde
Neden hala bu kadar soğuk ellerim?

Oysa seni her düşündüğümde terlerdim
Neden bu kadar naif ellerin?
Sana her dokunduğumda ısıtacak kadar içimi

Yalnızca hayatın anlamı değil senin gözlerin
Velev ki hayatsızlık varsa
Yine de anlamıdır o var olan şeyin
O okyanus doruğu

Neden diye sordum bazenleri
Her şeyin bir nedeni var mıdır
Bence var
Sen ise benim nedenimsin

 

28

  • sabah zamanzingosu 0

    sabah zamanzingosu

    bu sabah da katlanmıştı kendine yatağın ucunda kıvrılmış bir uyanıklık ne tam kalktım ne tam uyandım arafta değil, eşyalar arasında bir yerdeydim gömleği dolaba değil sandalyeye astım giymeyeceğimi bilerek ama bir ihtimal gibi dursun...

  • her şey yerli yerinde 0

    her şey yerli yerinde

    her şey yerli yerinde bugün sandalyenin gölgesi aynı yere düşüyor bardakta kalmış dünün yarısı ve pencere yine dışarıyı göstermiyor   elimi yıkadım sabah ama gene çıkmadı gece kokusu sanki her şey çok önce olmuş...

  • içeri düşen zaman 0

    içeri düşen zaman

    içeri düşen zamanı toparlamaya çalışıyorum halının püsküllerine takılmış birkaç saniye bir sandalyenin gölgesinde unutulmuş sabah pencereyle perde arasında sıkışmış akşamüstü   her şey biraz eksik burada kapı tam kapanmıyor mesela çerçeveler de çiviye tutunamıyorlar...

  • gün hep aynı yerinden kırılıyor 0

    gün hep aynı yerinden kırılıyor

    gün hep aynı yerinden kırılıyor akşamı beklemeden eskiyorum kendi üstüme kapanan bir zaman gibi pencere dibinde solmuş bir gölgeyim bir düşün devamı bu   dolabın kapağını aralık bırakıyorum içinden taşsın diye biraz mazi bir...

Name “button”

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir