dört tarafı çember çehre
içimden kalkan gemilerden biri
uzak kıyılara demir atmış bekliyor kıyameti
otur yerine diyor sahili baştan aşağı donatan kayalıklar yüzsüzce
bir sigara uzatıyorum denize doğru, sonra da bir çakmak çıkarıyorum cebimden
çöplüğe dönmüş sokaklardan birinin içinde kayboluyorum
çok da acı çekmiyorum sensizliğe alıştığımdan beri
bir namlu uzağımdasın hepi topu
bu kadar tatavaya ne gerek var, hepsi laf-ü güzaf
bipolar rüzgarlar esmeye başlıyor dört tarafı çember çehreme
yaklaştığımızın habercisi mi bu?
içimden kalkan gemilerden biri
açık denizlerde yakıyor cigarasını
otur yerine diyorum kalkmış giden benliğime
uzak kıyılara yelken açmış, gidiyor