yitik

“seni ömrün boyunca sıkılmayacağın bir yere götüreceğim” dedi bana. kabul ettim.

 

geçmişten gelen resimlerden birisinde, önümde sen varsın

tüm gölgeler aynı ama renkler farklı tondalar sanki

ışıklar yanıyor ve resmin tonları, resmen patlıyorlar

izleyen kimse yok seni, ya boğulursun ya da yüzersin

yüzersin bana

 

tüm gölgeler değişiyor ama renkler farklı bir nüansta parlıyorlar bu sefer

oyunu bırakmamak için elinden geleni yapmalısın, biliyorsun bunu

izleyen kimse yok seni, ya boğulacaksın ya da yüz bana doğru

ya boğulacaksın ya da yüz bana doğru

ya boğul ya da yüz bana

 

sadece yüz bana

birkaç hareket sonra, az sonra, kucağımdasın

 

kusmamak elde değil, midem bulanıyor, otobüs nerede kaldı ki?

 

bir rüyanın içinden çekilip alınıp da fotoğraf çekilmek gibi sanki

ya boğuluyorum ya da …

 

geçmişten gelen resimlerden birinde, önümde apaydın duruyorsun ya

nasıl fark edemedim yıllar boyu?

sivrisinekler uçuyor bu yaz rüzgarlarında, kulaç atıyorlar bana doğru

işte bu da doruğu, akılsızlığın, bulantının ve saçmasapanlığın

 

sansasyonel bir başkaldırı

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir