bir tabanca kurşunu

zayi oldum okumalardan

kitaplıktaki kitapları ve mimiklerini

hepsi boş önünde sonunda

çabalar anlamsız ve

sen ıslak kaldırımlardan yürüyüp geçiyorsun

nereye gidiyorsun bile diyemeden

kayboluyorsun sisin içinde

 

bulutlar sanki pusu kurmuş gibi bana

seni arıyorum ama bulamıyorum

bir sigara yakıyorum

balık haline iniyorum ulustaki

pasajın içinden geçmeyi ihmal etmiyorum

iki üç midyenin tadına bakmayı da

 

sonra bir şarap alıp eve geliyorum

tabii ki levrekle beraber, halden aldığım

bir salata yapıyorum bol üzüm sirkeli

bi’ tane muzu doğrayıp üstünden bal geçiriyorum

sofrayı kuruyorum, belki gelirsin diye

neden sonra başlıyorum yemeye,

unutmuşum gittiğini, gene

 

levreği bitiremiyorum, hatta yarıda bırakıyorum

ama şarabı bitiriyorum tamamen,

salatayla haşır neşir oluyoruz o aralar,

yalnızca domates ve soğanla ilgileniyorum,

sonra muzun tadına bakacak oluyorum ama

yiyemiyorum, sen çok seversin, o yüzden yapmıştım

 

sonra duvardaki tabloya dikiyorum gözlerimi

ikimizin ilk aldığı şey bu, hatırlıyor musun bilmiyorum,

kızılayda akşam dokuzdan sonra birdenbire ortaya çıkan işportacılardan almıştık

hem de on liraya, “ama manevi değeri büyük” diye geçiriyorum içimden

sonra anlıyorum ki

sen ıslak kaldırımlardan geçip gidiyorsun

bense hala burdayım, cenazem bu evde

 

 

 

 

 

 

 

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir