Borçlar Hukuku / Hukuka Uygunluk Sebepleri
BK 63; Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka aykırı sayılmaz. Zarar görenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma niteliği taşıması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya zorunluluk hallerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz.
1) Kanunun verdiği yetkiye dayanan fiiller: Kamu makamlarının, kamu hukukunu düzenleyen kanunların kendilerine verilen yetkilerini kullanmaları nedeniyle ortaya çıkan zararlar hukuka aykırı değildir. (Örneğin; icra memuru eve geldi, sen ona benim mülkiyet hakkımı ihlal ediyorsun diyemezsin.)
2) Zarar görenin rızası: Rızanın kendisinin de hukuka uygun olması gereklidir. MK 23’le BK 23’ü bir arada değerlendirmek gerekir. Rıza hukuka aykırıysa hukuka aykırılık ortadan kalkmayacaktır, tazminat hala talep edilebilecektir. Ancak rızanın olması nedeniyle tazminatın azaltılması söz konusu olabilecektir.
3) Üstün nitelikte yarar: Hukuk düzeni bazen der ki; iki tane menfaat var çatışan, ben bunlardan birine öncelik veriyorum.
a) Üstün nitelikte özel yarar: Özel yararın üstün tutulması. (Örneğin hasta bilinçsizdir ama doktor onun rızası olmadan müdahalede bulunmuştur.)
b) Üstün nitelikte kamusal yarar: Örneğin salgın hastalık nedeniyle birinin karantinaya alınması. Benim özgürlüklerim var, beni kapatamazsınız, benim haklarım var diyemezsiniz. Örneğin; basın özgürlüğü de üstün nitelikte kamusal yarara girer ama sınırları vardır.
4) Haklı Savunma (Meşru müdafaa): Bir kimsenin gerek kendisinin, gerek başkasının şahıs veya mal varlığına yönelmiş haksız, yani hukuka aykırı ve devam eden bir saldırıyı def etmek için tecavüzde bulunanın şahsına veya malına karşı zorunlu bir karşı tecavüzde bulunmasıdır. Ayırt etme gücünden yoksun birine karşı meşru müdafaada bulunabilir mi? Bulunabilir.
5) Zorunluluk hali: Kişinin, gerek kendisinin gerek başkasının şahsını veya mallarını derhal gerçekleşecek bir tehlikeden korumak için üçüncü bir kişinin, mallarına zarar vermesidir. (BK 64; 1) Haklı savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına zarar verdiği zarardan sorumlu tutulamaz. 2) Kendisini veya başkasını açık ya da yakın bir zarar tehlikesinden korumak için diğer bir kişinin mallarına zarar verenin, bu zararı giderim yükümlülüğünü hakim hakkaniyete göre belirler. 3) Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.) BK 64 yalnızca taşınırlara uygulanır, taşınmazlara özel bir hüküm vardır.
6) Kuvvet kullanma: Güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi mümkün değilse ve hakkın ortadan kalkması veya da kullanılmasının güçleşmesi söz konusu olacak ise bunu önlemek için bir kimse kendi hakkını korumak amacıyla kendi gücünü kullanabilir. (BK 64/3) Örneğin; bir otel işletiyorsunuz, fark ettiniz ki bir müşteri oda ücretini ödemeden kaçmaya çalışıyor. Araba anahtarını yakaladınız ve vermiyorsunuz. Polisi beklerseniz adam kaçacak. Hukuka uygunluk sebebi karşımıza çıkar ve verilen zarardan sorumluluk olmaz.