Kamu Malları
Devletin, kamu hizmetlerini görürken kullandığı mallara en geniş anlamda kamu malları denir. Kamu mallarıyla ilgili TMK 715’te; “Sahipsiz mallar ile yararı kamuya ait mallar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.” hükmü getirilmiştir. “Yararı kamuya ait mallar” ve “sahipsiz mallar” derken, bunların kamu mallarını tam olarak karşıladığını söylemek mümkün değildir. Bunların dışında da kamu malları tabii ki bulunmaktadır. 715. madde taşınmazlarla ilgilidir, oysa ki kamu malları taşınırlar da olabilir. Örneğin devlet hastanesindeki karyola kamu malıdır. Yani pekala taşınırlar da kamu malı olabilir. Bu bakımdan 715. madde kamu mallarıyla ilgili kapsamlı bir madde değildir ama bize bu konuda yol göstermektedir. Kamu malları, devletle bağlantılı mallardır. Kamu malları, en geniş anlamda, özel mallar; ve dar anlamda kamu malları olmak üzere ikili bir ayrıma tabii tutulur.
Kamu malları
- Özel mallar
- Dar anlamda kamu malları
Özel mallar, kapital değerleri ve verimleri ile kamu hizmetlerinin görülmesinde dolaylı olarak yararlanılan mallardır. Örneğin devletin arsaları. Özel mallar aslında özel mülkiyete tabiidir. Ama takdir edersiniz ki devletin bu özel mallardaki özel mülkiyeti, bizim mallarımızın üzerindeki özel mülkiyetimizden biraz farklıdır. Biz çok özgürüz fakat devlet o malları kullanırken o kadar özgür değil. Örneğin devlet o mallar üzerinde karşılıksız kazandırmalar yapamaz. Ve o mallarla ilgili, üçüncü kişilere kişisel haklar tanınması, o malların elden çıkarılması, satın alınması vs. özel iki kanuna tabiidir; kamu mali yönetim ve kontrol kanunu ve devlet …. kanunu.
Dar anlamda kamu malları da kendi içerisinde ikiye ayrılır;
- Hizmet malları
- Herkesin kullanmasına açık olan mallar
Hizmet malları: Kullanım değerleriyle kamu hizmetlerinin görülmesinde doğrudan doğruya yararlanılan mallardır. Örneğin hükümet binaları, devlet okulları vs. devlete ait kamu hizmetlerinin görüldüğü bütün taşınmazlar hizmet mallarıdır, bunların içindekiler de gayet tabii hizmet mallarıdır; mesela okullarda bulunan a4 kağıtlar. TMK 715/1’deki “yararı kamuya ait mallar” hizmet mallarına dahil midir sorusu oldukça tartışmalıdır. Bizim açımızdan Kadastro Kanunu 16. maddesinde bir hüküm vardır; “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:…”
Herkesin kullanmasına açık olan mallar da ikiye ayrılır;
- Orta malları
- Sahipsiz mallar (sahipsiz yerler)
Bunlardan orta malları, en dar anlamda kamu malı olarak da ifade edilir. Orta malları; idarenin bir tahsis işlemi sonucu kamunun ortak kullanımına açılmış bulunan mallardır. Köprüler, meydanlar, parklar, otoyollar, yaylaklar, meralar vs… hepsi orta mallarıdır. Burada bir tahsis işlemi söz konusudur. Bir malın “hizmet malı” haline getirilmesinde de tahsis söz konusudur. Burada bir sorun var; Kadastro Kanunu 16. maddede “…namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları…” derken burada sayılanlardan bir çoğu hizmet malları değil orta mallarıdır. Büyük ihtimalle burada kastedilen şey; bir kanun hükmüyle ilgili kamu tüzel kişisinin denetimine verilmiş (mesela belediyeye). Aynı fıkranın B bendinde; “…Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise…” diyerek meseleyi çözüme kavuşturuyor?
Sahipsiz mallarda ise tahsis işlemi yok. Sahipsiz mallar, doğal niteliği gereği kamunun ortak yararına bırakılmış.
(TMK 715/2) “Özel mülkiyetin kazanıldığı yollardan bunlar üzerinde özel mülkiyet kazanılamaz” demek istiyor kanun. Bunlar, özel mülkiyete konu olabilir ama özel mülkiyete konu olurken, özel mülkiyetin kazanılma yollarından yararlanılarak olmaz demek istiyor. Demek ki özel bir kanunla olacak, demek istiyor. (TMK 715/2)
Bataklıkları kurutanlara, onların mülkiyetini kazanma imkanı tanınmış bu maddelerde. Hatta tapu kanununda denizlerden kıyıların doldurulması halinde doldurana o toprak verilmiş. Sonradan fark edilmiş ki kıyılar çok önemli. Bugün hala kullanılan önemli bir hüküm var. Kadastro kanunu 17. madde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. (2) İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”
Ancak kamu yararı olan özel yerlerin özel mülkiyete açılması gerekir diyoruz. Ancak bu durumlarda özel mülkiyete açılma imkanı kabul edilmelidir, yoksa her kıymetli sahipsiz yerin özel mülkiyete açılması mümkün değildir.
Hizmet malları ve orta mallarının temelinde özel mallar var. Bunlar tahsis işlemiyle kamu malı oluyor. Devlet nasıl bunları elde etmiş? Ya kamulaştırmış almış, ya satın almış, ya da doğal yoldan (mesela arazi oluşumu – alüvyonlarla vadinin dolması gibi). Tarıma elverişli yerler özel mülkiyete tabiidir, oluştuğunda devletin mülkiyetine girer. Tarıma elverişli olmayan yerler sahipsiz mal olarak kalır. Bunlar tahsis işlemiyle kamu malı haline getirildiği anda TMK 999. maddesi gereğince tapu kütüğünden silinmesi lazım.
Kamu malı olduğu sürece iyiniyetle kazanılamaz (sicile güven ilkesinden yararlanılamaz) + zamanaşımıyla bunların kazanılması da mümkün değildir.