Avrupa’da Üçüncü Ekonomik Birleşme: Batı Avrupa Birliği
Batı Avrupa Birliği (Western European Union: WEU), Batı Birliği olarak 17 Mart 1948 tarihinde Brüksel’de Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve İngiltere arasında imzalanan Brüksel Antlaşması ile kurulmuştur. Birliğe, Brüksel Antlaşması Örgütü de denmiştir. Brüksel Antlaşması’nın tam ismi; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşbirliği ve Ortak Savunma Antlaşması’dır. (Treaty on Economic, Social and Clultural Collaboration and Collective Self-Defence) Paris’te 20 Ekim 1954’te imzalanan ve 6 Mayıs 1955’te yürürlüğe giren Paris Antlaşması ile Almanya ve İtalya’nın da Batı Birliği’ne katılmasıyla üye sayısı yediye çıkmış ve böylece Batı Avrupa Birliği (BAB) oluşmuştur. BAB’ın günümüzde (2004) 28 üyesi vardır. Üyelik statüsü, diğer uluslararası kuruluşlardan farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Tam üyelik (member state), ortak üyelik (associate member), gözlemci üyelik (observer), ve ortak ortaklık (associate partner). 1954 yılında 1948 Brüksel Antlaşması’nı değiştiren Antlaşmayı imzalayan Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İngiltere, 1990’da Antlaşma’yı imzalayan Portekiz ve İspanya, 1995’te Yunanistan BAB’a tam üye olmuşlardır. Bu 10 ülke aynı zamanda AB ve NATO üyesidirler. (Türkiye -1992- ortak üyedir)
BAB’ı kuran anlaşmalara göre, üye ülkelerden birisi Avrupa’da silahlı bir saldırıya uğrar ise, diğer üye ülkeler ellerinden gelen her türlü askeri ve diğer yardımları yapacaklardır. BAB, başlangıçta NATO içinde Batı Avrupalıların kendi aralarında yapmış oldukları bir askeri işbirliği örgütü olarak ortaya çıkmıştır. Özel bir askeri kuvveti yoktur. Bu rolü, NATO üstlenmektedir. BAB2ın başlıca görevi, üyeleri arasında savunma ve dış siyaset alanında iş birliğini sağlamaktır. BAB kurulduğunda Federal Almanya’nın NATO çerçevesinde ve BAB’ın kontrolünde yeniden silahlandırılması Sovyetler Birliği’nin hoşuna gitmemiş ve bu duruma tepki olarak Sovyetler Birliği de 1955 yılında Varşova Paktı’nı kurmuştur.
BAB, Maastricht Antlaşması ile AB’nin askeri kanadı haline gelmiş, Amsterdam Anlaşması ile de AB’nin gelişiminin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir parçası kabul edilmiştir. Ancak Batı Avrupa Birliği’ni NATO karşısında özerk bir yapıya kavuşturma çabaları operasyonel (NATO’ya göre askeri kapasitesi ve ekipmanların daha sınırlı olması), politik (Atlantikçi grubun NATO ile ilişkileri ön planda tutmak istemesi) ve ekonomik engeller (aynı anda hem NATO hem de Batı Avrupa Birliği’nin finansmanının ülkelere ağır gelmesi) sebebiyle sonuçsuz kalmıştır.
2009 yılında yürürlüğe giren ve Avrupa Savunma ve Güvenlik Politikası (AGSP) çerçevesinde kapsamlı düzenlemeler öngören Lizbon Anlaşması BAB’ın sonunu hazırlamıştır.
Türkiye’nin de ortak üyesi olduğu BAB’ın dönem başkanlığından 31 Mart 2010 tarihinde yapılan açıklamada, Avrupa’da barış ve istikrara önemli katkı sağlayan kuruluşun, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın geliştirilmesi ve AB’nin yeni anayasası Lizbon Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinin ardından işlevsiz kaldığı belirtilmiştir. Bir üye ülkenin saldırıya uğraması halinde diğer üyelerin ellerindeki tüm imkanlarla yardıma koşma zorunda olduğu hatırlatılan açıklamada, BAB’ın tarihi rolünü tamamladığı belirtilmiştir. Yenilenmiş Brüksel Anlaşması’nın taraf ülkeleri olarak örgütü kapatma konusunda ortak karar alınmıştır. Türkiye BAB’a AB üyesi olmayan diğer Avrupalı NATO müttefikleri ile birlikte 1992 yılında üye olmuştu.