Usul İşlemleri
Doktrinde, usul işlemi, dar veya geniş anlamda olmak üzere iki şekilde
tanımlanmaktadır.
Dar anlamda usul işlemi,
yargılamanın ilerlemesi için yapılan, etkileri ve koşulları usul hukuku
tarafından düzenlenen işlemlerdir.
Geniş anlamda usul işleminde ise
usul işlemi işlevsel olarak ele alınmaktadır. Buna göre, bir işlemi usul işlemi
saymak için, onun hem etkisinin hem de koşullarının usul hukuku tarafından
düzenlenmiş olması gerekmez. Aksine, işlemin doğurduğu asli ve doğrudan etkinin
usul hukukunda ortaya çıkması, o işlemi usul işlemi olarak kabul etmek için
yeterlidir.
Bazı işlemlerin hem maddi hukuka hem usul hukukuna ilişkin etkileri vardır.
Burada asli ve doğrudan etkinin hangi alanda doğduğunu belirlemek her zaman
kolay değildir. Bu halde karma işlemden
söz edilir.
Usul işlemlerinin çeşitleri
Usul
işlemleri taraf usul işlemleri ve mahkeme usul işlemleri olarak ikiye
ayrılmakta; burada işlemi yapan kişi veya organa göre bir değerlendirme
yapılmaktadır.
1) Taraf usul işlemleri
Tek taraflı usul işlemleri, asli etkilerini usul hukukunda gösteren, bir usuli
ilişkinin kurulması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılmasını amaçlayan
olumlu veya olumsuz bir taraf işlem, eylem veya hareketidir. (Örneğin dava
açılması, cevap dilekçesi verilmesi, delil bildirilmesi, ikrar vb.)
İki taraflı usul işlemi ise, usul
sözleşmelerini ifade eder. Delil sözleşmesi, yetki sözleşmesi, teminata ilişkin
sözleşme veya tahkim sözleşmesi birer usul sözleşmesidir. Burada tarafların
birbirine uygun ve karşılıklı irade beyanları, usuli birer edimi
gerçekleştirmek üzere yapılmaktadır. Bir usul sözleşmesi, maddi hukuk
sözleşmesinin içerisinde yer alabileceği gibi, tek başına da yapılabilir.
İki taraflı usul işlemleri bakımından ayrı bir kategori oluşturabilecek olan
bir grup ise muvafakat beyanlarıdır.
Nitekim, kesin delille ispatın gerekli olduğu hallerde karşı tarafın açık
muvafakati ile tanık dinlenebilmesi, davanın geri alınması veya tarafta iradi
değişiklik yapılması gibi hallerde karşı tarafın açık muvafakati yanında bu beyanların ilgilinin imzasıyla tutanağa
geçirilmesi gerekir (m. 154). Burada karşılıklı ve birbirine uygun irade
beyanlarından çok, mahkemeye yönelen bir irade açıklaması vardır. Bu beyanlar
teknik anlamda sözleşme unsurları olarak değerlendirilemez.
Taraf usul işlemleri, sonuçlarını meydana getirmek bakımından mahkemenin kararına ihtiyaç duyulanveya buna gerek olmadan kendiliğinden sonuç doğuran işlemler
olup olmamalarına göre de değerlendirilmektedir.
2) Mahkeme Usul İşlemleri
Dava
açılmasının ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan birisi, hakimin bir karar
vermesi zorunluluğudur. Karara ulaşmak için de dava açıldığı andan itibaren,
hakimin yapması gereken bir dizi işlem vardır.
Mahkeme usul işlemleri, bir davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılması bakımından
mahkeme tarafından yapılması gereken işlem ve kararlar olarak anlaşılır.
Usul İşlemlerinin Özellikleri
*Usul
işlemleri tür, içerik ve yapılma biçimleri bakımından sınırlandırılmıştır.
*Usul işlemleri kanunda öngörülen şekilde yapılmak zorundadır.
*İki taraflı usul işlemleri olarak karşımıza çıkan usul sözleşmeleri de şekle
tabi kılınmıştır.
*Hukuki işlemlerin irade bozukluğu sebeplerine dayalı olarak iptali söz konusu
olabilirken, hatalı yapılan veya irade bozukluğuna uğrayan usul işlemleri için
kural olarak bu olanak bulunmamaktadır.
Diyebiliriz ki, usul işlemleri; türleri, yapılma biçimleri, özellikleri ve
ortadan kaldırılmaları bakımından hukuki işlemlerden ayrılmakta, usul hukukuna
tabi olmaktadır.