Zilyetliğin Kazanılması

Zilyetliğin kazanılması aslen, miras yoluyla veya devren olur.


1) Zilyetliğin aslen kazanılması

Zilyetlik eşya üzerinde daha önce mevcut olan zilyetliğe dayanılmaksızın, ondan bağımsız olarak kazanılırsa, aslen kazanma söz konusudur. Zilyetliğin bu yolla kazanılması haklı veya haksız olabilir. Sahiplenmede (TMK 767), bulunmuş eşyada (TMK 769) ve düşen veya sürüklenen şeylerde (TMK 774) zilyetlik aslen kazanıldığı gibi, çalınan eşya üzerinde hırsız veya kiralanan eşya üzerinde mülkiyet iddiasında bulunan kiracı da zilyetliği aslen kazanmış olur. Yine, geçerli olmayan bir devir, örneğin eşyanın zilyetliğinin ayırt etme gücü bulunmayan kişiden kazanması da aslendir.

Zilyetliğin aslen kazanılması için kazananın eşya üzerinde fiili hakimiyet kurma iradesiyle hareket etmiş olması gerekir. Ancak bu kişinin iradesi, hukuki işlem niteliğinde bir hukuki sonuca değil, dış dünyada bir maddi değişikliğe yönelmiştir. Dolayısıyla, zilyetliğin aslen kazanılması bir maddi fiil niteliğindedir.

 

2) Zilyetliğin miras yoluyla kazanılması

TMK 599/2 gereğince, mirasçılar mirasın açılmasıyla miras bırakanın zilyetliğindeki eşyanın zilyetliğini kanundan ötürü kazanırlar. Daha önce de belirtildiği gibi, mirasçıların bu yolla zilyetliği kazanmalarında ne fiili hakimiyeti ele geçirmeleri, ne de zilyetlik iradesi aranmaktadır. Bu bakımdan, mirasçılar miras bırakanın ölüm anından itibaren zilyetliğe bağlı sonuçlardan ve zilyetliğe ilişkin davalardan yararlanırlar.

3) Zilyetliğin devren kazanılması

Zilyetlik daha önceki zilyetliğe dayanılarak, ona bağımlı olarak kazanılırsa, devren kazanma söz konusudur. Devren kazanmada ya da eski zilyedin dolaylı veya dolaysız zilyetliği olduğu gibi yeni zilyede geçer ya da eski zilyet, kendisi de zilyet kalmak üzere bir başka kişiye zilyetlik tanır. Her iki durumda da zilyetliğin kazanılabilmesi için, onun, zilyetliği kazanacak olana devredilmesi gerekir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir