Sigortacılığın Temel Özellikleri

1. Sigortacılık bilimsel ve teknik esaslara dayanan bir faaliyettir.
Sigortanın ekonomik ve sosyal işlevlerini yerine getirebilmesi ve amacına hizmet edebilmesi için, sigorta yaptırma bilincinin oluşması ve yaygınlaşması şarttır. Sigorta bilincinin oluşması ve yaygınlaşması ise, gerçekleşmesi muhtemel bir rizikonun gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak ekonomik ihtiyacın karşılanacağı hususunda güven duyulmasına bağlıdır. Bu güven, sigortacılığın bilimsel yöntemlerle belirlenen teknik esaslara bağlanması ve sağlam bir organizasyona kavuşturulması ile sağlanabilir.

Sigortacılık tekniğinin temel ilkesi, aynı veya benzer rizikolara maruz mümkün olduğu kadar çok sayıda şahsın bir araya toplanması ve bunlardan tahsil edilecek primlerin, rizikonun gerçekleşmesi halinde yapılacak ödemeleri karşılayacak şekilde düzenlenmesidir. Bunun için, öncelikle rizikoların gerçekleşme oranının gerçeğe en yakın şekilde tespit edilmesi şarttır. Belirli bir rizikonun gerçekleşme ve zarara sebebiyet verme adedi ile ortaya çıkan zarar miktarı hakkındaki istatistikî veriler esas alınarak ihtimal hesabı yapılmakta ve bu rizikonun gelecekte bir zaman içinde ve belirli sayıda kişiler bakımından gerçekleşebilme oranı tespit edilebilmektedir. İstatistikî veriler, ne kadar çok sayıda olaya (aynı veya benzer koşullar altında gerçekleşen rizikoya) dayanıyorsa, ihtimal hesabı o kadar gerçeğe yakın sonuç verir (Büyük Sayılar İlkesi). Rizikonun gerçekleşme oranına göre bu rizikonun sigortalanması karşılığında ödenecek bedel (sigorta primi) hesaplanmaktadır. Dolayısıyla sigortacılık, tesadüfe ya da şansa bağlı bir faaliyet değildir. Sigortacılığın bilimsel ve teknik esaslara dayalı bir faaliyet oluşu, sigortayı (kumar, piyango, bahis gibi) şansa bağlı işlemlerden kesin olarak ayırır.

2. Sigortacılık, yasal olarak düzenlenmesi ve denetlenmesi zorunlu olan bir faaliyettir.
Sigortacılık, ekonomik ve sosyal işlevleri olan bir faaliyet olup, bu işlevlerin yerine getirebilmesi, sigortanın yaygınlaşmasına, yaygınlaşması da sigortaya güven duyulmasına bağlıdır. Bu nedenle, sigortacılık alanında faaliyette bulunan kişi ve kuruluşların faaliyetlerinin kurallara bağlanması ve faaliyetlerini bu kurallara uygun olarak yürütüp yürütmediklerinin devlet tarafından denetlenmesi, sigorta ilişkisinin kurulması ve hükümlerine ilişkin temel ilkelerin belirlenmesi zorunludur. Sigortacılık faaliyetinin tabi olduğu kurallar, faaliyetin kurallara uygun şekilde yürütülmesini sağlamaya yönelik denetim esasları ve sigorta ilişkisinin temel ilkeleri, yasal düzenlemelerle belirlenir. Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sigortacılık hakkında yasal düzenlemeler getirilmiştir.

Sigortacılık hakkındaki düzenlemelerin bir bölümü, kimlerin hangi koşullarla sigortacılık yapabileceği, diğer bir anlatımla sigorta ve reasürans şirketlerinin kuruluşu, yönetimi, çalışma esasları, sona ermeleri ve tasfiyeleri, sigorta aracıları ve aracılık hizmetlerinin kurallara bağlanması ve sigortacılığın bu kurallara uygun şekilde yapılıp yapılmadığının denetlenmesi hakkındadır. Bu düzenlemelerin amacı, sigorta sektöründe yer alan kişi ve kuruluşların mesleki kurallar içinde faaliyet göstermelerini, sigorta sektöründe yaratılacak fonların ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmasını sağlamak, sigortalıların sigorta sözleşmelerinden doğan hak ve alacaklarını teminat altına almaktır.

Türk hukukunda sigorta ve reasürans şirketleri ile sigorta aracılarının faaliyetleri ve bu faaliyetlerin denetlenmesi hakkındaki temel düzenleme, 3.6.2007 tarih ve 5687 sayılı Sigortacılık Kanunu’dur. Sigortacılık hakkındaki düzenlemelerin diğer bölümü ise, sigorta ilişkisinin kurulması ve hükümlerine ilişkin esasların belirlenmesi hakkındadır. Türk hukukunda sigorta sözleşmeleri esas itibariyle 6102 sayılı TTK’nun “sigorta hukuku” başlıklı 6. Kitabında m. 1401 vd. hükümleri ile düzenlenmiştir.

3. Sigortacılık ulusal sınırları aşan bir faaliyettir.
Sigortanın amacına ulaşabilmesi, rizikonun mümkün olduğunca çok sayıda şahsa dağıtılmasına bağlı olduğundan, sigortacılık faaliyetinin ulusal sınırların dışına çıkması zorunludur. Ulusal sınırları aşmanın bir yolu, sigortacıların yurt dışında da şube açarak faaliyet göstermesi; diğer bir yolu ise, sigortacıların bir ülke içinde üstlendikleri rizikoları yabancı ülkelerde faaliyette bulunan reasürans şirketlerine aktarmalarıdır. Sigorta şirketleri reasürans şirketleri ile reasürans sözleşmeleri yaparak üstlendikleri rizikoları reasürans şirketlerine aktarırlar.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir