Bir kadın, bir yabancı

ruhunun derinliklerine kadar titreyerek fark edersin ki birisi, bir kadın, bir yabancı, gece gündüz seni beklemekte, arzulamakta ve senin hasretini çekmektedir. varlığının her bir parçasıyla, bedeniyle ve kanıyla seni istemekte, seni özlemekte ve sana heveslenmektedir. senin ellerini, saçını, dudaklarını, senin geceni ve senin gündüzünü, duygularını, duyularını, senin bütün düşüncelerini ve düşlerini istemektedir. her şeyi seninle paylaşmayı, senin içinden her şeyi çıkarmayı ve onları nefesiyle kendi içine çekmeyi arzulamaktadır. bundan böyle ister gece olsun ister gündüz, ister uyanık ol ister uyu, dünyanın bir yerinde seni bekleyen ateşli ve uyanık bir varlık var ve sen onun uyanıklığının hayallerinin tam ortasındasın. daima seni düşünen bu kadını düşünmemeye çalışman, kaçmak için yer araman boşuna olur çünkü sen artık kendi içinde değil, onun içinde yaşamaktasın. bir yabancı, sanki bir ayaklı aynaymışçasına, içinde senin görüntünü taşımaya başlar aniden- hayır, bir ayna gibi değil, çünkü bir ayna, sen kendini ona memnuniyetle sunduğunda senin görüntünü büyük bir zevkle izlemeye koyulur. ancak bu kadın, seni seven yabancı, kendi kanına katmıştır seni.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir