Uluslararası Adalet Divanı / Uluslararası Kamu Hukuku Ders Notu

ULUSLARARASI ADALET DİVANI

Devlet arasındaki uyuşmazlıklar iki şekilde çözülebilir: 1)Barışçıl yöntemlerle 2)Güç kullanma (yasaklanmıştır)

Barışçıl yöntemler yargı dışı yöntemlerdir. Buna tahkim örnek verilebilir. İkisi taraflı biri tarafsız olmak üzere üç kişilik bir hakem heyeti oluşturulur. Tahkimde taraflar uyuşmazlığın kim tarafından çözüleceğine karar verir.

Uyuşmazlıkların yargısal olarak çözülmesi ise Milletler Cemiyeti ile ortaya çıktı: Uluslararası Daimi Adalet Divanı. UDAD sonradan UAD (Uluslararası Adalet Divanı) oldu.

UAD devletleri değil kişileri temsil eder.

UAD’ın kaynağı BM ve UAD Statüsüdür. O halde BM üyesi devletler UAD Statüsüne tabidir.

UAD Yargıçları

UAD 15 yargıçtan oluşur. Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi yarıdan bir fazla çoğunlukla seçer. Farklı bölgelerden karma bir yapısı vardır ve aynı ülkeden birden fazla yargıç olamaz. Yargıçlar 3 yıl görev yaparlar ve yeniden seçilebilirler.

Hakimin karşısına kendi ülkesine ilişkin bir dava gelirse bu hakim için çekilme sebebi olamaz. Fakat daha önce davaya ilişkin görüş verdiyse tarafsızlık gereği reddi hakim durumu söz konusu olabilir, çekilebilir.

UAD Yetkileri

  • Yargılama yetkisi

Uluslararası uyuşmazlıkları çözmeye yetkili bir mahkemedir. Bunun için

  1. İki taraf da devlet olmalıdır.
  2. Sorun uluslararası/ devletlerarası olmalıdır
  3. Hukuka aykırılık olmalıdır (bir kurala, antlaşmaya vb)
  4. UAD ihtiyari bir yargı organı olduğu için divan devletler tarafından yetkilendirilmiş olmalıdır.

Yetki şekilleri

4 farklı yöntemle olur:

  1. Antlaşma ile

Uyuşmazlığın taraflarının hali hazırda taraf oldukları bir antlaşmaya göre uyuşmazlıkların UAD’da çözüleceğine ilişkin hüküm varsa UAD yetkili olur.

  1. Yetki Antlaşması (Tahkimname) ile

Uyuşmazlık çıktıktan sonra iki devletin aralarında anlaşıp UAD’a yetki vermeleri. Aralarında önceden yapılmış bir antlaşma yoksa yapılır.

NOT:  Antlaşma yönteminin uygulanabilmesi için iki devletin de o antlaşmaya taraf olması gerekir. Sadece biri tarafsa, antlaşmaya taraf olmayan devlet sonradan UAD’a yargı yetkisi veremez. Aralarında yetki antlaşması yapmaları gerekir.

  1. Tek taraflı bildiri/beyan ile

Bir devletin süreli/koşullu beyanı varsa bu süre/koşul içinde bu devlete karşı UAD’a dava açılabilir. Örneğin deniz hukuku kaynaklı ihtilafların çözümü için 10 yıl süreyle Divanın yargı yetkisinin kabulü durumunda bu devlet bu beyanıyla deniz hukukuna ilişkin ihtilaflar açısından 10 yıl süreyle bağlıdır ve diğer devletler bu beyana dayanarak bu devlete karşı Divan’da dava açabilir.

  1. Forum prorogatum

Bu yöntem Statü’de olmadığı halde Divan uygulamada kabul etmiştir. Bir devlet herhangi bir uyuşmazlığı Divan’ın önüne tek taraflı bir dilekçe ile getirdiğinde, diğer taraf devlet divanın bu yetkisini tanımamış olmasına rağmen bu davaya taraf olarak katılarak divanın yargı yetkisini dolaylı olarak tanıması olarak açıklanabilir. Yani Divan’ın yetkisizliği ilk davada ileri sürülmüyorsa yetki kabul edilmiş sayılır.

Yetkisizlik itirazı en başta yapılmalıdır. Bu itiraz en başta yapılmazsa forum prorogatum söz konusu olur ve zımni kabulle Divan’ın yargı yetkisine sahip olmasıyla sonuçlanır.

Bir devlet bir devlete karşı Divan’da her zaman dava açabilir. Dava açılan devlet Divan’ın yetkisiz olduğunu iddia etmekte serbesttir. Yetki veren antlaşmaya taraf olmadığını, ilgili maddesine çekince koyduğunu vb. ileri sürebilir. Divan bu iddiaları değerlendirecektir.

Yetki itirazında taraflar bulunur fakat yetkili olup olmadığına Divan karar verir. Divan yetkisiz ise uyuşmazlığı çözmez, kimin haklı olduğuna karar vermez.

 

Uluslararası Adalet Divanı Statüsü 38. Madde

  1. Kendisine sunulan uyuşmazlıkları uluslararası

hukuka uygun olarak çözmekle görevli olan Divan :

  1. uyuşmazlık durumundaki devletlerce açık seçik

kabul edilmiş kurallar koyan, gerek genel gerekse özel

uluslararası antlaşmaları;

  1. hukuk olarak kabul edilmiş genel bir uygulamanın

kanıtı olarak uluslararası yapılagelmiş kurallarını;

  1. uygar uluslarca kabul edilen genel hukuk ilkelerini;
  2. 59. Madde hükmü saklı kalmak üzere, hukuk

kurallarının belirlenmesinde yardımcı araç olarak adli

kararları ve çeşitli ulusların en yetkin yazarlarının

öğretilerini uygular.

 

Kural olarak UAD normları kendi değerlendirir.

UAD tarafların talebiyle bağlıdır. Devletlerden bir talep yoksa UAD resen belirler. Örneğin tazminat talebini devlet belirtmediyse UAD kendi belirlediği bir tazminata hükmedecektir.

 

Bireylerin ve Birey Gruplarının Korunması 

Bireyin uluslararası hukuk süjesi haline gelmesinin temel dayanağı insan haklarıdır.

 

Uluslararası Hukukta Bireylerin Cezai Sorumluluğu 

Uluslararası hukuk bireylere cezai sorumluluk yüklemiştir. Örneğin deniz haydutluğu sebebiyle bireysel sorumluluk doğar. I. Dünya Savaşı sonrası uluslararası anlamda bireyin cezai sorumluluğu gündeme gelmiştir. II. Dünya Savaşı sonrası bu gelişmiştir. Nürnberg Ceza Mahkemesi ilk örneğidir. II. Dünya Savaşı sonrası Alman yetkililerin yargılanması sağlanmıştır. Tokyo Mahkemesi de buna bir örnektir. Bu mahkeme de üst düzey yetkilileri yargılamıştır. Sonra doksanlı yıllarda Yugoslavya sorunu sebebiyle bu konu tekrar gündeme gelmiştir. 1993 yılında Güvenlik Konseyi 827 Sayılı kararla mahkeme kurmuş ve Sırbistan Devlet Başkanı Miloşeviç yargılanmıştır.

Yugoslavya için adhoc mahkeme kurulmuştur. Sonra da Ruanda için de kurulmuştur. Suç işlendikten sonra adhoc mahkeme kurulması ceza hukukuna göre sorunludur çünkü bu durum yasallık ilkesi ve tabii hakim ilkesine aykırıdır. Güvenlik Konseyi bunu gündemine getirmiştir. Sonra Roma Statüsü (Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü 1998) hazırlanmıştır. Bu Statü 2002’de yürürlüğe girmiştir. Türkiye taraf değildir. Bunda Türkiye’nin terörle mücadelesine karışılmasından korkulması etkili olmuştur. Bu Statü hükümlerinin Esad için uygulanması da gündeme gelmiştir.

 

Uluslararası ceza mahkemeleri sıradan suçları yargılamaz. Sadece uluslararası suçları yargılar. Statü 5.maddede mahkemenin yargı yetkisine giren suçları düzenlemiştir. Buna göre Divan’ın yetkisine giren suçlar tüm uluslararası toplumu yakından ilgilendiren çok ciddi suçlarla sınırlı olacaktır. Statü’ye uygun olarak Divan aşağıdaki suçlar üzerinde yargı yetkisine sahiptir:

  1. Soykırım suçları

Sözleşmenin 6.  Maddesine göre soykırım bir ulusal, etnik, ırki veya dini grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak niyetiyle gerçekleştirilen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır:

  1. Grup üyelerini öldürmek
  2. Grup üyelerine ciddi fiziksel ve ruhsal zarar vermek
  • Fiziksel olarak kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak niyetiyle grubun yaşam koşullarını ağır biçimde kötüleştirmek
  1. Grup içinde doğumları önlemek için tedbirler koymak
  2. Grup içindeki çocukları zorla başka bir gruba nakletmek

Soykırım suçu özel kasıtla işlenen bir suçtur. Ermeni Soykırımının üçüncü duruma girdiği iddia edilir.

  1. İnsanlığa karşı suçlar
  2. maddeye göre herhangi bir topluluğa karşı geniş çapta veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır: öldürme, toplu yok etme, köle (esir) etme, halkın sürülmesi veya zorla nakli, işkence, ırza geçme…. Irza geçme boyutuna göre soykırıma bile girebilir çocukların etnik kökenlerini değiştirme amacı olursa.

 

  1. Savaş suçları
  2. maddede düzenlenmiştir. Rehin alma, sürgün, sivillere saldırı…

Bunu dışında 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Protokolünde de savaş hukuku kuralları düzenlenmiştir.

  1. Saldırı suçları

 

Uluslararası Ceza Divanı bu suçları kim işlerse işlesin 18 yaş üstüyse yargılayabilir. Bu suçlara karşı devlet başkanlarının bile dokunulmazlığı yoktur.

 

Uluslararası Ceza Divanın yer bakımından yetkisi

  • Sözleşmeye taraf bir devletin ülkesinde işlenmişse
  • Sözleşmeye taraf olmayan bir devletin vatandaşı sözleşmeye taraf olan bir devletin ülkesinde suç işlerse
  • Vatandaş nerede olursa olsun vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devlet sözleşmeye tarafsa

Bunun dışında UA Ceza Divanı yetkili değildir fakat tek bir istisnası vardır: Eğer BM Güvenlik Konseyi 7. Bölüm çerçevesinde karar alıp UA Ceza Divanını yetkilendirirse UA Ceza Divanı yetkilidir.

 

Uluslararası Ceza Divanının soruşturma yetkisini kullanması

1)Resen savcılık devreye girer. Delilleri toplar, iddianame hazırlar. Mahkeme iddianameyi kabul ederse dava açılır. Gerek görülmezse takipsizlik kararı verilir.

2)Bir devletin talebi üzerine savcılık harekete geçebilir.

3) Güvenlik Konseyi savcıya olayı soruşturma talimatı verir. Savcılık soruşturup böyle bir suçun olmadığına karar verebilir ve dava hiç açılmayabilir.

 

Uluslararası Ceza Mahkemesinin İkincilliği

Uluslararası Ceza Divanı ikincil bir mahkemedir (AİHM gibi). Yetki alanına giren suçlar öncelikle devletlerin ceza kanunlarında düzenlenir. Bizim ceza kanunumuzda da soykırım suçları, insanlığa karşı suçlar vb. düzenlenmiştir. Suçun işlendiği yer mahkemesi veya vatandaşı olunan devletin mahkemesi öncelikle yargılamalıdır. Bu şekilde yargılanan kişi kural olarak Uluslararası Ceza Divanında tekrar yargılanamaz. Kimse aynı suçtan iki kere yargılanmaz. Fakat devlet bu soruşturma ve yargı sürecini savsaklamışsa Uluslararası Ceza Divanı devreye girer. Elbette fail devlet başkanıysa, dokunulmazlığa sahipse kendi devleti tarafından yargılanması mümkün değildir. Bu durumda doğrudan Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekir.

Türk vatandaşı başka bir devlete iade edilmez. Tek istisnası ua ceza mahkemesinin yargı yetkisine giren suçlar olduğunda iade edilir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir